BIST 100
10.921,30 0,03%
DOLAR
42,5242 0,14%
EURO
49,6430 0,23%
GRAM ALTIN
5.779,88 0,47%
FAİZ
37,98 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
79,81 2,24%
BITCOIN
92.364,00 0,20%
GBP/TRY
56,7958 0,09%
EUR/USD
1,1665 0,18%
BRENT
63,27 0,02%
ÇEYREK ALTIN
9.450,56 0,47%

İlluminati, Leonardo da Vinci ve Antik Bilgisayar

ahmet-tuna-haberci-kose-yazisi

Mayıs ayı diğer aylara nazaran sanki biraz daha özel bir ay gibi.

Gelin üç farklı tarihe birlikte bakalım:

1 Mayıs 1776 – İlluminati'nin kuruluşu,

2 Mayıs 1519 – Leonardo da Vinci'nin ölümü,

ve 17 Mayıs 1902 – Antikitera düzeneğinin keşfi.

*****

1 Mayıs 1776 – Aydınlığın Gölgesinde Bir Cemiyet: İlluminati

  1. yüzyıl Avrupa’sında Aydınlanma Çağı’nın rüzgârı esiyordu. Birey özgürlüğü ve bilimsel merak yükseliyordu. Bu ruh hâli içinde, Bavyera'da genç bir hukuk profesörü olan Adam Weishaupt, Aydınlanma çağının ruhunu taşıyan gizli bir cemiyet kurdu.

Adını “aydınlanmış olanlar” anlamına gelen İlluminati koydu. Hedef, dinî baskılardan ve monarşinin tahakkümünden kurtulmuş, özgür düşünen bireylerden oluşan bir toplum oluşturmaktı.

İlluminati'nin amacı gerçekten insanlığı özgürleştirmek miydi, yoksa toplumu yönlendirmek mi? Bu soru doğası gereği tartışmaya açık. Ancak bir gerçek var ki, bu cemiyetin temelinde cehalete, dogmalara ve otoriteye karşı entelektüel bir mücadele vardı.

Kısa ömürlü olmasına rağmen, İlluminati hakkında geliştirilen efsaneler, onu bir düşünce akımı olmaktan çıkarıp, dünya çapında bir gölge güç olarak tahayyül edilen mitolojik bir figüre dönüştürdü. Belki de bu mit, bilginin gizli ellerde birikmesinin toplumda yarattığı korkunun bir dışavurumudur.

*****

2 Mayıs 1519 – Bir Dehanın Ardından: Leonardo da Vinci

1 Mayıs’tan bir gün sonra, tarihin en büyük zekâlarından biri olan Leonardo da Vinci, 1519 yılında bu dünyadan ayrıldı. Onun ölümüyle birlikte, sadece bir sanatçıyı değil, bir mucidi, mühendisi, anatomisti, astronomi meraklısını da uğurlamış olduk.

Leonardo'nun defterleri, halen tam çözülememiş şifreli notlar ve devrim niteliğinde çizimlerle dolu. Mekanik makineler, uçuş simülasyonları, insan vücudunun anatomik kesitleri… Hepsi, zamanının çok ötesinde.

Tıpkı Antikitera düzeneği gibi, onun da fikirleri, kendi çağının çok ötesinde bir mekanik zekâyı ve entelektüel cesareti temsil ediyor.

Onun ölümüyle, insanlık belki de bir bilgi kıtlığına daha sürüklendi. Çünkü kimi bilgiler, ancak onları taşıyacak doğru zihinlerle var olabiliyor.

*****

17 Mayıs 1902 – Batıktan Çıkan Zekâ: Antikitera Düzeneği

Yunanistan açıklarında batan bir Roma gemisinde, 1902 yılında yapılan kazılarda çeşitli heykeller, seramikler ve metal parçalar bulundu. Ancak batıktan çıkarılanlar arasındaki en değerli bulgu, tuzlu deniz suyundan olumsuz etkilenmiş ve ezilerek iç içe geçmiş çarklar bulunan tahta bir kutucuktu. Yaklaşık bir ayakkabı kutusu büyüklüğündeki bu kutunun içinde bir tür mekanik düzenek bulunuyordu.

Ne yazık ki, batığın bulunduğu yıllarda ahşap buluntuları korumaya yarayan yöntemler henüz bilinmediğinden, bu kutu çıkarıldıktan kısa bir süre sonra bozularak yok oldu.

Ama bu keşif, tarihin düşündüğümüzden çok daha teknolojik olabileceğini gösteriyordu. Çünkü bundan 2000 yıl önce, bilim insanları gökyüzünü yalnızca gözlemlemiyor, mekanik zekâyla da çözüyordu. Böyle gelişmiş bir cihaz, tarihin çizgisel değil, dalgalı bir bilgi akışı içinde ilerlediğini gösteriyor.

Bugün "Antikitera Düzeneği" olarak adlandırılan bu aygıtın ne işe yaradığı hâlâ tam olarak bilinmemektedir. Kesin olarak bilinen, onun MÖ 1. yüzyıl teknolojisinin ipuçlarını veren eşsiz bir bulgu olduğu.

Düzenekle ilgili en çok kabul edilen görüş, kimi gök cisimlerinin gökyüzündeki konumlarını modellemeye yarayan bir tür "analog bilgisayar" olduğudur. Keşfedildiği günden bu yana, bilim ve teknoloji tarihçileri için gizemini korumaya devam etmektedir.

Antik dünyada sadece felsefe değil; teknoloji ve mühendislik de üst seviyedeydi. Peki bu bilgi nereye gitti? Neden aktarılamadı?

Bu buluş, bilginin kesintisiz bir çizgide ilerlemediğini; zaman zaman kaybolduğunu ve yeniden keşfedildiğini gösteren en çarpıcı örneklerden biridir.

*****

İlluminati’nin kuruluş felsefesi, Da Vinci’nin entelektüel yalnızlığı ve Antikitera düzeneğinin unutulmuşluğu bize bir gerçeği gösteriyor:

Bilgi, yalnızca ulaşanların değil, asıl olarak yönetenlerin aracıdır.

Ve eğer bilgi paylaşılmazsa, toplumlar ya yönlendirilmeye açık hale gelir ya da medeniyet kayıpları yaşar.

İnsanlık bazen bir deftere yazılan fikirde, bazen batıkta paslanmış bir çarkta, bazen de gizlice kurulmuş bir cemiyetin içinde kendi yolunu arıyor.

 

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?