BIST 100
10.918,51 -1,07%
DOLAR
42,5340 0,16%
EURO
49,6172 0,18%
GRAM ALTIN
5.781,28 0,49%
FAİZ
37,98 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
79,75 2,17%
BITCOIN
92.153,00 -0,02%
GBP/TRY
56,8005 0,10%
EUR/USD
1,1659 0,13%
BRENT
63,18 -0,13%
ÇEYREK ALTIN
9.452,39 0,49%

ESKİ GÜNLER VE ASALET

ayla koca

Sevgili okuyucum:

Bu haftaki konumu bağımsız seçtim. Yoğun gündem haricinde bir konu olacak. Gözlemlediğim ve gerçekten hem üzülüp hem de kızdığım bir konu hakkında yazıyorum.

Ankara gezim sırasında şehrin sokaklarında ve kurumlarında görünce ne kadar özlediğimi fark ettiğim resmi kıyafetlerden bahsedeceğim. Devlet memurları kadar diğer özel kurumlarda da erkeklerin kravatlı, takım elbiseli hatta kar gibi beyaz gömleklerinin olduğu, kadın çalışanların ise temiz ve devlet memuruna yakışan kıyafetler içinde olduğunu görünce iç çekerek baktım.

Öyle ki etek boyunun şaştığı kıyafetler kadar erkeklerde sakal boyunun hesaplanmadığı günler beni rahatsız ediyor. Ben, kıyafetin saygınlığa etkisi olduğunu düşünüp savunuyor olacağım.

Nasrettin hocanın çok güzel bir anekdotunu hatırlatmak istiyorum;

Akşehir'in beyleri Hoca'yı yemeğe davet etmişler. Hoca nereden bilsin; davete, günlük kıyafetiyle katılmış. Katılmış ama ne hoş geldin, ne sefa getirdin diyen var. Herkes, allı pullu kıyafetlilere el pençe duruyormuş. Hoca, bir koşu evine giderek, sandıktaki işlemeli kürkünü giyip yemeğe geri dönmüş. Az evvel hoş geldin bile demeyenler, önünde yerlere kadar eğilmişler. Hoca'yı, yere göğe sığdıramayıp baş köşeye oturtmuşlar. Kuzunun en hasını önüne koymuşlar. Herkes Hoca'nın yemeğe başlamasını bekliyormuş. Hoca, bir taraftan kürkünün kolunu sofrada sallamaya, bir taraftan da "Ye kürküm ye, ye kürküm ye!" demeye başlamış.

– İlahi Hoca, demişler, kürkün yemek yediğini kim görmüş?

Hoca taşı gediğine koymakta gecikmemiş:

– Kürksüz adamdan sayılmadık… İtibarı o gördü, yemeği de o yesin.

İşte o günlerde de insanların itibarına ve görev saygınlığına giyimin etkisi olduğu kabul görüyormuş. Mevzu türban değil inanın mevzu iş tanımına göre giyinmek yani kısaca; giyimi ile işini ciddiye alan, temiz giyimli insanlar bana her zaman daha bilgili ve kurallara uyan görünürler.

Eskiden beyaz gömlekleri kararmasın diye dirseğine kadar siyah kılıf takan memurlar aklıma geliyor. Şimdi ise gündelik kıyafetlerle mesaiye gelen insanların varlığı beni rahatsız ediyor.

Bunu her zaman savunacağım.

Mesela; girdiğim kurumlarda çalışanların sakız çiğnemesi de bana göre çok avam ve yaptığı işe saygısızlıktır. Ya da daha bariz bir örnek vereceğim; iş saatleri içinde cep telefonuyla uğraşmak da öyledir. Ya da ortamda hizmet almak için bekleyenler varken iş arkadaşıyla lakayt konuşmakta benim kırmızıçizgimdir. Alman sistemi diyebilirsiniz, özgürlük alanı diyebilirsiniz ya da ne derseniz yanlış.

Özgürlük görev sırasında başkasının özgürlüğünü kısıtladığını an değil maaş aldığını işi yaparken iş bekleyen ve hizmet isteyen insana saygısızlık yapmayı gerektirmez.

 

Ben yine eski zamanları özleyen zarafet ve resmiyet insanı olarak kalmak istiyorum. Dışarıda teşhir kıyafetleri, ev kıyafetleri ve paspallık beni yoruyor. Ben zarafet, temizlik özlüyorum. Hastaneye gelirken bayramlık kıyafetini giyinen teyzeleri ve amcaları özlüyorum.

İnsanlar kıyafetleri ile karşılanır fikirleri ile uğurlanır.

Hz. Mevlana

Gömleğinin cebinde mendil taşıyan beyefendiler ve temiz usturuplu kıyafetleri özlüyorum. Yazarken bile gözümde canlanan görseli size nasıl anlatabilirim? Gül kokusu yayılıyor hafızamda…

Sevgili okuyucum;

Yine hasret dolu kelimelere döndüm ama bu hafta balkonunuzda bahar havası alırken dışarıyı izleyin, beni anlayacaksınız.

Asimile olan toplumumuzun kıyafetler ile de Araplaşma çabasını ya da yabancılaşmasını çıplaklığın özgürlük sanıldığı zamanlara kaldığımızı üzüntüyle göreceksiniz.

Sizden bu hafta ki ricam; siz bugün baharı kutlamak için dışarı çıkarken en güzel kıyafetinizi giyinin attığınız her adım bahar olsun.

Sokaklarımız yeniden gülümsesin.

Hıdırellez için dileklerinizi yazıp hazır edin.

Gelenek ve göreneklerimizi devam ettirelim. Çünkü her yıl 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece kutlanan, baharın gelişini, bereketi ve dileklerin kabulünü simgeleyen kadim bir Türk geleneğidir.

Sevgi ve saygılarımla…

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?