Geçen gün telefonuma şöyle bir mesaj geldi (hiç düzeltmeden aynı şekilde yazıyorum): ”Selamaleykum abi ben hasan manisaya geldim apartopar abi benim burda köyde yasli haci teyzemler oturuyo bunlar hayvan ahiri yaparken temelden eski cömlegin icinden sari sari 1715 adet paralara denk geliyolar yanindada bi iki seydaha cikti acik konusulmaz bu olaydan kimsenin haberi yok bunlari degerlendirme imkanimiz olurmuydu yardimci olurmusun kimseye bisey bahsetme abi aramizda ara beni gerekirse cik gel konusalim acil”.
Hemen koştum gittim tabii Manisa’ya, Hasan kardeşime yardım etmek kardeşliğin gereğidir diye… Şaka şaka (çocukluğumda ‘Orhan Boran’la Yuki’ isimli radyo programında, Yuki olmayacak bir şey söyler, sonra da, ‘şaka şaka’ derdi). Her tarafından dolandırıcılık akan bu tür mesajlar pek çok kişiye gidiyordur sanıyorum…
*****
Uyanık geçinen insanlara Galata Köprüsü’nü satan, Haliç’i kiralayan Sülün Osman şöyle diyordu:
”Benim dolandırdığım insanlar dolandırıcıydı aslında. Yani bana yaklaşma sebepleri beni dolandırmaktı. On tane bilezikle geliyorum adamın önüne akşam vakti. Kuyumcunun kapısındayız. Ve dükkân kapalı. Karımın hastalığını anlatıyorum, acilen bilezikleri bozdurmam gerektiğini, o an nöbetçi eczaneye gidip hastaneden istedikleri ilaçları almamın şart olduğunu söylüyorum falan. Hakiki olsalar bileziklerin fiyatı bin lira. Diyorum ki 300 liraya ihtiyacım var. Paranın gerisi umurumda değil, yeter ki karım ameliyat masasında kalmasın. Adam sabah kuyumcuya gidip bilezikleri bin liraya bozdurabileceğini ve birkaç saat içinde havadan 700 lira kazanacağını düşünüyor. O arada benim ayakçım da ortaya çıkıyor ve o almak istiyor bilezikleri. Telaşlanıyor adam kazanç imkânı kaybolacak diye. 300 lirayı verip alıyor bilezikleri, ben de kayboluyorum ortalıktan. Adam ertesi sabah kuyumcuya gidip de bileziklerin sahte olduğunu öğrenince, dolandırıldım diye karakola gidiyor. Ben aranıyorum. Demiyorlar ki ona, be adam 1000 liralık bileziği 300 liraya almayı düşünürken aklında ne vardı, diye. Gayet açık ki, beni dolandırmayı planlamıştı. Ben hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişiyi dolandırmadım.”
*****
Vehbi Koç’un damadı İnan Kıraç da 2016 yılında 4,1 milyon euro dolandırılmıştı. Kıraç nasıl dolandırıldığını gazetecilere şöyle anlatıyor: “Miktar 4.1 milyon euro. Parayı geri alamadım ama alacağım. Sadece benden değil, birçok kişiden para almışlar. Şüphelenmedim, çünkü çok organizeydi ve devlet adına istenildiği için de bu işi yapmak durumunda kaldım. Allah’tan yalnız ben değilim, yüzlerce kişiyi kandırmışlar. Çok da organizeler. O nedenle oldu. 80 milyon euro istedikleri doğru değil. Hiçbir zaman böyle bir rakam olmadı. Ancak devam etseydi olabilirdi. Bir noktadan sonra anladım. Fransız dostlarıma sordum. Sefarete (elçiliğe) sordum. ‘Aman!’ dediler. Biz gerekli yerlere bilgi verdik.”
Kıraç’ı dolandıranların tuzağına düşen bir diğer kişi de İsmaili Tarikatının lideri Kerim Ağa Han.
*****
Kendini polis ve savcı olarak tanıtan bir grup tarafından dolandırılan Canan Karatay terör örgütünü çökertmek için yapıldığı söylenen bir operasyon için 50 bin dolar ve 10 bin TL vermişti. Karatay hemen inandığını söyledi ve ekledi: ”Devletle operasyon yaptığımı sandım, çok heyecanlandım.”
*****
Dolandırılan ünlülerden biri de Ferdi Tayfur. Tayfur 2015 yılında Yalova’da dolandırıldı.
Birikimleriyle Yalova’da tamamlanmamış bir siteden 16 villa ve 6 villa arazisi alan Tayfur, kendisini özel hastane sahibi doktor olarak tanıtan Çetin Ö. ile tanıştı. Tayfur, villa ve arazileri almak istediğini söyleyen Çetin Ö. ile yaptıkları pazarlık sonucu 14 senet karşılığında 800 bin liraya anlaştı. Tayfur, “Villaları satın almak için yanıma geldi ve ‘Çok sedef hastam var, bu hastalara deniz iyi gelir’ diyerek denize yakın olan villalarımı almak istedi. Hastalık konusunda hassasım, anlayış gösterdim. Senet karşılığı anlaştık. Ama paramı bir türlü alamadım. Doktor yalan söylemez, sahtekarlık yapmaz. Ancak dolandırıcıymış. Ben sanatçıyım. Sanatçı inanır, inandığı için sanatçı olur. Hani görüyoruz ya haberlerde, ‘Yeşilçam yıldızı şimdi ne halde, sokaklarda yatıyor’ diye, işte bunların hepsi dolandırıcılar yüzünden. Çünkü bizler kolay inanırız. Çünkü sanatçıyız. Yeşilçam yıldızlarının çoğu böyle dolandırılmıştır.”
*****
Dolandırıcılar sürekli olarak yeni yöntemler icat ediyorlar. Maddi ve/veya sosyal ihtiraslarımız dolandırıcıların tuzağına doğru çekilmemizin başta gelen nedenlerinden. Yeni geliştirecekleri bir yöntemden etkilenmeyeceğimizin de garantisi yok tabii ki…