MÖ 3900 yılında Sahra Çölü ve Arabistan yeşilken bir anda çöle dönüştü. MÖ 2250 yılı civarında Orta Asya kuraklaştı ve bu Türk göçlerini başlattı.
Aslında 1815’te Tambora‘nın patlaması çok daha küçük bir olaydı ama 1816 yılında ABD’de haziran ayında don görülmesine neden olacak kadarda büyüktü; bunun sonucunda da global çapta çok büyük bir kıtlık yaşanmıştı. Ama Buzul çağının sonlarındaki ani ve keskin zigzag, giriş paragrafındakilerden de büyük bir katastroftu.
Sadece Gulfstream sıcak su akıntısının kesilmesi bile İngiltere ve İskandinavya’yı yaşanmaz bir tundraya çevirebilir; Avrupanın geri kalanı ise muhtemelen Rusya’nınkine benzer bir iklime dönüşecektir. Avrupanın geneli oldukça sık nufusludur ve tarım alanında yaratacağı şokun etkisiyle, en iyi ihtimalde bile, en aşağı savaş çıkaracaktır; en kötü ihtimali yazmasam daha iyi olur. Daha önce bu tarz şeyler oldu ve gene olacak.
Önlem almıyoruz. Dünya çapındaki yetkililer ya göremiyor ya da görse bile önlem alamayacak kadar aciz çünkü onların üstündeki yetkililer göremediği için onları engelliyor. Şu anda bir somun ekmeğin fiyatını ve bunun 50 katına fırladığını düşünün; tabi diğer gıda maddelerinin fiyatı da aynı şekilde fırlayacak. İklimsel döngü zaten bir mini buzul çağına doğru gidiyor ve ortaçağın sonuyla erken modern dönem arasındaki bir önceki mini buzul çağından çok daha sert geçmeyeceğinin bir garantisi yok.
Küresel ısınma diyorlar; eğer böyle birşey varsa hiçbir şekilde tehlike olmadığını söyleyebilirim. Dünyanın ısındığı bütün dönemlerde her zaman nem ve yağmur artmıştır; tam tersine kuraklık ve soğuk hep birlikte olmuştur. Küresel ısınma olursa yetişme sezonu uzayacak, tarım ürünlerinin yetişme sınırları kutuplara yaklaşacak, yağmurların artması sebebiyle de su ve sulama ihtiyaçları azalacaktır.
Tarihte anormal soğuklar yüzünden kıtlıklar yaşandığı biliniyor. Global çapta kuraklıkla sıcağın değil soğuğun bir arada bulunduğu biliniyor. Ayrıca buzulların erimesi durumunda eriyik buzul suları donma noktasına çok yakın olacağı için okyanusların soğumasına da neden olabilir, bu da sıcak su akıntılarını bozabilir ve soğuk su akıntılarını kuvvetlendirebilir. Ayrıca okyanus genel olarak soğuyacağı için buharlaşma azalır ve iklim kuraklaşır. Bunun da ötesinde okyanusların soğuması, okyanus sıcaklığı sayesinde olması gerekenden sıcak olan yerleri soğutacaktır.
Global bir kıtlığa doğru gidiyoruz. Kimse önlem almıyor. Gıda fiyatlarında aşırı bir artış dünyanın pekçok yerinde insanların oldukça fakirleşmesine ve açlık çekmesine yol açacaktır. Dünyanın pekçok yerinde doğrudan açlıktan ölümlerin olması dışında ciddi şekilde fakirleşme sonucu birçok isyan ve içsavaş da çıkacaktır. İklimsel değişim yüzünden yok olan pekçok medeniyetin olduğu biliniyor. Doğal bir döngü ve önlemlerin alınmamasının birleşmesi sonucu günümüzdeki medeniyet de yokolabilir. Bunun sonucu da 100 milyondan az insanın hayatta kalması demektir.
Bu eninde sonunda olacak. Öngörüsüzlüğümüz medeniyetimizi yokedebilir. Dur demek zorundayız. Aslında bunun çözümü enerjinin bol ve ucuz olmasından geçer. Günümüzde enerjide suni kıtlık yaratılıyor. Bu yüzden enerji çok maliyetli. Aslında çok daha ucuz, temiz ve bol kaynaklar var. Ama istenmiyor çünkü enerjinin pahalı olması birilerine inanılmaz karlar ettiriyor. Sıcak füzyon çoktan keşfedildi ama kullandırılmıyor. Soğuk füzyon da öyle. Mesele sadece fosil yakıt sektörü değil. Yenilenebilir enerji kaynakları ve verimli enerji tüketen cihazlar da oldukça kar ettiriyor. Ayrıca temiz su da oldukça karlı olan bir başka alan. Aslında su hep var; sonuçta atmosferden kaçmıyor. Ama denizden arıtmanın özellikle pahalı hale getirilmesi bunun ticaretini de çok karlı hale getiriyor. Klasik bir tüccar hilesi vardır: Tüccar malı önceden ucuza alıp istifler. Sonra da o malın kıtlığı olunca istiflediği malları çok pahalıya satar ve bu işten müthiş kazançlı çıkar. Enerji ve temiz suda da olan bu.
Dünyadaki sıcaklıklar zaten doğal olarak birkaç yüzyılda bir iner çıkar. 19. yüzyıla kadarki dönem mesela ‘Küçük buzul çağı’ olarak adlandırılıyordu. Bugün kar yağmayan yerlerde nehirler donuyordu. Buna karşın bronz çağında sıcaklıklar bugünkünden de yüksekti. Bunun kanıtı olarak bir örnek verirsek bugün üzüm yetişemeyen yerlerde o gün bağların olmasını gösterebiliriz.
İklim değişikliklerinin medeniyetleri yokedebilmesinin sebebi, o toplumların hazır olmamasından da öte açlık gibi sebeplerden kaos ve anarşi çıkmasıdır. Bugün global çapta bir kıtlık olursa dünyanın pekçok yerinde isyanlar çıkacaktır. Şu anda dünyanın pekçok yerinde insanlar tepedeki karar alıcı mercilere güvenmiyor. Bu durumdaki insanlar provokatörlerin ve mesiyanik hareketlerin propagandalarına çok daha kolay kapılır. Prekaryalaşma da böyle bir olay durumunda isyan çıkmasını kolaylaştırıcı bir sebep.
Şu var ki dünyada pekçokları binlerce yıldır kıyametin kopmasını bekliyor ama hala kopmadı. Ama büyük veba salgını gibi çok yıkıcı olaylar da yaşanmadı değil. Teknolojilerimizi kaybettirecek çapta bir olay yaşarsak dünya nufusunun ancak %1’i hayatta kalacaktır ve kalanlar da perişan halde olacaktır. Önlem alabiliriz. İlla felaketler olacak ancak önlem aldığımız takdirde bu tarz olaylar çok daha kolay atlatılacaktır. İşte sorun da burada! Pekçok medeniyet gerekli önlemleri alamamıştır, yapması gerekenleri yapamamıştır ve bu yüzden de çökmüştür. Ama bunlardan ders çıkarabiliriz. Zaten tarih ilmi ne için var?
Karar sizin seçim sizin! Herşey yapılabilir. Akıllıca bir tercih yapmalısınız. Sakin ve sabırlı olun!