
Kimsenin göremediği veya kimsenin görmek istemediği garib gurebalar var bu dünyada! Gazze'den Yemen'den herkes haberdar ama mesela bir malikhanenin en lüks yerinde yaşayan birinin duyulabilse ağlamaktan durulamayacak trajedisini kim bilebiliyor ki?
Antonine ve Cyprian salgınlarında Paganlar çoluğunu çocuğunu terkederken Hristiyanlar canları pahasına hastalarla ilgileniyordu; tabi zamanla önce Romalılaştılar, sonra da Cermenleştiler; ama daha güçlü olan Pagan Felsefesini nasıl mağlup edebildiler sizce?
'Yoksullar için öncelikli seçenek' sözünün üzerine 'Soylular için öncelikli seçenek' der ve 'Bu iki söz birbirinin antitezi değildir' görüşündedir Brezilyalı Mütefekkir Plinio Correa de Oliveira! Yoksulluğa düşmüş Soylular da var! Kitlelerin ahlakı ve adaletinde aslında hiç haketmediği halde acımasızca mahkum edilmiş kimler kimler var... Daha ne hikayeler var eğer satır aralarını okumaktan sıkılmazsanız... Duvarların arkasını göremediğimiz halde hükümlerimizi çok kolaylıkla verebiliyoruz! Peki o hüküm konan siz olsanız? Veya mesela çok sevdiğiniz biri olsa? Veya hiçbir şey; sadece duvarın arkasını görmüş olsanız mesela...
Psikiyatri alanı günümüzde korkunç acıların çekildiği bir yer! Çilelerini bilen pek kimse yok! Kafaların içinden geçeni anlamaya uğraşan dahi pek yok! Ama onlar da can taşımıyor mu? Aç susuz bir kediyi köpeği herkes görebiliyor; ama... Bilmez pek kimse olanı biteni; hatta bazılarının hakettiği de düşünülür! Düzenler için ise adalet ve insanlık değil yalnızca düzenin olduğu gibi devam etmesi önemlidir! Sorunu halletmek ile sorunu görünmez kılmak arasında bir fark yoktur ama görünmez kılındığı zaman acılar çekilmeye devam etmektedir! İyi kalpliler nerde? Hiç mi yok onlardan? Hepsi mi toprak altında günümüz dünyasında...
'Güler yüz sadakadır' hadisini biliriz ama o kadarını bile görünmeyenlerden esirgiyoruz! Çok mudur bir güler yüz dahi? Hasta olsanız, başınıza birşey gelmiş olsa, iflas etmiş olsanız vs arar olmaz mısınız kötü gün dostlarını? Gerçi 'Kaldı mı onlardan' da diyebilirsiniz elbette... Dünya kime kalacak? Biraz sıcaklık, biraz şefkat çok mu kötüdür, çok mu yanlıştır... İnsan başı ağrısa dahi hiç değilse bir güler yüz aramaz mı?
Adaletin kılıcını tutan kılıcı kullanmakta acele etmemelidir! Ama o kadar aceleciyiz ki... Ve işimizi o kadar baştan savma yapıyoruz ki... Şatoları olan kimselerin nelere sahip olduğunu, hatta isimlerini dahi bilmiyoruz ama isimlerini dahi bilmediğimiz kimselerin ağlatacak trajedileri hakkında çok ama çok kolay kararlar alabiliyoruz! Bunu nasıl yapabiliyoruz? İnsan bu kadar vahşi mi? İnsan bu kadar canavar mı?
Doğru olan ne ise onu yapın; ama sakın ola sakın geri dönüşü olmayan şeylerde acele etmeyin çünkü 2 boyutlu bir kimsenin 3 boyutta görünenleri göremeyeceği gibi 3 boyutlu olan bizler de görmemiz gerekenlerin büyük çoğunu görmekten aciziz!
Sevgi ve şefkati de unutmayın!


