yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
32,8561
EURO
35,1610
ALTIN
2.431,25
BIST
10.486,70
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Açık
29°C
Yalova
29°C
Açık
Perşembe Açık
29°C
Cuma Az Bulutlu
29°C
Cumartesi Az Bulutlu
29°C
Pazar Az Bulutlu
30°C

İHH’dan İsrail tepkisi

İHH’dan İsrail tepkisi
13.03.2022 12:45
0
A+
A-

 

 

 

 

Haber \ Büşra GÜNDÜZ

İHH gönüllüleri, tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak İsrail’e karşı tepki için bir araya geldiler. Yalova’da, Cevdet Aydın Parkı önünde bir basın açıklaması yapıldı. Dernek adına açıklama yapan İbrahim Ziyaalp, “İşgali tanımıyor, işgalci İsrail rejimi ile işbirliğini kabul etmiyoruz” dedi.

‘İsrail ile başlatılan siyasi yakınlaşmayı anlamıyoruz’

Ziyaalp açıklamasına şöyle devam etti: “Bugün geldiğimiz noktada Filistin topraklarının neredeyse tamamı, apartheid İsrail rejiminin işgaline uğradı. Kurulduğu günden itibaren bölgedeki hak ihlallerine devam eden İsrail, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak bölgede bitmek bilmez bir kriz sarmalı üretmiştir. Bu kriz, sadece Filistin toprakları ile de sınırlı kalmamış; dalga dalga tüm dünyayı etkisi altına alan bir virüse dönüşmüştür. İsrail’in son yıllardaki karnesine baktığımızda, hemen hemen her gün ayrı bir hak ihlali ve yerinden etme ile geçmiştir. Çocuk, yaşlı ve kadınlar üzerinde uyguladığı sert ve acımasız politikalar ile milyonlarca insanın yerinden edilmesi, evleri yıkarak toprakların işgal edilmesi, mabetlere saldırarak din özgürlüğünün elinden alınması bu ihlallerden yalnızca bazılarıdır. Filistinlilerin yaptığı insancıl gösterilere uyguladığı orantısız güç ile binlerce gencin sakat kalmasına ve bir ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm olmasına sebep oldu. Son 70 yıldır Ortadoğu’da sadece problemden, kandan ve gözyaşından beslenen Siyonist işgal çeteleri, sadece Filistin için değil; Türkiye için de bir güvenlik sorunudur. 2010 yılında insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisine, uluslararası sularda yaptıkları hukuksuz saldırı ile 9 vatandaşımız şehit edilmiş, 1 kişi 4 yıl boyunca komada kaldıktan sonra şehit olmuştur. 56 insani yardım gönüllüsü de, ağır bir şekilde yaralanmıştır. Bu saldırı sonrasında yaşanan süreçte Mavi Marmara Derneği olarak tam 12 yıldır süren hukuk mücadelesine başladık. Ailelerimiz ve arkadaşlarımız adına ulusal ve uluslararası mecralarda yaptığımız kişisel başvurulara, gayri hukuki şekilde engel olunmaya çalışıldı. Mülkün temeli olan adalet; Yahudi lobisinin gizli görüşmeleri ile engellenmeye çalışıldı. Bağımsız Türkiye mahkemeleri, taraflı tutumu ile insanların hak ve hukuk arayışlarına engel üstüne engel koydu. Bu süreçte apartheid İsrail güçleri, Türkiye’ye onlarca söz verdi. Gazze’de hala devam eden karadan ve denizden ambargonun kaldırılması, Kudüs’te bulunan Müslüman nüfusun taciz edilmesinin durdurulması, İslam dininin kutsal mekanlarından biri olan Mescid-i Aksa’daki saldırıların önlenmesi ve Filistinlilere seyahat/ din özgürlüğü tanınması gibi yerine getirilmeyen onlarca söz verildi. Yaşanan bunca sıkıntının hesabı hala sorulmamışken ve bu hukuksuz saldırının üstüne, Türkiye Devleti yöneticilerinin işgalci apartheid rejimi İsrail ile başlattığı siyasi yakınlaşmayı anlamakta güçlük çekiyoruz. Türkiye’nin de milli güvenliğini tehdit eden çeteleri ve örgütleri fonlayan, 15 Temmuz darbe girişiminin bir tarafgiri, Ortadoğu’daki kronikleşen birçok problemin esas tetikleyicisi olan bu yapı ile siyasi yakınlaşmanın daha büyük problemlere kapı aralayacağına inanıyoruz. Apartheid rejiminin en önemli özelliği istikrarsızlıktan ve problemden beslenen bir gelenekte oluşudur. İsrail bölgedeki istikrarsızlıktan beslenmektedir. Siyonist inancın temelinde; kendisi dışındaki bütün din, dil ve renklere yaşam hakkı tanımamak yatmaktadır. Türkiye tarihi, mirası ve kültürü ile dünyanın bütün bölgelerine adalet ve yardım götürmüştür. Devlet geleneği olarak teröristlerle, haydutlarla ve hırsızlarla işbirliği içinde olmamıştır. İsrail’in senelerdir tüm Ortadoğu’da finanse ettiği terörü ve Türkiye Cumhuriyet vatandaşlarını katlederek sergilediği şımarık tutumu görmezden gelerek, siyasi bir yakınlaşmanın daha büyük problemlere yol açacağını biliyoruz. Apartheid rejimi İsrail’in, Türkiye’nin dış politikası için bir tehlike olduğunu iyi biliyoruz. Halkın iradesini yok sayarak ve kendi vatandaşlarının hukuki mücadelesi hala devam ediyorken bu tür bir yakınlaşmanın, ülkemizdeki adalet sistemini yerle bir edeceğini iyi biliyoruz. Gelin bu yanlıştan yol yakınken ayrılın. Mavi Marmara’nın, Hatay’da verdiğimiz şehitlerin, Gazze’deki ablukanın, Mescid-i Aksa’ya saldırıların hesabı sorulmadan İsrail ile başlayacak bir normalleşme; sadece bölgedeki krizlerin daha da kurumsal zeminlerde karşılık bulmasına sebep olacaktır. Son olarak şunu bilmenizi isteriz: Bizim seferimiz hala bitmedi ve Mavi Marmara yoluna devam ediyor.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.