Rahmet ayı Ramazan’ın hayatımıza kattığı sayısız güzelliklerden birisi de dua makamıyla alakalıdır. Dua, maddi veya manevi sıkıştığımız veya daraldığımız zamanlarda ellerimizi açıp Rabbimiz ile kurduğumuz iletişimin adıdır. Ve bu aslında ihtiyaç talebinden çok, özü itibariyle insanın en önemli ihtiyacıdır. Yaratan ile kurduğumuz en özel bağdır. Kulluğun tezahür ettiği fiillerin arasında ilk sırada yer alır.
Dua, kulun Rabbinden menfaatine olan şeyleri istemesi gibi dar bir alana sıkıştırılacak anlam ifade etmez.
İmanın en özel göstergesi olan bir diyalogdur dua.
Aracısız Rabbe ilticadır dua.
En önemlisi de Rabbimizin bizden beklediğidir dua. Gecenin yarısında, herkes uykusunda, âlem karanlığın sessiz zikrinde, Rabbimiz kulundan dua beklemekte. Sevgili Peygamberimizin diliyle: “Rabbimiz, her gece, gecenin son üçte biri kaldığında dünya semasına iner (rahmet nazarıyla bakar) ve şöyle buyurur: “Bana dua eden yok mu, duasını kabul edeyim! Benden isteyen yok mu, ona (dilediğini) vereyim!”
Bu yüceler yücesinden açık davettir. Duyanın kazandığı, maddi manevi rahmete gark olduğu bir hibedir. ancak asıl önemlisi kulluğun nişanesidir. Çünkü Rabbimiz Furkan suresinde “De ki: “Kulluğunuz ve duanız olmasa Allah size ne diye değer versin!” diye buyurarak bizi duamız ile kabul edeceğinin altını çizmiştir. Ondan başkasına el açmayan, derdini de sevincini de Rabbine arz eden, ayakkabı bağına varıncaya kadar her türlü ihtiyacını ondan isteyen kulunu beklemektedir Rabbimiz.
Hele ki Ramazan’da. Oruçlu ağzı ile dua edecek kullara ayrı bir yer vardır. Rabbimiz oruç ehlinin dualarını geri çevirmeyeceğinin müjdesini Sevgili Peygamber Efendimiz (s.av.)vesilesiyle bizlere bildiriyor. Efendimiz, Ashâb-ı Kirâm’a bir sohbetinde üç kimsenin duâsının geri çevrilmeyeceğini bildirmiştir: “Üç kişi vardır ki Allah onların duâlarını reddetmez: İftar edinceye kadar oruçlunun duâsı, mazlumun duâsı, adaletli karar veren hâkim.” ( İbn Mâce, Savm, 48) Tüm gün boyunca orucun en özel hediyesi budur diyebiliriz. İste verecek Rabbimiz!
Bu büyük fırsatı değerlendirebiliriz inşallah. Kalplerimizdekini sunabilir ve Rabbimizin sonsuz hazinesinden istemeyi becerebiliriz inşallah. Ama sadece kendimiz için değil elbette. Tüm insanlık için. Tüm mazlum coğrafyalar için. Tüm kardeşlerimiz için..