Erkeklerin spor denilince direk açık ara aklına gelen futbolun, yerel tatmin alanları, halı sahalardır. Hayatında spor var mı diye soranlara, “haftada birkaç gün halı saha maçı yaparım” diyen toplumun yadsınamayacak bir kısmının varlığı, bir iş güvenlik uzmanı ve teknik bakış köşesi yazarı olarak bende, bu konuda atlanan çok önemli bir mevzuyu gündeme getirme ihtiyacı oluşturdu. Bir dostumun sağlığında önemli bir hasar oluşturan bu hususu ele almam gerektiğine inandıktan sonra bu satırları yazmaya başladım.
Öncelikle size sormak isterim. Hali saha maçlarında en çok görülen zarar nedir? Düşme dediğinizi duyuyor gibiyim. Maç esnasında motivasyonu yükselen, sosyal hayatın ve iş hayatının yüklerini boşaltmak isteyen baylar, topa kavuştuğu anda bedenlerini maksimum kullanmak için adrenalin köklüyorlar ve hırsları çoğunlukla ya kendilerinde ya da omuz omuza mücadeleye girdiklerinde düşmeye sebep olacak hamleleri umarsızca yapmasına neden oluyor. Topu kaleye sokma aşkı ile her biri bir İcardi’ye dönüşen, normal hayatta hiç öyle göremeyeceğiniz halı üstü koşucuları, kendilerinden geçtikleri sırada, çarpmalar, tekmeler, çelmeler, takılmalar, omuzlar ve kollar ile bir anda dengelerini kaybediveriyorlar. Sonuçta çoğunda hasar oluşuyor. Saha içerisinde elbette normal denebilecek ufak tefek mücadele ile ya da faullerle oluşan düşmeler kısa sürelerde iyileşebilecek sekeller bırakıyor ama bu zevkin katlanılabilir tarafı. Fakat, öyle bir unsur var ki, hem kalıcı sakatlık oluşturabilir, hem can alabilir ve en önemlisi bu durum basit bir önlemle engellenebilir.
Halı sahalar mahalle içlerinde etrafı kapalı, hudutları belli demir direklere bağlı tel örgülerle çevrili mekanlar. Lakin bu demir direk ve tel örgüler ile oyun alanı arasında en fazla bir metre boşluk mevcut. Çoğu halı sahada bu kadar bile boşluk yok. Kale tarafında ise kale derinliği olmasa orada da çok kısa bir mesafe sonrasında bu tel örgüler topu da oyuncuyu da tutan yapılar. Halı saha severler, kendilerini futbola kaptırdıklarında hızla koşarken duramayıp çoğunlukla bu tel örgülere çarpmaktalar. Her çarpma kontrollü ise el ile şiddeti azaltılabiliyor. Ya kontrolsüz olursa? Ya tel örgü yaylanması yerine direk çarpması olursa?
Oluyor da. Her maçta birçok kez oyuncular maç esnasında bu tel örgülere çarpıyorlar. Olasılığı da sıklığı da bu kadar çok olan bir kaza tehlikesini önlemek çok kolay esasen. Lakin ne yapılırken, ne ruhsatlanırken, ne sonrasındaki denetimlerde böyle bir tedbir istenmiyor ve alışılagelmişlik ile insanlar yaralanmaya devam ediyor.
Tedbir almak çok ucuz iken alınmıyor. Yapılması gereken yerden 1,5 ya da 2 metre genişlikte sünger ya da şiddet azaltıcı dolgu ile tel örgü yapıyı çevrelemek. Hem mahremiyet sağlayacak hem de travmaları ciddi oranda azaltacak bu uygulama belki de bir günlük halı saha kazancı ile yapılabilir. İnsanlar tel örgü ya da direklere çarpa çarpa yaralanıyor. Acı, ağrı, işgücü kaybı ve huzur kaybı yaşıyorlar. Hobileri burunlarından geliyor. Tedbir ise çok basit ve uygulanabilir.
Bildiğim kadarı ile bazı sahaların kale arkası ve yan kısımları %100 polyamid iplik ile hazırlanmış halı saha filesi ile kaplanıyor ama bunu uygulayan nadir.
Belediyeler ruhsat standartlarında güvenlik için bu tedbiri zorunlu kılmalı. Meclislerden ruhsat şartlarını güncelleme kararları çıkartılmalı ve belli bir süre tanınarak bu önlem aldırtılmalı.
Gerçi Yalova’mızda yürüyüş yollarını, parkları, kamu alanlarını gasp edenlere bile el sürülemezken bunları uygulatmak mümkün mü? Belki rıza, belki müşteri baskısıyla… O da zor.
Vesselam