
Sevgili okuyucum; bu hafta sanat ve sanatçılardan bahsetmeye karar vermiştim ki, sanat dünyasından bana göre muhteşem bir sesin vedası ile şaşkına döndüm. Hayat çok garip aslında hele ki bizim ülkede daha garip. Ölmeden kimsenin kıymetini bilinmiyoruz. Bir daha geri dönemeyeceğimiz o yola girerken durup geriye bakma şansımız olsaydı neler söylerdik kim bilir. Güllü’den bahsediyorum; ilk çıkış yaptığı zamanlardaki heyecanı ve coşkusunu hatırlıyorum. Hala şarkılarının hepsinin sözleri aklımda daha sonra öne çıkmasının hazmedilmediğini ve önünün kesilmeye çalışıldığını anlattığı sitem ettiği programları hatırlıyorum daha sonra dijital baskılar ve tek şarkılı single zamanları çıkınca zamana yenik düşen sanatçılardan oldu. Saçma bir reyting programına çıkartılıp deney faresi muamelesi göründüğü zamanları hatırlıyorum. Ünlüler Çiftliği isimli programda temizliği ve disiplini ile pek çok sanatçıyla kavgalarını hatırlıyorum. Sonrasında bence bize biraz küstü ta ki, Ali Kınık ile birlikte düet yaparak yeniden muhteşem bir dönüş yapana kadar aralıklı programlara katılmıştı. Trafik kazası geçirdiğinden, yaşadığı travmalardan magazin malzemesi çıkartmaya çalışanlar işleri bitince onu. Yine unutmuştu.
“Söz verdim kendime unutmak için
Bambaşka bir hayat kurdum olmadı
O sessiz vedanın, garip göçün
Sebebini hayra yordum, olmadı”
derken kendi hikayesini bize anlatmıştı belki de..
Yeni şarkılar yazdığının ve yeniden doğuşunu müjdelediği günlerin üzerinden kısa bir süre geçmişti ama kul plan yaparken kader gülermiş derler ya bir gece yarısı acı bir şeklide aramızdan ayrıldı. Cenazesi yine vefasızlık ve şov doluydu. Çelenklerin bol olduğu ve ünlüleri görüp resim çekilme umudu ile camiye gelenlerle bizlere veda etti. Ne acıdır.
Son dönemlerdeki birkaç günlük şarkıları dinleyen nesil ile aramızdaki en büyük fark, “Oyuncak gibi”, “Ödüm kopuyor”, “Değmezmiş Sana”, “Neşem yok annem” ,“Sabah Olmadan” “Ağlamam ondan” gibi asla eskimeyecek ve zamansız şarkılar olacak.
Bir daha yazılmayacak ve söylense de aynı duyguları hissettirmeyecek şarkılar bizim gibi -80 -90 kuşağının en şanslı olduğu anılar olarak kalacak.
Tam bu yazıyı yazarken Pazar günü bir acı kayıp haberi daha aldık.
Türk Edebiyatının müstesna ismi şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler 89 yaşında dünyadaki sürgününü tamamladı. Geriye kelimelerle gönüllere kurduğu köprüler, şiirlerindeki gizli sevdaları ve Türk dünyasına duyduğu derin aşkı kaldı.
“Analar Bilirim” şiirini daha önce okudunuz mu bilmem ana sözlerini bir kez okuduysanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Artık bu duyguları kimsenin yaşayamayacağından ve yaşasa bile asla sözlere dökemeyeceğinden adım gibi eminim. “Onlar arkadan havlarlar hav hav hav” sözlerini ezberleyen bir nesil olmadığım için kendimi çok özel, zevkli ve şanslı hissederken sizlere üstadımızın Analar Bilirim eseri ile veda ediyorum.
Ne güzel hayatı analarla yaşamak
Yürekleri temiz, alınları ak
Duyguları bile haramdan uzak
Sıcak analar bilirim.
Yurdumuzun, yuvamızın orta direği
Dünyadaki varlıkların en mübareği
Elimize diken batsa yüreği;
Yanacak analar bilirim.
Bendedir öksüzlerin çektiği çile
Gözyaşımı oya yaptım mendile.
Ağlasam sesimi yattığı yerden bile
Duyacak analar bilirim...
Yavuz Bülent Bakiler
Sevgili dostlarım; Vaktiniz var ise kendi sesinden internette araştırıp bulun ve dinleyin ama gözleriniz kapalı olsun. Sevginin ve saygının gerçek olduğu zamanlardan kalma nadide eserleri okuyun, dinleyin ve unutmayın sevgili dostlarım ha birde sanatçıyı yaşarken onore edin onları övün ve bir şeyler pardon kaliteli şeyler üreten herkese saygı duyup onu teşvik edin. Unutulmak aslında ölümün en acılı halidir sevgili dostlarım.
Yer yüzünde ismimizi hatırlayan son insanda ölünceye kadar varız. Dua edenimiz, hatırlayanımız bittiği an artık ölmüş olacağız, adımız silinecek ve sonsuzlukta kaybolacağız.
Sevgi ve saygıyla sevgili dostlarım.
Haftaya görüşmek umuduyla..

