Haber / Zeynep TAŞTAN
Yalova’da uzun yıllar eczacılık yapan ve İstanbul Eczacılar Odası Yalova Şubesi’nde bir dönem yöneticilik görevinde bulunan Eczacı Kürşat Emre Çandır, Ankara’da yapılan Büyük Eczacılar Mitingi’ne katıldı. Mitingle alakalı açıklamalarda bulunan Çandır, eczacılar sorun ve isteklerini de anlattı. Çandır, açıklamasında, “Bugün Ankara’da on binlerce eczacı ve eczacı teknisyeni arkadaşımızla, birlik beraberlik içerisinde, yasal çerçeve içerisinde haklarımızı daha yüksek sesle istedik. Bizler, yeter artık diyoruz. Hatalı kur politikası sebebiyle, sayısız ilaç piyasada bulunamıyor. Bizler, çocuk antibiyotikleri başta olmak üzere, hayati öneme haiz ilaçlara ulaşımın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Eşdeğer ilaç uygulaması sebebiyle, birçok ilaçta anlamsız fiyat farklılıkları ortaya çıkıyor. Üretimi dahi olmayan birçok ilacın medula sisteminde görünmesi sebebiyle, vatandaşımızın haksız ilaç fiyat farklarını ödemesine bir son verilmesini istiyoruz. Sağlık hizmeti sunucularındaki aksamalar sebebiyle, ilaca erişimin önündeki engelin kalkmasını, sistemsel sorunlar sebebiyle provizyon sistemindeki problemli işleyişin artık bir düzene girmesini, bu sebeple oluşacak aksaklıklar sebebiyle mağduriyetlerin artık yaşanmamasını istiyoruz. Muayene ücreti tahsildarlığı yapan eczacıların bu sorunu artık bir son bulmalı diyoruz. Muayene ücreti sebebiyle vatandaşlarla sık sık karşı karşıya gelen eczacıların, adeta bir hastane veznedarı gibi çalıştırılması kabul edilemez. Ya bu sistem son bulmalı, ya da bu veznedarlık karşılığı bir ücret ve beraberinde sigorta prim desteği eczacılara verilsin istiyoruz. 10 yılı aşkın süredir yeterli güncellenmenin yapılmadığı ilaç fiyat kararnamesi 2007 seviyesine yükseltilsin ve her yıl gelen ilaç zamları ile birlikte karlılık baremleri güncellensin istiyoruz. Her gelen zamla, ilaç ithalatçıları ve depoları kollanırken, karlılık baremleri değiştirilmediği için, artık her zamdan zararla çıkan eczacı toplumuna bir kulak verilsin istiyoruz. 1 enjektöre 17 kuruş ödeme yapan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, bir enjektörün eczaneye maliyetinin 1 lira yaklaştığı bir piyasada, vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışan eczacıya bir çözüm yolu sunmasını istiyoruz. Majistral (yapma ilaçlar) fiyat listesini yıllardır makul seviyeye taşımayan Sosyal Güvenlik Kurulu’nun, her sene majistral tarifeyi diğer ilaçlarla birlikte güncellemesini istiyoruz. Gece yarılarına kadar nöbet tutan eczanelerin artan hizmet maliyetine karşılık artan miktarda reçete hizmet bedelini ödemesini istiyoruz. Eczacılık Fakültesi enflasyonun artık durdurulmasını istiyoruz. Mevcut sistemde akredite olan Eczacılık Fakültesi sayısı 20’ye ulaşmazken, akademisyeni, laboratuvarı olmayan fakültelerin açılmasında daha fazla ısrar edilmesin, ihtiyaçtan fazla eczacı mezun edilmesin istiyoruz. Avrupa’nın gelişmiş birçok ülkesinde eczacılık fakültelerinin sayısı 10’u geçmezken, bizde sayı 60’a yaklaşmışsa, burada bir hata var diyoruz. Kamuda çalışan eczacılarımızın özlük haklarında artık düzenleme şarttır diyoruz. 5 yıl lisans eğitimi ile birlikte 1 yıl zorunlu staj uygulaması getirilen eczacılarımızın 6 yıllık Tıp Fakültesi eğitimine paralel bir sürede mezun olduğu düşünüldüğünde, emeklerinin karşılığı olan özlük haklarındaki iyileştirmelerin vakit geçirilmeden sağlanmasını istiyoruz. Akılcı ilaç uygulaması ile birlikte, eczacılarımız vatandaşlarımızla adeta karşı karşıya getirilmiştir. Özellikle hafta sonları hizmet vermeyen aile hekimliği ve devlet hastaneleri poliklinikleri sebebiyle kronik ilaçlarına ulaşamayan vatandaşlarımız eczanelerden özellikle devamlı kullandıkları kronik ilaçlara ayrıca akut tedavi gerektiren ilaçlara ulaşma noktasında sorun yaşıyor. Bu sebeple, ya hafta sonları da nöbetçi aile hekimliği uygulaması getirilmeli, ya da akılcı ilaç uygulaması, belli kalemler için esnetilsin istiyoruz. Eczacı kimliği, hak ettiği saygınlığa kavuşmalı, resmi kurum ve kuruluşlarda bu durum karşılık bulmalı diyoruz. Pandemi sürecinde 77 eczacı ve 24 eczacı teknisyeni arkadaşımızı işyerindeki enfektif ortam sebebiyle kaybettik. Ancak basın açıklamalarında bile eczacı kelimesini ağızlarına almaktan imtina edenlerin, artık konuşurken iki kere düşünmelerini istiyor ve yıkıma DUR diyoruz.”
