
Sevgili dostum. Allah'a kulluk adına, ibadet eden bir insan, kötülüklerden arınmak, şefkat ve merhametini artırmak adına ibadet yaptığını bilir, ya da bilmesi gerekir. Çünkü namaz kötülüklerden alı kor. En büyük kötülük ise hem kendine hem de başkasına olan merhametsizliğidir. Kendi bedeni kendine emanettir. Ne göz kendinindir ne de kulak. Hakkı olmayandan gözünü sakınacak, yanlış söze kulağını kapatacak, dilini tutacak. Hak konuşacak, bir de haksızlık karşısında konuşacak. Duruşuyla, varlığıyla iyi ki var denilecek. Ona bakan gıptayla bakacak, onun gibi olmak isteyecek. Yani aynaı iştir kişinin lafa bakılmaz, hükmünde bir hayat sürecek. Bu hem İslam’ın hem de insanlığın kuralıdır. İnsanlığına insanlar itibar edip, bize adaletle hükmedeceğine kani geldik, sen bizdensin deyip, yanındayız, sıkıntıda arkandayız diyerek, adaletten ve siyasetten hiç kimse uzak kalmayacak. İnsan kendini idare edecek, yönetecek, yol gösterecek, kanun nizam hazırlayacak, siyasetçilerden uzak durabilir mi? Bunların hepsi benim için, evlatlarım torunlarım, vatanım ve geleceğim hatta varlığım ya da yokluğuma karar verilecek, ben içinde olmayacağım. Bu ne gaflettir, tefekkür gerekir, yeniden akıl sahibi olmak gerekir. Ben köşeyi döneyim de gerisi beni ilgilendirmez fikri Müslüman’ı bırak insan, insanlık fikri bile olamaz. Sonra her köşenin arkası, cennet bahçesi değil, cehennem çukuru da olabilir. Zerre ferasetin varsa bunları görebilirsin. Dün burnu havada olanların bugün başını kaldıracak hali olmadığını, aklın varsa görebilirsin. İrade senin hesabını da sen vereceksin. O zaman İrademi ben kullanamayacağım, irademe ipotek konulacak sonra insanım diye gezeceğim. Ben insanların gönlüne girmeye çalışırken, onların hakkını hukukunu, kendi hakkımdan önce tutmazsam, anlımı secdeye koymam, koyamam. Mümin, herkesin şahsına emanet edildiğine inanan, vatan kuran, bayrak tutan, inancını koruyan ve bu uğurda mücadele eden kişidir. İbadetinde, ticaretinde, siyasetinde, merhamet ve adaletinde var olacak, sazı da çalacak sözü de söyleyecek. Gençlere, gençler o taraf çıkmaz sokak, bu tarafa gelin diyecek, donanım içinde olacak. Şikayet etmeyecek, sızlanmayacak, kimseyi eleştirmeyecek, çok çalışacak, fikir üretecek. Başta Peygamberimiz olmak üzere, nebilerden örnek alacak, onların da insan olduğunu unutmayacak. Onlar bizatihi görevli idiler, görevlerini yapıp gittiler. artık bugün onlar yok, bizatihi görev bize emanet diyecek. Sizi bilmem amma, ben İslam’ı böyle okudum, böyle gördüm. Arkamı dönüp, insanlık tarihine baktığımda bütün peygamberler, ibadetle merhameti, siyasetle adaleti sağlamak adına Allah'tan emir almış, insanlığın kurtuluşuna vesile olacak olan, bu ilahi emirleri yerine getirmek için canla başla çalışmışlar. İnsan bu bazen insan kalmış, bazen de nefsine yenilerek, insanlığın düşmanı olan şeytanla iş birliği yaparak, kendine yani insana, insanlığa, en büyük zulmü, şeytan yine insan eliyle yapmış, yaptırmış. Böylece yeryüzünde Allah'a olan itaat, ibadet kalmamış, merhametin yerini, merhametsizlik sarmış. Maneviyata hiç ulaşmamış ya da maneviyatı nefsine tercih etmiş, bazı insanlar, maddi güce ulaşarak, kendi kafasına göre siyaset üretmiş, hüküm koymuş, siyasetle hakimiyet kurmuşlar. Ehil olmadığı halde, olmaması gerekirken idareci olanlar, bu kafayla insanları idare edenler, adaletten uzak, zalimce bir hayat kurup, insanları köleleştirmiş, düşünmelerini yasaklamış, rızık endişesi üretmiş, hakimiyet kurmak için, sahte ilahlara ibadet ettirmişler. O ilahların arkasına sığınarak, güçlerine güç katmışlar. Tam da bu zamanlarda, yüce yaratıcı, insanlığın imdadına, son peygamberini görevlendirmiş. Bu sefer kutsal görev, son kez, bizim de Peygamberimiz olan Hz. Muhammed’de şekillenmiş. Allah (cc) son peygamberine uyarı niteliğinde, dinimi İslam adı altında tamamladım bundan böyle ne başka bir din ne de başka bir peygamber gelmeyecek boşuna bekleme, beklemesinler kendini örtünün altına saklayarak bu işten kurtulamazsın. Kalk ve görevini yap, sen son peygambersin, dinde son din, sen uy ve uyar. Uyanlarda senin gibi inansınlar, başka din, başka kurtarıcı, beklemesinler. Başka ilahlar edinmesinler, yalnız ve yalnız Allah'a ibadet etsinler, doğru yoldan ayrılmasın, birbirine düşmanlık etmesinler, diye peygamberini ağır bir görevle görevlendirmiş. Peygamber Efendimizde, son peygamber olması sebebiyle, görevini layıkıyla yerine getirmiş. Bize de ahir zaman ümmeti yani son ümmet, bundan böyle ne peygamber gelecek ne de başka bir ümmet. Kıyamete kadar Kur’an yaşayacak, hadisler hayat bulacak, ümmet de bu hayata tabi olacak ama nasıl?
Sevgili dostum, eğer inandıysan, iman ettiysen, ben Müslümanım dediysen, unutma ki bütün dünyadan sorumlusun. Her mazlumun, her insanın, her canlının, bir karış torağın, huzurunda huzursuzluğunda, hesabına hazır olmak zorundasın. Bu yüzden, ibadet ederken düşün, merhametini artır, siyaset yaparken düşün, adaletini artır. Aynı düşünce içinde, bir ol, birlik ol. Yoksa dünyada yok olacak, ahirette rezil olacaksın. Düze çıkmak için yokuşu tercih edenler, ter dökenler kazanacak, yokuşu görünce geri dönenler kaybedecektir. Düzün kıymeti, yokuşun ardındadır unutma, hayat zoru başaranlara madalya takar, yatanlara değil, bunu da unutma. Ya adam olacağız ya adam olacağız. İsmet Özel abimin sözüyle bitiriyorum. Toparlanın gitmiyoruz.


