Haber / Zeynep TAŞTAN
‘DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMAZSAK, GELECEKTE ÇEVRENİN BİZE VE GELECEK NESİLLERE DÖNÜŞÜ DAHA KÖTÜ OLACAK’..
Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bahçekapılı konuşmasına sempozyumumuzun gerçekleşmesin de paydaş olan kuruluşlara teşekkürlerini sunarak başladı. Rektör Bahçekapılı, ‘Allah ile insan, insan ile insan ve insan ile çevre. İslam medeniyetinin oluşturduğu temel öge bu üç ögenin birlikte uyum içerisinde çalışmasıdır. Bu dengeyi bozduğunuz andan itibaren kurmuş olduğunuz ana yapı taşlarında bir bozulma meydana gelir. Bu bağlamda, bu sempozyumda gerçekleşecek olan sunumların bu değerlere sahip çıkıp yaşatabilme ve geleceğe daha umutla yaklaşma açısından çok önemli buluyorum” sözleriyle sempozyumun önemini vurguladı. Daha sonra kürsüye çıkan İl Genel Meclis Başkanı Hasan Soygüzel, Yalova’nın bu gibi önemli çalışmalara ev sahipliği yapmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve başarılı bir sempozyum olmasını diledi.
‘KÖMÜR DÜNYADA CİDDİ BİR KAYNAK’..
Balıkçı, kömürün ciddi bir enerji kaynağı olduğunu fakat Türkiye’nin bu konuda şansız olduğunu dile getirerek, “Kömür dünyada ciddi bir kaynak. Mesela Türkiye için de çok ciddi bir kaynak. Türkiye’nin en büyük fosil kaynağı linyit kömür ama ne yazık ki linyit çok kalitesiz bir kömür. Türkiye’deki kömürün kükürt, nem oranı çok yüksek. Yakması, emisyonları sıkıntılı. Çok ciddi manada filtrasyon yapmanız lazım” dedi.
‘TÜRKİYE YENİLENEBİLİR ENERJİ ORANI YÜKSEK ÜLKELERDEN BİRİ’..
Merkezi enerji üretiminden yerel, lokal üretime geçilmesi gerektiğine değinen Balıkçı, dünyada hidrojen enerjisine doğru geçiş yaşandığına da vurgu yaptı. Türkiye’nin yenilenebilir enerjide durumu hakkında da bilgi veren Balıkçı, “Türkiye dünyada yenilenebilir enerji oranı yüksek olan ülkelerden bir tanesi ama ana unsuru Paris İklim Anlaşması’ndaki yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için ciddi manada nükleer enerji santrali kurması gerekiyor. Türkiye gibi ülkeler karbon emisyonunu azaltmak için nükleere ağırlık vereceklerini deklare etmiş durumdalar” ifadesini kullandı.
NÜKLEER SANTRAL MALİYETİNİN YÜZDE 90’I GÜVENLİK..
Nükleer enerji santrallerinde en önemli konunun güvenlik olduğunu anlatan Balıkçı, maliyetlerin yüzde 90’ın da güvenlik için harcandığını ifade ederek, “Kömür santrallerinde buharı kömür yakarak elde ediyorsunuz. Nükleer santrallerde ise nükleer reaksiyon sonunda ortaya çıkan ısıyı buhara dönüştürüyorsunuz. Buhar üretimi dışında geri kalan her şeyi aynı. Maliyet olarak baktığınız zaman ikisi arasında çok ciddi 4-5 kata kadar bir maliyet farkı olduğunu görüyorsunuz. Bunun da temel sebebi reaktördeki güvenlik tedbirleri” ifadesini kullandı.
‘RUSLAR NÜKLEER SANTRAL KURMA KONUSUNDA ÇOK TECRÜBELİLER’..
Dünyada birkaç tane nükleer santral kazası olduğunu anlatan Balıkçı, yapılan Akkuyu Nükleer Santrali hakkında da bilgi verdi. Nükleer enerji santrallerini diğer enerji kaynaklarına göre daha güvenli olduğunu ifade eden Balıkçı, şöyle konuştu: “Akkuyu’da yaptığımız santral 3,5 jenerasyona sahip olan santral ve dünyadaki şu anda en güzide santrallerden bir tanesi. Rus teknolojisi dediğimiz zaman soru işaretiyle bakarız ama Ruslar gerçekten nükleer santral kurma konusunda çok tecrübeliler. Sadece Türkiye’de değil bir çok ülkede kuruyorlar. Örneğin bir tane Finlandiya’da, Avrupa ülkelerinde de kuruyorlar. Şu anda dünyada aynı anda farklı ülkelerde en çok santral kuran ülke Rusya. Her jenerasyonda daha güvenli hale getiriliyor. Nükleer aslında güvenilebilir bir enerji kaynağı diyebiliriz. Toplamda baktığımız zaman kömür veyahut doğalgaz santrallerinin çıkarmış olduğu emisyondan dolayı etkilenen ve bundan vefat eden insan sayısına baktığımız zaman çok ciddi manada bir fark var. Mesela Fukuşima kazasında hiç kimse ölmedi. Etrafta radyasyon var ama o sırada en azından ölen hiçbir kimse yok. Ondan sonra hastalıktan dolayı ölenler olmuştur ama bu sayı da diğer fosil kaynaklı santrallerden, emisyondan dolayı meydana gelen hastalıklardan düşük.”
‘DÜNYA YENİ ENERJİ ÇAĞINA GİRİYOR. BURADA FOSİL YAKITLARA YER OLMAYACAK’..
Balıkçı, Türkiye’nin yenilenebilir enerji ihtiyacının büyük bir kısmı olan yüzde 35’e yakınının hidroelektrik santrallerinden sağlandığını ifade etti. Enerji Bakanlığı’nın ciddi çalışmalar yaptığını sözlerine ekleyen Balıkçı, şunları kaydetti: “Dünya yeni enerji çağına giriyor. Burada fosil yakıtlara yer olmayacak. Mutlaka bu fosil yakıtların yerine yeni enerji kaynaklarını kullanmamız lazım. Güncel teknolojileri geliştirerek daha temiz ve verimli hale getirmemiz lazım. Burada da nükleer enerji ciddi manada bir oyuncu olacak. Çünkü bundan 5 sene önce nükleer teknoloji kimsenin ulaşmak istemediği, fazla önem vermediği veyahut da özellikle batı ülkeleri tarafından, Amerika’yı saymıyorum bu arada, ‘nükleer tehlikeli bir teknoloji, kesinlikle kullanmayalım, bunun yerine rüzgar, güneş gibi şeyleri kullanalım’ söylemlerini artık onlar da bıraktı. Çünkü böyle bir şey olması elektrik enerjisi üretirken mümkün değil. Bu yeni çağa bizim de mutlaka uymamız lazım. Enerji altyapımızı geliştirmemiz lazım. Bu konuda da aslında Enerji Bakanlığı ciddi manada çalışmalarına devam ediyor.”
Sempozyumda iki gün boyunca; Nükleer Enerji, hava muhalefetinden dolayı ortaya çıkan sorunlara doğa dostu çözümler, Yeşil Yönetim Modeli, Çevre Mühendisliği Dersleri, Türkiye’deki lisans programları, hayvan atıklarının yönetimi, tarımsal atıkların bertarafı, hidrotermal karbonizasyon yöntemi, İslami çevre hareketleri, çevre ile ilişki ve Kuran ve sünnet ışığında ahlak, karbon ayak izi hesaplaması gibi konular incelendi..