Turizm imarlı araziler yeşil alana çevriliyor, mahkeme ve bilirkişi raporları hasıraltı ediliyor, taş ocağı ve maden arama talepleri nasıl sonuçlandı; bilinmiyor.
Konunun uzmanı şehir plancılardan bir kısmı, “Üst ölçekli planlarda sorun yok, planlar aynen geçerli” derken bazı şehir plancılar ise son yaşanan gelimeler ışığında mevcut planların geçersiz olduğunu ve yatırımlarda sorun yaşandığını iddia ediyor.
Haber / Yorum – İbrahim Yurdagül
12 Temmuz 2013 tarihli HABERCİ’de manşetti: YALOVA’NIN BİTMEYEN ÇİLESİ; PLANSIZLIK! Bundan 10 yıl önce de durum bugünkünden farksızdı. O günkü HABERCİ’nin spotu bakın nasıldı: “Aylarca mahkeme kararları nedeniyle ‘yok hükmünde’ olan, sanayi ve yatırım bölümleri ciddi biçimde sıkıntıya yol açan 1/25 binlik Çevre Düzeni Planı üzerinde revizeler netleşmiş değil. Alt ve üst ölçekli planlar arasındaki uyumsuzluk sonrası Bakanlık yetkilileri harekete geçmiş ve revize için düğmeye basılmıştı. Ancak bu defa belediyelerin itirazı söz konusu. Alt ve üst ölçekli şehir planlarının itirazlar sonrası yeniden ele alınıp bir an önce birbiri ile uyumlu hale getirilmesi beklenirken, bir taraftan da Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’nın Bölgesel Kalkınma Planı hazırlıkları sürüyor.”
Suudi yatırımcı yangından kaçar gibi kaçtı; Yalova’yı terk etti…
Yalova’nın alt ve üst ölçekli planlarında yaşanan tartışmalar, bir yığın soru işaretleri ve belirsizlikler, aradan yıllar geçmesine rağmen bitmek bilmiyor. Arboretum arazisi üzerinde turizm yatırımları için gün sayan ve projelerini hazırlayan, yatırım bütçesini ilk etapta 100 milyon dolar olarak açıklayan ancak bu rakamın 1 milyar dolara kadar yükseltilebileceğini söyleyen Suudi yatırımcı Mohammed Al Fozan, müjde vermek için geldiği Yalova’dan adeta kaçarcasına ayrıldı; üstelik tek bir satır bile açıklama yapmadan. Yatırımlar durdu; çünkü birileri araya girdi ve turizm imarını kaldırdı, imarlı arazileri yeşil alana çevirerek uluslararası hukuka aykırı hareketle dönemin yerel yönetimlerinin ve bürokrasinin başına çorap ördü. Bu arazilerdeki planların akıbeti tam bir muamma.
Bazı OSB’lerdeki hafriyat nereye dökülüyor; belli değil…
Farklı alanlardaki OSB yatırımları içerisinde çevre ve doğanın korunmasına özen gösterilmediği uygulamalar dikkat çekiyor. Geniş arazilerde çıkarılan hafriyatların sorumsuzca, kontrol ve denetimden uzak dökümünün yapıldığı yönünde haber ve fotoğraflar basında defalarca yer almıştı.
Mahkeme ve bilirkişi raporları hiçe sayılıyor…
Tüm bunların yanında Taşköprü’deki sanayi kuruluşları bilirkişi ve mahkeme raporlarına uygun hareket etmiyor, mahkeme süreçleri devam etmesine rağmen yatırımlarına hız kesmeden devam edebiliyorlar. Hatta bu konuda geçtiğimiz günlerde ilgili kurumlara yürütmeyi durdurma kararı gelmesine karşın bu karara aykırı hareket edildiği yönünde gelişmeler var.
Taş ocağı açma ve maden arama girişimleri ne aşamada?
Taş ocağı ve maden ruhsatı taleplerinin ne aşamada olduğu ve bu alanda ne gibi gelişmelerin yaşandığı ise tam bir muamma; ilgili kişi ve kurumların son dönemde yaptıkları bir açıklama yok. Başvuruların akıbeti nedir, ne değildir; arayan-soran, sorgulayan yok. Bir kısım şehir plancıları, üst ölçekli planlarda bir sorun olmadığını ve aynen yürürlükte olduğunu söylerken, konunun uzmanı bazı yetkililer de, ‘plan revizeleri net değil, değişen durumlar var ve planlar yeniden ele alınmak zorunda’ diyorlar.