Sevgili dostum. Son peygamber Hz. Muhammed, yani bizim peygamberimiz, peygamberlerin sonuncusu olduğu gibi, kitabımız Kur’an-ı Kerim’de değiştirilemeyen son kitaptır. Müslüman olan her insan, buna inanır ve iman eder, yoksa Müslüman olamaz. Müslüman olan her mümin, Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’i en doğru, peygamberi de ona uyan, bir rehber, elçi, tek önder olarak kabul eder. Peygamberimizden önce gelen bütün peygamberler, peygamberimiz ne söylemişse, onlarda aynı şeyi söylemiştir. Buna inanmayanlar, inkar edenler, yada şeytani bir akılla değiştirenler cahildir, cehaletin babalarıdır. Dün hakkı hakikati, inkar eden cahiller, kutsal kitaplara, ne kadar düşmansa, bu günde aynı derecede düşmandır. Dün kutsal kitapları kendi istek ve arzularına göre değiştirenler, bugünde zerresi değişmeyen kutsal kitabımız Kuran’ı kerime aynı gözle bakmakta, aynı düşmanlığı beslemektedir. Yarattığı insanı en iyi bilen, tanıyan kainatın sahibi Allah (cc) son dinini, korumaya almıştır. İnsanlık tarihine adı geçen, cehaletin babası Nemrut, Firavun olduğu gibi, adı Ömer olan Ebu Cahil yani cehaletin babasıyla cehalet devam etmiştir. Dün Romalılar, Moğollar, ne kadar cehaletin savaşını vermişse, bugünde, Avrupa’sı, Amerika’sı, Çin’i, Rus’u cehaletin savaşını vermektedir. Cahilin savaşı güç bende savaşıdır. Müslümanın var oluş sebebi ise, güç ve adaletin kainatın sahibi Allah’a ait olduğunun mücadelesini vermesidir ve vermek zorundadır. Çünkü cehaletin baki kalacağına inanmaz, cehalet geçici Dünya zevkleridir. İslam ise dünya ve ahiret keyfi sunar. İslam inananları kölelikten hürriyete kavuşturur. Ebucehilin adı Ömer’se cehaletten kurtaran, cehalete savaş açan kişinin adı da, artık Hz Ömer’dir. İslam’a inanan her kul artık, kula kulluk yapmaz. İman edenlerin tamamı, sonsuz güç sahibi Allah’ın kuludur. Artık onlar cahilden, kâfirden, münafıktan etkilenmez, kullanılamaz. Bedenini esaret altında, zindanda tutsanız da, beyni hürdür. Kendini hep saraylarda gibi hisseder. Böyle bir inanç ve düşünceyi köleleştiremediği için, cahilin işine gelmez. Eline geçirdiği gücü, bırakmamak insanları kendine köle yapmak, hakkı inkar etmek, dün cahilde nasılsa bu günde aynıdır. Hiçbir Müslüman cahil değildir. Çünkü inandığı kitap Kuran hür, dinde gerçektir. Her Müslüman buna inanır ve iman eder. Bu yüzden asla cahil değildir. Fakat gücü elinde tutan, cahile esir düşmüştür. Gerçekler bellidir ama yaşam tarzı, bugün cahile göredir. Müslüman İnandığı gibi kalsa bile, cahillerin hakimiyetinde, ilimsiz ve bilgisizdir. Çünkü bütün bildiklerini cahiller çalmıştır. Artık bilgi cahile yani kötülüğe hizmet etmektedir. Müslüman bunları bilse de, elinden alınan, bilgisizliği yüzünden cahillere benzemeye başlamıştır. Cahil olmadığı halde, cahillerin yaptığını yapar. Derdinin reçetesi elinde olsa da, anlamadığı için her söze itibar eder. Zamanla İnandığı gibi yaşamazsa, yaşadığı gibi inanmaya başlar. Buda Müslümana cehalet yolunu açar. Bu yüzden İslam en büyük savaşını, cehaleti yok etmeye ayırmıştır. İslam insanlığın en büyük düşmanının cehalet ve ondan beslenen kan emici cehalet babaları olduğunu bilir. Bu yüzden Cahil kalmayı yasaklamış, bunu bir düzen içinde uygulamayı, kurala bağlamıştır. İlk emirde bu yüzden okudur. Cehaletin oyununu ancak, gerçekten iman edenler bozabilir ve anlayabilir. Bunu bizden bile daha iyi bilen cehalet babaları, kurumsal İslam’a, uygulamaya şiddetle karşı çıkarlar. İslam’a savaş açan kim varsa, onun yanında yer alıyorsa cahildir, ya da cehaletin babasıdır. Bizim işimiz cahilliği anlatmak, Müslüman’ı cehalete kurban vermemektir.
Cahil hakimiyetini kaybetmemek, gücüne güç katmak için, şeytanla iş birliği yapar, şeytan cahil olmasa da insanın düşmanıdır. Fakat cahili çok sever ona akıl verir. Son din İslam’a kadar bütün dinleri, inançları kullanmayı öğretir, İslam hariç her fikri cehalet ele geçirir. Herkesi kullanma fikrini münafıklıkla başaran cehalet, yeryüzündeki bütün Müslümanları esir etmiştir. İslam hür ona inanan Müslüman esirdir. Bunu fark eden, buna inanan Müslüman fikren hür, bedenen esirdir. İnanmayan ise, Müslümanım dese de cahilin kölesidir, o ne derse onu yapar. Efendisine göre hayat kurar. Gücü elinde bulunduran cehaletin babaları, münafıklıkta ustalaşmış, köle tüccarı olmuşlardır. Onların dinlerine, inançlarına kültürlerine, ölmeyecek kadar can suyu vererek kendi hayatlarını daha da kuvvetlendirmeyi bilmişlerdir.
Dünya küçülmüş, bütün gerçekler ortaya çıkmıştır artık. İslam’dan başka bütün inançlar iflas etmiş, cehalet fabrikalarıdır. Artık bütün iş Müslümanlara düşmekte, görünen gerçekleri, tüm çıplaklığıyla Dünya’ya anlatmalıdır. Açta kalsa, açıkta da kalsa, zindanda hatta sarayda bile olsa, cehaletin gerçek yüzünü anlatmayı asla bırakmamalıdır. İslam cehaleti yeryüzünden kaldırma mücadelesidir. Bu mücadele bizi her türlü, beladan, fitneden, sıkıntıdan, tüm hastalıklardan kurtaracak, huzura mutluluğa ulaştıracaktır. Bu bir inanç ve iman meselesi olduğu gibi, cahil kalmama, cahile köle olmama mücadelesidir. Açlıktan, yokluktan dolayı sizi korkutanlar, cehalet babalarının çocuklarıdır. Onlar açlık korkusuyla, insanları köle yapar, kendilerine hizmet ettirirler. Müslüman, yer yüzünün, herkese, kıyamete kadar yeteceğini bilen, inanan ve cehaletten kurtulanların dinidir. Müslüman açlıktan ölmez, inançsızlıktan ölür. Aç bırakılıp ölenlerde bizi diriltmek için ölenlerdir. Eğer Müslümansan ne cahil kal, ne de cahil doğur, cehalete babalık yapma, kimseye cehaleti anlatma. Huzursuz olursun, inançsız kalırsın, nasıl yaşadıysan öyle ölürsün.