yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
33,9762
EURO
37,6709
ALTIN
2.725,36
BIST
9.771,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Hafif Yağmurlu
26°C
Yalova
26°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
28°C
Pazartesi Çok Bulutlu
28°C
Salı Çok Bulutlu
28°C
Çarşamba Yağmurlu
29°C

Calhoun Patolojisi

26.06.2024 14:23
0
A+
A-

Calhoun’un 25. Evrenindeki hastalığın aynısı şu anda İnsanoğlunu yok etmeye doğru gidiyor. İnsanoğlu şu anda ‘LeastConcern’ kategorisinde ama aslında en az ‘Vulnerable’ olmalı, hatta ‘CriticallyEndangered’ kategorisi bile çok aşırı olmaz. O deneyi iyice inceleyin. Sonra da günümüz insanını ve toplumlarını inceleyin. Benzemiyor mu? Fareler yiyeceğe hiç ihtiyaçları olmamasına rağmen yamyamlığa başlamıştı. Darwinizm ve Malthusçuluk da bu hastalığın bir semptomu olarak görülebilir. Mesele aşırı populasyon değil; hiç olmadı! Sadece dünyamız bile tek başına trilyon nufusu beslemeye yeter de artar bile, çünkü teknolojinin ilerlemesi daha önce kullanılmayan kaynakları kullanılabilir hale getirir. Petrol hep vardı ama içten yanmalı motorlardan önce önemi ne kadardı? Demir oksit de her zaman bol bulamaçtı ama çok uzun süre onun yerine nadir bulunan kalayın peşinde koştuk.

Hastalık belli. Tedavi ne peki? Bu, fizyolojik bir hastalık değildir. Bu, nörolojik bir hastalık da değildir. Bu, aslında psikolojik bir hastalık bile sayılmayabilir çünkü hastalanan şey zihin ve mantık değil değerler ve geleneklerdir. Bir deli, deli ve hasta olduğunu bilebilir mi? İnsanlığın çok büyük bir kısmı günümüz dünyasının hastalıklı olduğunu göremiyor. Calhoun’un deneyindeki Norveç Fareleri 5 haftada üreme olgunluğuna erişebiliyorlar ve dolayısıyla da insanda yaklaşık 100 yıldaki jenerasyon sayısı kadar jenerasyon tek bir yılda olabiliyor. Bir veya birkaç yıl süren deneyler yapılabilir ama insanlı deney için birkaç yüzyıl gibi bir süre gerekiyor.

Bütün canlılar yeni ve fazladan bir yiyecek kaynağı elde ettiklerinde nüfusları artar. İnsanlarda da yeni tarım teknikleri ve Kolomb keşifleri gibi yeni tarım ürünleri elde ettiğinde de tam böyle olmuştu. Ama şu anda ‘Nüfus artacak ama tarım ona yetişemeyecek’ diyen Malthus’un kehanetinin tam tersi gerçekleşiyor! Sizce neden dünyanın pek çok ülkesinde obezite ve onun tetiklediği hastalıklar çok ciddi bir sorun haline geldi? Veya Güney Kore’nin doğum oranlarının çok daha fakir olan Nijer veya Afganistan’ınkine göre çok daha düşük olmasını nasıl açıklayabilirsiniz? Normalde tarihte savaş, açlık ve kıtlık olan ülkelerin nüfusu azalırdı; 30 yıl savaşları sırasındaki Almanya buna iyi bir örnektir. Tam tersine bolluk ve refah olan ülkenin nüfusu artardı. Şu anda ise oldukça zengin ülkelerin nüfusu azalırken aksine savaş, açlık ve kıtlık olan ülkelerin insanlarının kitleler halinde kaçmaya çalıştıkları kendi ülkelerinin nüfusu her şeye rağmen hızla artabiliyor!

Doğum oranlarının zenginlikle ters orantılı olduğu söyleniyor. Aslında bu doğru değil! Doğum oranları aslında eğitim seviyeleriyle ters orantılı; tabi bu eğitime ne kadar eğitim denebilirse! Doğum oranlarının zenginlikle ters orantılıymış gibi gözükmesinin nedeni de eğitim seviyesiyle zenginliğin doğru orantılı olmasındandır. Kanıt olarak da eğitim seviyesinin nispeten düşük olup zenginliğin yüksek olduğu ülkelerde doğum oranlarının nispeten yüksek, eğitim seviyesinin yüksek olup da zenginliğin düşük olduğu ülkelerde de doğum oranlarının düşük oluşunu gösterebiliriz! Hem yokluk yoksulluk doğum oranlarını arttırıyor olsaydı neden komünizmin çöküşü sonrası Rusya’da artmadı da petrol zengini pek çok ülkede ani zenginleşmeye rağmen eğitim seviyesinin yükselişine kadar doğum oranları yüksek kalmaya devam etti diye sormak isterim sizlere!

Tarihte Çin’de ve İslam medeniyetinin ilk yüzyıllarında kitaplara ve okur-yazarlığa çok değer verilirdi. Hindistan’da ise 2000 yıl boyunca felsefe, başka hiçbir coğrafyada olmadığı kadar özgürdü. Ama 21. yüzyıldaki globalleşmiş dünya ikisinden de çok uzak! Bilen kimseler olmazsa gerçek yalandan, doğru yanlıştan nasıl ayrılabilir? Farelerin aksine biz kendimizi kurtarabiliriz! Aslında Calhoun’un diğer fare deneylerinde bazı fareler oldukça yaratıcı faaliyetlerde bulunabilmişti. Doğum oranları meselesi ile dünyanın pek çok ülkesi yakından ilgileniyor ama henüz kimse fazla bir başarı elde edebilmiş değil. Gerçi hepimiz dünyada geçiciyiz; ama neden elimizden gelenin en iyisini yapmayalım? Bir süre daha bu dünyada yaşayacağız gibi gözüküyor ve bu süreyi en doğru şekilde değerlendirmek gerektiğine inanıyorum!

Hayvanlarda Anoreksiyadan hayvanın kendi etini yemesine kadar pek çok patolojik davranış şaşırtıcı bir biçimde gözlemlenebiliyor. Hayvanlar doğada da patolojik davranışlar gösterebiliyor ama insan yapımı ortamlarda çok daha fazla gösteriyor. Antropoloji ve Sosyolojinin Zoolojiden tamamen ayrı tutulmasını ve ayrı değerlendirilmesini çok da doğru bulmuyorum. Farelerle aramızda farklar olması elbette doğaldır ama Kurtlar ve Sırtlanlar gibi incelenip karşılaştırma yapmakta kullanılabilecek daha pek çok tür mevcut. Ön yargılardan tamamen arınmış bir biçimde bakabilmek hiç kolay olmayabilir. Ama en azından şans tanımakta büyük yararlar görmekteyim!

Ayrıca önemsediğim bir diğer konu da istisnası olmadan herkese tanınması gereken ‘Sıfırdan başlama şansı’ hakkıdır! 25. Evrendeki kaosun ve krizin çok önemli bir nedeni de özellikle hiyerarşinin alt kademelerinde bulunan erkeklerin göçmek ve benzeri gibisinden ikinci bir şansı olmamasıydı, ki Calhoun’un diğer fare deneylerinde buna çok uğraşanlar ve başarabilenler olmuştu! Aslında kapana kısılmışlık hissi fareleri çok daha yaratıcı olmaya itmişti ve sonunda inanılmaz şeyler üretenler olmuştu! Bu tarz sorunları  insanoğlunda halletmenin anahtarı da teknolojinin bütün insanların refahını arttıracak yönde ilerlemesi ve bilhassa uzay kolonileri olabilir! Gerçi 25. Evrende başka bir odaya konmasına rağmen dürtülerini geri kazanamayan Güzeller örneği var. Ama söz konusu olan fareler değil insanlar olduğunda Felsefe, Öğretiler ve Bilgelik aracılığı ile bu problemleri çözmemiz mümkün! Ve ayrıca tekrar tekrar vurguluyorum; İkinci Şans, Beyaz bir sayfa açma ve Sıfırdan başlama hakkı en ufak bir istisnası dahi olmayacak şekilde her insana tanınmalıdır!

Rabbim hepimiz için en hayırlısını nasib eylesin!

İnstagram: @bahatunafikir

mail adresi: xyztu12345@gmail.com

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.