BIST 100
10.918,51 -1,07%
DOLAR
42,5340 0,16%
EURO
49,6172 0,18%
GRAM ALTIN
5.781,28 0,49%
FAİZ
37,98 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
79,75 2,17%
BITCOIN
92.153,00 -0,02%
GBP/TRY
56,8005 0,10%
EUR/USD
1,1659 0,13%
BRENT
63,18 -0,13%
ÇEYREK ALTIN
9.452,39 0,49%

ÇAT KAPI

mustafa-karamercimek-haberci-kose-yazisi

Sevgili dostum.

Eskilerde yoktu birbirimizden farkımız, cadı kazanı değildi aklımız, size geliyoruz diye sormazdık, telefon yoktu zaten soramazdık. Uzakta da olsa akrabalarımız, çat kapı giderdik, evde yoklarsa dönerdik. Gelmişken, yakınlarda falanlar, filanlar olur onlara misafir olur, çayı onlarla içer, muhabbeti onlarla bölüşürdük. Kimse de araba yoktu, faytonlar vardı, bazen onlara biner çoğu kez yaya giderdik. Ne Ahmetler bizden çok zengindi ne Aliler bizden fakir. Aramızda üç aşağı beş yukarı fark vardı.  Bu yüzden evlerimizde, giydiklerimizde, yediklerimizde, neredeyse aynıydı. Apartman yoktu mahallemizde tek katlı bilemedin iki katlı, avlusu geniş, yüksek duvarlı, neredeyse her kapı iki kanatlı, arkasında kös, önü tokmaklı, genelde kireç boyalı evlerimiz vardı. Kültürümüz, dilimiz, inancımız, yaşam tarzımız, sanki bir kalıptan çıkmıştı. Bugünün tabiriyle şuurlu değildik ama bugünden daha ahlaklıydık. Belki de ahlaklı olmaya mecburduk, çünkü ahlakımız bozulursa, aynı mahallede kalamazdık. Bugünün mahalle baskısının adı o gün, birbirimizi korumak kollamaktı. Hepimiz kardeş gibiydik, beraber oynar, beraber gezerdik. Büyüklerimizde sanki bir aile gibi yaşar, biz de bundan etkilenirdik. Paramız yoktu ama daha hayırseverdik. Birimizin derdine hepimiz koşar, bizim derdimize de herkes koşardı. Fazla derdimizde olmazdı zaten, ya dert edinmezdik ya da dert bilmezdik. Kolumuz kırılsa sınıhçı dedemiz, hamilemiz olsa ebe annemiz, başımız ağrısa patetesimiz kapının arkasında çuvalla her zaman bulunurdu. Yani devletle fazla işimiz olmaz, kendi işimizi kendimiz görürdük. Üşütürsek gripin, baş ağrımız geçmezse aspirin her bakkalda satılırdı. Çok genç okumaz ya da okuyamazdı, kızlar genelde ilkokuldan sonra ev kızı olur, yemek yapmayı, evi temiz tutmayı, boş zamanlarında da çeyizini önceden yapar, evlenmeye hazır olurdu. Çünkü kız olan eve sormadan çat kapı, kız görmeye gelirdi, oğlu olan analar.

Kız beğenilmiş, karar verilmiş, bir daha buyurun gelin denir, oğlan sorulur soruşturulur, oğlanlar işinde gücünde, bir de namazında ise, işler daha da kolaylaşırdı. Birbirini tanıyan aileler ya da kız ararken tanışan aileler, kıza oğlana sormadan söz keserlerdi. Anaların gözü, babaların sözü ne kesilir ne de karşı gelinirdi. Kızın ailesini oğlan tarafı, oğlanın ailesini kız tarafı, tanımıyorsa başkalarına sorar soruştururdu. Bu işler aile büyüklerine düşer, gençler karışmaz ya da karıştırılmazdı. Çünkü onlar okur yazar olmasa da tecrübeli gün görmüş insanlardı. Kimin kapısına gidilir, kim kiminle akraba olur, bunu en iyi bilen onlardı. Birbirlerini ziyarete gidecekleri zaman haber vermez, çat kapı gidilir, çay ve şeker götürülür, başka şeyde beklenmezdi. Bu yüzden olsa gerek, herkes erken kalkar evini temiz tutar hatta evinin önünü temizler, çöpçü beklenmezdi. Köyden misafirlerimiz hiç eksik olmaz, çat kapı gelir, hatta yatıya kalır, bazen evde yatacak yer kalmazdı. Bu işler o zamanlar çok normaldi, alışmıştık bu hayata. Mahallemizde, şehrimizde, hayat böyle devam edip giderken, devlette işler nasıldı? Millet oy verse de siyasete fazla karışmaz, hatta hiç karışmazdı ya da karıştırılmazdı. Birine dua edecekseniz, Allah sizi iyi insanlarla karşılaştırsın diye dua edin. Siyasetin içinde, en hararetli dönemlerinde, sağın solun olduğu, kardeşin kardeşe düşman olduğu, mezhep çatışmalarının başlatıldığı, darbelerin yaşandığı, suçsuz insanların, suçlandığı bir döneme, şahit oldum ve bertaraf olmamak adına, mahalle kültürüm sayesinde İslami düşünceyi seçtim. Rabbimin yardımı iyi insanların, gayreti ve samimiyeti sayesinde, onlarla beraber sorunları çözmek, bu millete memlekete nasıl faydamız olur diye, evlerde sohbetlere başladık. Bu sohbetleri ilim irfan ehli, toplum nezrinde değer almış hocalarımız yapıyor, bizler de can kulağıyla dinliyorduk. Bazen bana İslami eserler okutturuyor, onları yorumluyor, milletin şuurlanmasına katkı sağlıyorlardı. Bu çalışmaya başladığımız günlerde gördüm ki toplumun ahlakı şuurunun çok üstünde bu da toplumu bilmeden yaşamaya itmiş. İslam adına İslam olmayan, bir hayatı yaşamaya yönlendirmiş. Bu durum beni çok ama çok rahatsız etti. O gün, bu gün çat kapı gezip, insanlardan hiçbir karşılık beklemeden, insanlığa, doğruluğu, samimiyeti, gerçek İslam’ı yaşamaya ve anlatmaya karar verdim. Sıkmamak adına şiir yazdım, şiir okudum, yürekten konuştum, çat kapı ben geldim dedim ve gönüllere çat kapı girmek için bir ömür tükettim. Hala aynı kafadayım, evlerinizi çat kapı açılır hale getirin, sizler de çat kapı gidin, bir şeyler götürün. En çokta samimiyet, insanlık, ahlak bir de sevgi dolu yürek götürün, kimseyi beklemeyin, siz götürün. Çat kapı götürün.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?