yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,4951
EURO
36,4206
ALTIN
2.957,31
BIST
9.298,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Parçalı Bulutlu
20°C
Yalova
20°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Az Bulutlu
11°C

EKOIQ DERGİSİNDEN …

27.12.2021 15:36
0
A+
A-

EKOIQ sanıyorum 2010 yılından beri yayımlanan bir çevre dergisi. 2021 yılı başından bu yana ise basılmıyor sadece internet dergisi olarak iki ayda bir yayımlanıyor, üstelik ücretsiz. Kendisini ”Yeşil İş ve Yaşam Dergisi” olarak tanımlıyor. İşin içine iş dünyası girince, çevre sorununun üzerine doğal olarak bir gölge düştüğünü hissediyor insan ama yine de olabildiğince dürüst ve düzgün bir dergi olarak görüyorum EKOIQ’yu.

Öncelikle ilgilendiği konuların başında tabii ki ”İklim Değişikliği” meselesi geliyor. Baha bu meseleye farklı yorumlar getirdiği için, ondan etkilenerek ben de bu konuyu çevre sorunlarının merkezine oturtmaktan uzak duruyorum. Bu yazımda EKOIQ Dergisinin son sayılarından, ”İklim Değişikliği” dışındaki bazı alıntıları aktarmak istedim.

Mesela ”Hava Kirliliği” meselesi dergide sıkça yer buluyor. Bu konuda dergiden bazı alıntılar:

Türkiye’de Sadece İki İl Temiz Hava Soluyor: Temiz Hava Hakkı Platformu’nun hazırladığı “Kara Rapor 2021: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” çalışması yayımlandı. Bu yıl dördüncüsü yayımlanan raporda, Türkiye’nin bazı illerinde yıllardır çözülemeyen ciddi hava kirliliği sorunları yaşandığı ortaya konuldu. Rapora göre, 2020 yılında Türkiye’deki illerin yarısında, yani 42 şehirde kanserojen olan ince partikül (PM2.5) seviyesi yeterli düzeyde ölçülmedi. 2020 yılında Türkiye’de sadece 2 ilde (Bitlis ve Hakkari) Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün önerdiği kılavuz değerlerin altında temiz hava solundu. Üstelik, bu kılavuz değerler DSÖ tarafından Eylül ayında %75 oranında aşağıya çekildi. 2020 yılında yeterli veri alınabilen 72 ilin partikül madde değerleri (PM10) incelendiğinde 45 ilde hava kirliliğinin ulusal sınır değerleri dahi aştığı açıklandı (Not: Yalova da kötü durumdaki illerden biri).

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) tarafından hazırlanan Hava Kirliliği Raporu’na göre, hava kirliliği kaynaklı ölümler, pandemi kaynaklı olanlardan daha fazla. Rapora göre, Türkiye’de hava kirliliği kaynaklı ölüm sayısı 2018’de 45 bin 398, 2019’da ise 31 bin 476. Mart-Aralık 2020 döneminde COVID-19 kaynaklı hayatını kaybedenlerin sayısı ise 20 bin 881.

Hava Kirliliği, Trafik Kazalarından Daha Fazla İnsan Öldürüyor: Hava kirliliğinin, insanların ömrünü bazı durumlarda altı yıla kadar azalttığı ortaya çıktı. Hava Kalitesi Yaşam Endeksi’nin yayımladığı raporda, hava kirliliğinin insan sağlığı için en büyük tehdit olduğu belirtiliyor. Endekse göre, hava kirliliği 2,2 yıl küresel ortalama insan ömründen alırken, sigara 1,92, alkol ve uyuşturucular 0,77, araba kazaları 0,39 ve savaş/ terörizm 0,02 yıl kısaltıyor. Chicago Üniversitesi’nden Prof. Michael Greenstone, “Yalnızca bunun gerçekleşmesine izin vermiyoruz, aynı zamanda buna neden oluyoruz” diyor. “En vurucu tarafı ise büyük ülkelerin bunu yapmaya izin vermeyi seçmesi; yani insanların daha sağlıksız ve daha kısa ömür geçirmelerine” diye ekliyor.

*****

Derginin son sayılarından önemli bulduğum birkaç haber daha:

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği bilim danışmanı ve emekli öğretim üyesi Dr. Erol Kesici, 2009 yılında Türkiye’nin en önemli sekiz doğal tatlı su gölünde yaptıkları su analizlerinde tespit ettikleri zehir etkili siyonobakteri türlerin, bu yıl alınan numunelerde 3-4 kat artış gösterdiğine dikkat çekti. Dr. Kesici, mavi-yeşil alg olarak da bilinen bu siyonobakteri istilasıyla göllerin çürümeye başladığı uyarısında bulundu…

Türkiye’de 13 Ağaç Türü Tehdit Altında: Londra merkezli Uluslararası Botanik Bahçelerin Korunması (BGCI) isimli kurumun yayımladığı “Dünya Ağaçlarının Durumu” isimli raporda, tüm dünyada toplamda 58 bin 497 ağaç türü içerisinde 17 bin 510 türün büyük risk altında olduğu; 142 türün ise çoktan yok olduğu belirtildi. 442 ağaç türü ise 50’den daha az ağaçla varlığını sürdürüyor. Rapora göre 185 ağaç türü bulunan Türkiye’de türlerin %7’sini oluşturan 13 tür tehdit altında. Dünya genelinde ağaçlara yönelik en büyük tehditlerin başında ormanları keserek elde edilen tarla açma faaliyetleri geliyor. Bu durum türlerin %29’unu etkiliyor. %27 ile tomrukçuluk, %14 ile hayvan otlatma veya çiftçilik için temizleme, türleri etkileyen diğer faktörler arasında. Ağaç geliştirme için yapılan temizlik ve yangınlar, %13 oranında ağaç türleri için tehdit barındırıyor…

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, denizlerde azalan balık popülasyonuna dikkat çekmek için bir rapor hazırladı. Raporda 1967’den günümüze, çeşitli balık türlerinin %99’a varan azalmayla yok olma eşiğinde olduğuna dikkat çekildi. Buna neden olan unsurların başında ise denizlerdeki kirlilik, aşırı avlanma ve av yasaklarına uyulmaması gibi faktörler gösterildi. Raporda deniz ekosisteminin, kirlilik, yetersiz koruma önlemleri, planlama, kontrol, denetim ve yönetim eksikliklerinden dolayı “yoğun bakıma” alınması çağrısında bulunuldu…

Bayer, tarım kimyasalı RoundUp’ın etken maddesi glifosatın kansere yol açtığı suçlamasıyla ABD’de yargılandığı davayı temyizde de kaybetti. Mahkeme, Almanya merkezli şirketin kansere yakalanan bir çifte 86 milyon dolar ödemesine karar verdi. Türkiye’de glifosat kullanımının yılda 8 bin tonu bulduğu belirtiliyor…

ABD’deki tematik su parkı Marineland’de 44 yıllık yaşamının büyük çoğunluğunu “insanları eğlendirmek” için esaret altında geçiren balina Kiska intihar teşebbüsünde bulundu. Parkın içerisinden çekilen videolarda orka türüne ait balinanın kendisini hapis tutulduğu beton tankın duvarlarına vurduğu görüntülendi…

Britanya hükümeti, bisiklet kullanımını ve yürüyüşü teşvik etmek için 338 milyon pound yatırım yapacağını duyurdu…

*****

EKOIQ Dergisi iş dünyası ile irtibatlı bir dergi ama iş dünyasının çevre konusunda tutunduğu bazı ahlaksızca tavırları zaman zaman deşifre etmekten de kaçınmıyor. Üstelik bu şirketler; Aramco, Chevron, Drax, Equinor, ExxonMobil, Ineos, RWE, Shell, BP ve Total gibi dünya devleri olsalar bile (tabii ki bu durum devlerin kendi aralarında doğan çıkar çatışmalarına da bağlanabilir ancak böyle bile olsa, bu sayede bazı kirli çamaşırlar ortaya dökülüyor ve bazı firmalar geri adım atmak zorunda kalıyor).

EKOIQ’nun Eylül-Ekim 2021 sayısında ”Yeşil Badana” konusu ele alınmış:

Yeşil Badana Nedir? İngilizcesi Greenwashing olan kavram, ilk kez 1960’larda ABD’li reklam editörü Jerry Mander tarafından kullanıldı, ancak o bunu “ecopornography” olarak kullanmıştı. Yeşil Badana’nın Türkiye’deki reklamlarda da arttığına şahit oluyoruz. Özellikle tüketici farkındalığının iklim değişikliği, geridönüşüm gibi alanlara kaymasıyla markalar da reklamlarında bu noktaların altını çiziyor ancak gerçekler pek öyle değil…

Peki Bir Reklamın Yeşil Badana Olduğunu Nasıl Anlayabiliriz? Reklamda, abartılı bir şekilde çevre ve doğa vurgusu yapılıyorsa, kanıtsız ve yersiz iddialar bulunuyorsa, “mış gibi” yapıyor, yani altı doldurulamayan söylemlere yer veriyor ve aldatıcı ifade ve görsellere başvuruyorsa; tebrikler, bir yeşil badanayla karşı karşıyasınız. Bunun panzehiri ise, markanın sitesi yerine internette markayla ilgili ufak bir araştırma yapmak olabilir…

İklim değişikliği konuları üzerinde çalışan DeSmog isimli haber sitesinin fosil yakıt şirketlerinin “yeşil badanasının” boyutlarını ortaya çıkardığı soruşturmadan sonra fosil yakıt şirketleri, yanıltıcı reklamları yüzünden yasal zorluklarla karşıya… Çevre avukatları grubu ClientEarth, Yeşil Badana Dosyaları’nın yayınlanması üzerine şirketleri uyardı. DeSmog’un araştırmasını kullanan analizler, büyük fosil yakıt şirketleri ve enerji üreticilerinin nasıl yeşil kimliklerini aşırı bir şekilde vurgularken işleri hakkında halka yanıltıcı bir izlenim verdiğini gösteriyor. Aramco, Chevron, Drax, Equinor, ExxonMobil, Ineos, RWE, Shell ve Total’in reklam çıktılarını analiz eden DeSmog, reklamları bu şirketlerin mevcut ve gelecek ticari faaliyetlerinin gerçekleriyle karşılaştırdı. ClientEarth, 2019’da BP “Olanaklar Her Yerde” kampanyasını geri çekmeye karar vermeden önce, BP’nin reklamları hakkında şikayette bulunmuştu…

ExxonMobil: “İlerlemeyi Güçlendirmek” (Powering Progress) “İklim değişikliği risklerini ele alırken, enerji santrallarının emisyonlarını azaltmak için temiz doğalgaz üretirken, karbondioksiti atmosfere ulaşmadan önce yakalayan ve alglerden üretilen biyoyakıtlar gibi beklenmedik enerji kaynakları keşfederken enerji sağlamanın yolları üzerine çalışıyoruz.” Güven verici bir ses, bize son yıllarda ABD’li petrol devini yeşil teknolojinin lideri olarak sunan reklamlardan biri olan Exxon’un “İlerlemeyi Güçlendirmek” reklamında bunları söylüyor. Ancak reklam, Exxon’un bilim insanlarının “yosun çiftlikleri” ve havadaki karbondioksiti emmek için tasarlanan teknolojiler geliştirirken sıkı bir şekilde çalıştıklarını gösterirken, şirketin ticari faaliyetleri farklı bir hikaye anlatıyor. Exxon’un Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için enerji analistlerinin acilen gerekli olduğunu söylediği petrol ve gaz üretiminin kesilmesi gibi bir planı yok. Exxon, 2019’da toplam yıllık üretim emisyonlarının yaklaşık olarak Kanada’nın emisyonlarına eşdeğer olduğunu ortaya koyan belgelere göre, küresel emisyonların önemli bir bölümünden sorumlu olmaya devam ediyor…

“O An Şimdi” başlıklı bir reklamda bir Aramco çalışanı, meslektaşlarıyla dolu bir amfide “dünyaya açılırken, sürdürülebilir bir geleceğe ilerlememiz gerektiğini her zamankinden daha iyi biliyoruz” diyor. Konuşmayı ayakta alkışlayan izleyicilere karşı, “Keşfettiğimiz doğal kaynaklara değer veriyoruz. Ancak bizi daha iyi bir dünya yaratmaya yönlendiren şeyin insani enerjimiz olduğunu asla unutmuyoruz” diye devam ediyor. Üstelik bunlar, şirketin 1965’ten beri tüm küresel emisyonların tahminen %4’ünün sorumlusu ve dünyanın en büyük kurumsal seragazı yayıcısı olmasına rağmen söyleniyor… Hissedarlarının çoğunluğunu oluşturan Suudi Arabistan hükümeti, on yıllardır iklim değişikliğine karşı uluslararası eylemleri durdurma çabalarının ön saflarında yer alıyor…

Yeşil Badana Dosyaları ClientEarth avukatı Johnny White, bu reklamların fosil yakıt şirketlerinin “büyük bir aldatmacaya” karıştığını gösterdiğini söylüyor. White, “Fosil yakıtlara bağlılığı azaltmamız gerekiyor. Ancak bu şirketler düşük karbonlu geçişe öncü olmak yerine, kamuoyunun dikkatini dağıtarak imajlarını aklayan reklamlar yayınlıyor. Bu reklamlar, şirketlerin işlerinin gerçek doğasını, iklim değişikliğine katkılarını ve geçiş planlarını yanlış bir şekilde sunuyor…

*****

Dikkatli baktığımızda ”Yeşil Badana” (Greenwashing) çabalarını ülkemizde ve hatta yakın çevremizde de görebiliyoruz…

Evet EKOIQ bence ilginç ve güzel bir dergi ve de internette ücretsiz. Üstü örtülmeyen çalışılan bazı gerçeklerin ucundan da olsa görülebilmesine olanak sağlıyor…

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.