Soruyorlar, İslam neden köleliği kaldırmadı diye. Oysa Kölelik Kalkmadı! Sadece herkes kalktığını zannediyor. Kastettiğim Moritanya’da veya Sudan’da alıkonulmuş olan klasik köleler de değil. Bangladeş gibi ülkelerde borçlunun, alacaklının yanında borcuna karşılık çalıştığı bir çeşidi de var ama kastettiğim bu da değil.
Amerikan iç savaşı sırasında Güneyli köle sahipleri Kuzeyli işçi çalıştıranlara ‘Sizin işçilerinizin durumu bizim kölelerimizden farklı değil’ diyordu. Gerçekten de artısıyla eksisiyle durumları aşağı yukarı aynıydı. Hatta evde hizmetçi olarak çalışan kölelerin durumu ise çok daha iyiydi. Peki, neden kaldırıldı? Brezilya’da 1880’lerde, Suudi Arabistan’da ise batının baskısıyla 1960’larda kaldırıldı. Çünkü köle hiçbir şey tüketmez, yiyeceği dahi efendisinin sorumluluğundadır. Kapitalizm ise tüketicilere ve pazarlara ihtiyaç duyar. Bir kölenin sağlığı, efendisi için oldukça önemlidir çünkü hasta olursa çalışamayacaktır; ama hastalanan bir işçinin yerine yenisini bulmak zor olmayacaktır. Günümüzde kölelik olduğunu hayal edin; iphone, sosyal medya, lüks ayakkabılar vs tüketimi bu seviyede olabilir miydi? Asgari ücretle geçinen birinin evine aşırı lüks bir mutfak aldığına kendim şahit oldum. İnsanlar kredi kartlarına yükleniyor, sadece faizini ödemek için kendini yırtarcasına çalışıyorlar. Girişte Bangladeş ile ilgili bahsettiğim cümleyi hatırlayın, sadece daha kompleks bir sistem, gene borç ödemek için çalışıyorlar ama birkaç efendi aynı köle üzerinden birbirine bağlı: Köle parayı bir sahipten alıyor başka bir sahibe veriyor. Kendinin özgür olduğunu zannediyor. Neden iphone’a ihtiyacım var diye soramıyor bile. Bunun adı beyin yıkamaktan başka bir şey değildir. Beyin yıkama öyle bir şeydir ki, 2+2’nin 5 değil 4 olduğunu en açık şekilde anlatsanız bile anlamazlar. MKultra, Monarch Programlama vs 100 yıldan kısa süre önce ortaya çıktı ama kullanılan yöntemler yüzlerce değil binlerce yıllık. Gene de kölelik amacıyla bu kadar net ve sert kullanılan bir dönem, kayıt altındaki geçmişte olmamıştır. İdeolojiler, Yerel örf, adetler, Kabilecilik, popüler kültür ve medya; köleleştirmenin emrine verilmiştir. Zannedilenin aksine dinler günümüzde, din karşıtlarının söylediği gibi insanları hakim sisteme uyumlulaştırma amacıyla kullanılmamaktadır; diğerlerinin etkisi çok daha fazladır. Medeniyetlerin kendini döndürebilmek için köleliğin bir şekline ihtiyacı vardır, sonuçta serfler de klasik anlamda köle değillerdi, klasik köleler ve özgür yurttaşlar arasında bir konumda bulunuyorlardı. Kapitalizm klasik anlamdaki köleleri azad ettiği için kendi vatandaşlarını köleleştirmiştir ve bunu da aydınlanma felsefesi ile popülerleşen beyin yıkama ile yaptılar çünkü köleleştirdiği insanların tüketim yapmasını istiyordu ve köle köle olduğunu bilmezse isyan etmeye de çalışmaz. Rusya ve Çin gibi dünyanın batı medeniyeti dışında kalan kısmı yapacağını direkt yaparken Batı dünyası kılıflara giydirmeyi seçmiştir. Mesela birçok ülke internet sitelerini direkt yasaklarken pekçok sosyal medya mecrası, verilerin sözgelimi 50. Sayfaya geriletilmesini sağlayarak ortadan yok eder, veya yalan haber, nefret suçu gibi kılıflar bulur. İnsan hakları konusunda da terörizm vs gibi şeyleri bahane eder. Hukukun üstünlüğü vardır çünkü yasaları belirleyen temsilcileri aslında medya gibi organlarla manipüle ederek seçtiren onlardır, devletler güçlü olmadığı için de sermaye bütün ipleri eline alabilmektedir. SSCB gibi örneklerde ise her ne kadar bedava elektrik, su, doğalgaz, ulaşım, eğitim, barınma varsa ve günlük çalışma saatleri fiilen aşırı düşük olsa da aslında oradaki insanlar devletlerinin kölesi konumundaydılar. Komünist ülkelerde silah edinmeyi bırakın, ülkeden ayrılmanıza bile izin yoktur, Nazi Almanyası gibi ülkelerde de devletin hışmına uğramak için, bırakın farklı fikirde olmayı yanlış anne babanın çocuğu olmak bile yeterlidir. Zersetzung gibi psikolojik harp ve işkence uygulamaları da komünizme özgü bile değildir. Silah konusuna da değinmek istiyorum: Amerikanın kurucu babaları bireysel silahlanmayı serserilerden korunmak veya magandalık için değil devletin yoldan çıkması ihtimaline karşı halkın kendisini devletten koruması için istiyorlardı. Söylenir: Kölelerin silahı yoktur! Gerçekten de öyle. Neden bireysel silah kontrolü dünyada özellikle büyük medya tarafından büyük destek görüyor? Günümüzde yediğimiz yiyecek, içtiğimiz su, soluduğumuz hava bizi zehirlemektedir. Hastalanınca da ilaç alıyoruz ve o da bizi zehirliyor. Zehir zehir zehir… Ama sorduğunuzda her şeye sigara neden oluyor. Konumuz değil ama sigaranın zararlı olduğuna inanmıyorum, sonuçta zevk için de tüketen Amerikan yerlileri neden hastalanmadı, hastalansalardı en azından özdeyiş olarak bize gelirdi. Her alanda müthiş bir dezenformasyon ve beyin yıkama ile karşı karşıyayız, zaten günümüzdeki düzenin belki de en iyi olduğu alan bu. Kapitalizm mutlu olmanın tüketmekten başka yolu olmadığını vaaz eder, hatta dayatır; ‘Çok çalışırsan daha çok kazanırsın ve daha çok alarak daha çok mutlu olabilirsin’ der. Bu köleliğin parolasıdır. Ama günümüzde sınıf atlama olanağı azaldığı için ümitler tükeniyor, özellikle batıda bir genç, ebeveynlerinin onun yaşındayken sahip olduğu standardın altına düşmeye başladı ki zaten sistemi dinamitleyen şey bu, çalışsa da kazanamayacak. Asya ve Afrika’da hala yükselseler de batıda bu durum sarı yelekliler gibi olaylara yol açtı ve bence bu sadece başlangıç. Latin Amerika’da ise sınıf atlama olanağı hep düşüktü ve bu yüzden ülkeler yıllarca kaynadı.
Köleliğin sadece insan değil, canlılar varoldukça yokolmayacağına inanıyorum. Ama köleliğin türünün değiştiğini de kabul etmek zorundayım. Günümüz köleliği bedenleri değil beyinleri esir alarak gerçekleştiriliyor. SSCB de zaten bunu yapamadığı için çöktü. Şahsi görüşüm beyin yıkamanın direkt kölelikten daha iğrenç olduğu yönündedir. İdeal ve mükemmel; bence asla gerçek olmayacak ama merhamet ve sevgiyi yaygınlaştırdıkça en azından ‘eh işte’ noktasına gelebiliriz. Hayırlısı!
Baha Tuna mail adresi: xyztu12345@gmail.com