yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,6899
EURO
36,6392
ALTIN
2.962,29
BIST
9.614,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Çok Bulutlu
16°C
Yalova
16°C
Çok Bulutlu
Cumartesi Çok Bulutlu
14°C
Pazar Az Bulutlu
13°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
12°C
Salı Yağmurlu
11°C

HÜRRİYET MESELESİ

29.11.2024 15:00
0
A+
A-

 

Sevgili dostum.

Hürriyet meselesi, bireysel mi, toplumsal mı, fikirsel mi, zihinsel mi?  Çoğu zaman  düşüncelerimin arasında yer almış, beynimi hep işgal edip, beni de meşgul etmiştir. Yetmişli yıllarda, bağımsız Türkiye diye bağıran gençlere karşı, milliyetçi Türkiye diye bağıran gençler, aynı sokağın aynı okulun, hatta aynı evin çocukları olmalarına rağmen, hürriyet meselesini farklımı anlamışlardı. Ya da hangisinin fikri, içlerine kaçırsaydım bana gerçek hürriyeti tattıracaktı bilmiyorum. Belki de ikisi de samimi idiler ama o günlerde görünmeyen bir güç, onları karşı karşıya getirdi. Onlara gidip hem bağımsız, hem milliyetçi, olamaz mısınız dediğimde, aynı şeyleri istemelerine rağmen, yol farkından kavga edildiğini gördüm. Fakat bu yolu kimin çizdiğini, o günlerde ayrıntısıyla göremedim. İşin içinde bir yanlışlık olduğunu da, her zaman söyledim. Bize bu toprakları vatan yapan ecdadımıza, saygılı olmayı, her daim yüreğimde ve beynimde taşıdım. Bu gün o gençler yok, fakat hürriyet, bağımsızlık adına, başka meseleler var. O günkü karanlık eller, bu gün artık açıktan, alenen, kendi hürriyetleri için, bize hürriyeti çok görüyor. Bizi hala içimizden birilerini, satın alarak, ya da fitne çıkartarak, bir birimize düşman yapmaya çalışıyor ve başarıyor. Artık yemezler, bu milletin çoğu her şeyin farkında. Bu gün artık şunu çok iyi biliyoruz Yol çizenler,  yol yerine hep çıkmaz sokaklar çizmişler. O gün gibi bu günde hatta yarında iş başında olacaklar. Bu milletin yarısından fazlası artık bunun farkında. Evet cahilimiz çok, ahlaki sorunumuz var ama öte yandan yeryüzünün en merhametli toplumu yine bizde var. Tam bağımsız ve hürriyetine kavuşma yolunda çok ciddi yol aldık. Dünyada bir yerimiz bir sözümüz var. Hürriyet meselesini yüreğimizde tam çözdüğümüz, fert fert mesuliyetimizi yerine getirdiğimiz, ahlaki sorunumuzu biraz daha düzelttiğimiz gün, bırakın bizi dünyaya insanlık öğretecek, ayar verecek, fitneyi engelleyecek  hale geleceğiz, Allah’ın izniyle. Yeter ki güçlü bireyleri üretelim.

Hürriyet meselesi benim için, başka bir dünya içeriyor. Bendeki hürriyet, ölümsüzlüğün kapısını aralayan, ahiret bilincinden, Allah inancından, Allah sevgisinden, Allah  korkusundan başka bir düşünce, başka bir yol değil. Bu benim  özgürlük ve hürriyet anlayışım.  Kimseyi davet etmiyorum ama özgür ol, hürriyetini kazan, düşünceler senin olsun diyorum. Beni beğenme, özgür ve hürriyet fikrini taşıyorsan, fikrini görelim, oturup adam gibi konuşalım. Bu düzeye geldik sanırım. Beni düşündüren benim kendi meselem, bu bilince ne kadar yakınım bilmiyorum. Hürriyet İnanmam ve yaşamım arasında, nerdeyim meselesidir. Çünkü artık  hürriyet meselesi, tüm Dünya’da fikirden, zihinden, toplumdan ayrıştırarak, küresel sermaye, küresel bireyler, haline getirerek, tek yaşamaya hürriyet  kılıfı giydirip, tüm insanlığı kendi kontrollerine alma gayreti içindeler, artık bunun farkındayız.  Fakat farkında olmak yetmiyor, sürekli icraat gerekiyor. Kendi bireysel hatalarımı düzeltmek adına, ne kadar hürüm diye çok düşündüm. Fert olarak bazı bilinmeyenleri bilmek, hürriyet meselesini, kendi beynimde çözmek, kendimle barışmak için, arkama dönüp baktım. Meğer her şey benimle başlıyormuş. Benim hürriyetimin bittiği yerde, başkalarının hürriyeti başlar fikrine, ya ben uymamış, yada birileri benim hürriyet alanımı çiğnemişler. Acaba her insanın kendine göre, hürriyet anlayışı, kendinde gizli hürriyet anayasası mı vardır, çok merak ettim. Bu yüzden bu konu beni,  derin bir düşünceye sevk etti, etmeye de devam edecek gibi görülüyor. Ben beni dizayn etmeye başladığım gün, Ben Dünya’nın yeniden dizayn edileceğine inanmaya başladım. Bu dizaynda artık oyuncu değil, oyun kuranların hürriyetten, özgürlükten nasiplendiğini gördüm. Ve hala

Hürriyet meselesi nedir diye, kendi kendime bu soruyu sormaya devam edeceğim. Hürriyet nedirin cevabını bulamamış, yada bana göre inandığım hürriyeti, yaşayamamış başkalarının anladığı hürriyet, benim hürriyetimi bana sormadan, beni engellemiş olsa da, benim hürriyet anlayışım, hürriyet sınırlarım, başkalarının hürriyetine engel olmayacak. Kendi ayaklarının üstüne durma, her kesin kendi geliri olması, küresel sermayenin planı olmakla, o paydan gelir alma fikri de küresel sermayeye aittir. Bu fikir özgürlüğümüzü kaybettirdiği gibi, aklımızı kullanıp, küresel sermayeden pay alıp, akıllı, inançlı,  şuurlu, feraset sahibi, maddeye hakim olan, manayı öne alan,  aldatılamayan güçlü bireyleri yetiştirebiliriz. Başka çaremizde yok, küresel oyunun içinde bizde varız.

Bunun için çok geç değil, zira Dünya’da söz sahibi olmak için başka çaremiz yoktur. Yaş fark etmeden hürriyet meselesini fark eden her birey, Allah’ın hür yarattığı gibi, hür yaşayıp sadece Allah’a kul olarak hayat süreceğiz. Bu hayat bize ve çocuklarımıza, kendine güven sağlayacak, başaracağına inanacaktır. Oyunu onlar kursa da, bizde kurup artık bilerek oynatacağız.

Aynı evi paylaşanlar, ayrı hürriyete mi sahiptirler. O evi yaşanabilir hale getirmek için, iki kişi tarafından, anlaşarak kurulmamış mıdır? Atalarımızın bir elin nesi var, iki elin sesi var fikri, birliği dirliği ve güç birlikteliğini çağrıştırmaktadır. Artık o evin ortak bir anayasası vardır. Hiç kimse tek başına hüküm koyamaz.  Bu yüzden hürriyetler savaşımı vardır diye, hala düşünmekteyim. Vardığım nokta ise, hiç bitmeyen kölelik savaşıdır. Doğru bildiklerimizin karşılığını en yakınlarımda bile göremez hale gelsem de, bunda en büyük pay benim. Belki dün yanlıştık, hürriyet meselesinin cevabını bugün, yeni aramaya başladık. Belki de ilk defa doğru yoldayız. Hata yapmadan doğruya ulaşılamaz fikri, artık tecelli etti. Hürriyet meselesi çok büyük bir dava, çok büyük bir ruh, muazzam bir düşünce, varlık ve yokluk gibi. Devleti yönetmeye talip olan her zevatla, aile olmaya kalkan her zevat aynı düşünceyi taşır. Kendine tanıdığı hürriyeti her kese, kendi mesuliyetini yerine getirdiği gibi, her fertten de mesuliyet bekler ve zorunlu kılar. İster ev ister iş isterse devlet olsun, insanların, inançları ve kültürleriyle oynamaz. Hürriyeti bilen mesuliyeti de bilir. Oynarsanız onlar kendilerini hür görmezler. Hürriyetine inanmayan bir toplum, kendini geliştiremez. Akılsız baskı bir toplumu, ya beyin göçüne, ya da yeteneklerini kaybetmiş bir toplum haline getirir. Kendi çocuklarını, kendi halkını köle gibi kullananlar, köle tüccarlarına hizmet ederler. İşin kötüsü kendilerini hür zannetmeleridir. Halbuki asıl köle kendileridir, aklımızı kullanırsak eğer, bireyselleşmeyi kendi lehimize kullanabiliriz, özgür bireylere gerçek özgürlüğü yaşayarak anlatabiliriz. Hiçbir yere davet etmeden, kendini kendine davet ederek, bizde kendimiz olarak, bunu başarabiliriz. Yêse düşmeyin başaranlar var, hem de çok, sizde düzgün bir adam olun, düzgün bir aile kurun ve hürriyet meselesi meseleniz olsun. O gün yalnız olmadığınızı anlayacak, insanlığın ve hürriyetin tadını çıkaracaksınız, zindanda olsanız bile.

Yazarın Diğer Yazıları
09.08.2024 17:18
09.04.2023 17:39
02.10.2022 14:07
03.07.2022 16:04
07.03.2024 15:00
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.