yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,4951
EURO
36,4206
ALTIN
2.957,31
BIST
9.298,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Parçalı Bulutlu
20°C
Yalova
20°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Az Bulutlu
11°C

FARKLI FARKLI FİKİRLER

08.06.2023 14:38
0
A+
A-

Aslında bu dünyada doğru ve yanlış, güzel ve çirkin, iyi ve kötü diye birşey yok. Dünya acıyla ve kederle dolu. Dünyadaki kötülüğün amacı da ruhları bilgeliğe sevketmek. Dünyada adalet yok. Hak hukuk diye birşey de yok. İnsan bilgeliğe ulaşırsa hakka hukuka zaten ihtiyacı kalmaz. Ruhların bu dünyadaki amacı bilgeleşmek ve mükemmelleşmektir. Dünya bir hapishane ve bir okuldur. Madde kötüdür. Maddeden olan herşey kötüdür. Bilgelik ve bilge ruhlar ise iyidir. Hayvanlar ve çocuklar için melek oldukları söylenir fakat kötülük yapmıyor olmaları bilge ve üstün oldukları için değil yalnızca akıl erdiremiyor olmalarındandır. Hayvanlar için neden kural yoktur? Hayvanlar hiçbir kurala uymaz. Ama insanlar uyar. İnsanlarda vicdan, ahlak, erdem vardır. Aslında bunlar sadece kurulan düzenlerin yıkılmaması için insanlara aşılanan şeylerdir ve aslında bu görüşler hiç vicdanlı, ahlaklı, erdemli değildir çünkü vicdan, ahlak, erdem; güçlünün zayıfı ezmesini engellemez, tam tersine zayıfın güçlü olup güçlünün yerini almasını engeller.

İstisnasız herşey sorgulanmalı! ‘Ama’ ve ‘Fakat’ yok! Doğru yolda olduğunuzdan gerçekten emin misiniz? Belki de sevdiklerinizi uçuruma sürüklüyorsunuzdur ama bundan haberiniz dahi yoktur. Moritanya’da köleliğin tarih kitaplarında okuduğumuz cinsleri hala var. İnsanın inanası gelmiyor. Peki ya Doğu Asya’nın günde 12 saat ders çalışmaya zorlanan çocukları çok daha iyi mi yaşıyor sizce o Moritanyadaki veya mesela Sudan’daki çocuklardan? İlla bir cevabınız vardır ama yanılmadığınızdan gerçekten de emin misiniz?

Burası dünya! Bu dünyadan Cengiz Han geçti! Bu dünyadan şehirlerin %90’ını yokeden salgın hastalıklar geçti. Kemal’e ermek isteyen kimse için pek çok yol ve seçenek vardır. Peki o kişi hangisini seçmeli? Kendi mizacına en uygun olanı! Formula 1 arabasını köy yolunda sürerseniz ne olur? O araba paramparça olur! Arazi aracını otobanda sürdüğünüz takdirde de tın tın gider ve boşuna zaman kaybetmiş olursunuz! Sahte gurulara çok dikkat edin! Onlar sadece sizi sömürmek istiyor ve sizin istediğiniz şeyler de zaten onlarda yok. Bizim insanımız kitap okumayı sevmez. Babamın ofisinin yakınındaki dini yayınlar satan bir kitapçıdan ara ara 3-5 kitap alıyordum ve sadece o kadar ile o tezgahtardan ‘en iyi müşterimiz sizsiniz’ lafını duyabilmiştim. Mesela bir insan dindar bir Müslüman olmaya karar verdiyse en azından bir Gazali’yi bir Buhari’yi okumalı! Ama benim yolum nedir? Ayn Rand ve Julius Evola gibi zıt sayılabilecek kaynaklardan da yararlanmayı seçtim. Bana sorarsanız bu hayatta en azından en önemli şeylerden biri Zihinsel, Ruhsal, Duygusal anlamda ilerleme ve gelişmedir. Dindarlık da bunun için oldukça iyi bir yol olabilir. Günümüz insanları dindarlığın kıymetini bilmiyor. Çünkü niye dindar olduğunu bile bilmiyor! Dindarlık; ki bu İslam dışındaki dinler için de geçerlidir, binlerce yıllık kaynaklardan ve birikimden faydalanmaktır! 17. ve 18. yüzyıllardan itibaren Aydınlanma felsefesi diye birşey çıktı ve bize binlerce yıllık mirası çöpe atmamızı telkin ediyor! Neden atalım? Kastım sadece İslam kaynakları değil; neden Mesela Talmud’dan veya Gujin Tushu Jicheng ile Siku Quanshu’dan da vazgeçelim ki? Neden modern dünyanın dogmalarına teslim olalım ki? Bence illa biri çöpe gidecekse bu binlerce yıllık mirasın çöpe gitmesini telkin edenler ve eden şeyler olmalıdır! Bana sorarsanız insan, yararlanabildiği kadar çok kaynaktan yararlanmalı ve beslenmeli! Ama sadece okumak yetmez; düşünmek, sorgulamak, geliştirmek, ilerletmek de ayrıca kesinlikle ihmal edilmemesi gereken şeylerdendir. Okursanız ama düşünmezseniz sadece geçmiş sizin olur. Ama neden gelecek de bizim olmasın ki? Gelecek için de düşünmek, sorgulamak, geliştirmek, ilerletmek ve eskilerin ışığında yenilerini üretmek gerekir. Çünkü dünya sürekli değişir. Mesela birkaç yüzyıl öncesindeki insanlar günümüzü hayal edemezdi; ama gerçek oldu! Babam mesela cep telefonları çıkmadan önce böyle birşeyin imkansız olduğu görüşündeydi. İlk trenler ve arabalar çıktığında insan vücudunun saatte 30 km den fazla hızda zarar göreceği görüşü dolaşıyordu. Ama şu anda konumumuz ne peki?

İslam medeniyeti, ilk yüzyıllarında Latinlerden Hintlilere kadar pek çok coğrafyanın eserlerinden yararlanmıştır. Ama mesela Çin’den, Japonya’dan veya Amerika kıtasından yararlanamamıştır. Ama şimdi bizde onların sahip olmadığı böyle bir şans var. Ama değerlendirmiyoruz. Neden? Onun yerine gençlerimize test çözmeyi dayatıyoruz! Bana sorarsanız ‘cahil cühela’ sıfatıyla damgalanan ailelerin çocukları çok daha şanslı! Bence okumuş cahiller zır cahillerden çok daha tehlikeli! Çünkü zır cahil’e pek çok şeyi anlatabilirsiniz ama okumuş cahil’in beyni yıkandığı ve algıları da kapatıldığı için herşeyi çok iyi bildiğini zanneder ve iyi yaptığını zannederek facialara neden olur! ‘Başarı nedir’ sorusuyla günümüzde pek ilgilenilmez ama aslında oldukça önemli bir soru olduğuna inanıyorum! ‘Başarı şudur’ diyen pek çok kimse var ve ciddi itibar da görüyorlar. Yanılmadıklarının kanıtı ne peki? Belki bizi ve sevdiklerimizi uçuruma sürüklüyorlar. Bilerek isteyerek yapanları dahi olabilir bunların içinde. Tekke’ye kapanıp çorba içmek bence kötü bir seçenek değil. Ama günümüzde o tekkeden zorla çıkartmaya çalışacak kendine görev edinmiş pek çokları da var. Kapitalist dünya! Herkes hem üretimin hem tüketimin içinde olmak zorunda! Neden? Bu zihniyet sadece kapitalistlere de özgü değil; mesela Komünist devrim öncesinde Moğolistan’da erkeklerin yarıya yakını keşişti, tabi Komünist devrim üzerlerinden silindir gibi geçti! Günümüzde yüksek teknolojinin ciddi işsizliğe neden olacağını söylüyorlar ve bazıları da onlara iş aramayı kendine görev edinmiş. Zaten 100-150 yıl önce Paul Lafargue, Keynes ve Bertrand Russell daha o zamanın teknolojisiyle bir işçinin günde 3-4 saat çalışmasının fazlasıyla yeterli olacağını söylüyordu. Tabi kapitalizm, insanları sadece üretime değil tüketime de dahil etmek istiyor. İnsanlar reklamlar ve kültür sonucu aslında hiç ihtiyacı olmayan şeyleri satın alıyor ve bu satın almalara da para yetiştirmek için müthiş çalışıyor. Antonio Gramsci de bir an aklıma geldi! Ona göre kültür, bir toplumu kontrol altında tutmak adına en az baskı aygıtları kadar önemli bir unsurdur ve yaşadığı dönemde Rusya’da komünist devrim olup endüstrileşmiş Avrupa’da olmamasını da buna bağlıyor. Ama tabi ondan sonraki takipçileri soğuk savaşta ABD ile uzlaşıp halkları özgürleştirmek bir yana, aksine daha da köleleştirme yolunda bu tezleri kullanmış ve geliştirmiştir.

Ne istiyorsunuz? Hayattan beklentiniz nedir? Neden düşünüp sorgulamıyorsunuz? Yanlış yolda olmadığınızdan ve sevdiklerinizi uçuruma sürüklemediğinizden gerçekten de emin misiniz? Peki aklınızdaki fikirlerin ve değerlerin gerçekten kendinize ait olduğundan emin misiniz? Ne yapmalısınız? Ne yapabilirsiniz? Okumak yetmez; düşünmek de çok önemli! Bir sürü insan var, çok iyi okumuş ama yalnızca ezberlemiş! Sadece kendine ezberletilenleri tekrarlıyor ve 2+2=4 gibi şeyleri dahi ne yaparsanız yapın anlatamıyorsunuz! Ben buna CD’lerden esinlenerek ‘salt okunur’ diyorum; çünkü o CD’lerdekileri okuyabilirsiniz ama yeni tek bir şey dahi ekleyemezsiniz! Babamın Anneannesinin Romanya’dan gelmeden önce yaşadığı bir anıda bir Doktor ishal olan kızına su vermiyor ve o kız susuzluktan ‘su, su’ diye haykırarak yalvararak ölüyor çünkü o zamanki tıp ishal olanlara su verilmemesi gerektiğini söylüyor. Sözde bilinçli bilgili; ama ‘keşke cahil cühela olsaydı’ diye içinizden geçirmediniz mi?

Düşünün sorgulayın! Acele etmeyin! Acele işe şeytan karışır! Karar sizin! Kararınızı kendiniz verin!

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.