yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,4951
EURO
36,4206
ALTIN
2.957,31
BIST
9.298,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Parçalı Bulutlu
20°C
Yalova
20°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Az Bulutlu
11°C

ÇAĞLAR BOYUNCA GELEN BİLGELER

08.12.2022 16:35
0
A+
A-

 

 

Başımıza gelmeyecek şey yok. Bu dünya zorluğun ve acıların bol olduğu bir yer. Umutlar hep kursağımızda kalıyor. Peki ya çözüm nedir?

Bu soruyu insan olan her coğrafyada tarihin başlangıcından bu yana sayısız kimse sordu. Çoğunun adı bile bize ulaşmadı. Ama adı ulaşmayanların düşünceleri, en azından atasözü ve deyiş olarak ulaşabildi. Tabi burda bir sorun var: Bunların arasına sahte mürşidler de karıştı ve doktrinler ile ananeleri yalanlarla ve yanlışlarla bozdu. Hiç bozulmamış tek bir medeniyet, kültür, gelenek yoktur. ‘Sana tokat atana öbür yanağını dön’ diyen İsa’nın müritleri 300 yıl sonra incir çekirdeğini doldurmayacak teolojik farklılıklar için birbirinin kanını dökmeye başladı. Budizm’de de incelendiğinde Buda’dan sonra zaman geçince birçok şeyin eklendiğini göreceksiniz. Kaynaklarına dokunulmasa bile bundan kaçamamıştır hiçbir gelenek. Ama farklı kültürleri, mitolojileri, atasözlerini vs karşılaştırınca ciddi fikirler edinmemiz mümkün. Gerçi şu da var ki insan, en nihayetinde her yerde insan olduğu için Sahte Mürşidlerin ve onların müttefiklerinin dünyanın her yerinde aynı olan çıkarları da mevcuttur. Dolayısıyla bir kuralın, geleneğin ya da başka bir şeyin istisnasız her kültürde ortak olması o şeyin iyi, güzel, doğru olduğu anlamına gelmeyebilir. Ülkemiz’de tartışma ‘Batı mı, kendi kültürümüz mü’ şeklindedir. Ama çin, hint, japon, avrasya stepleri, amerikan yerlileri, polinezya, sahra altı afrikası gibi daha nice toplum mevcuttur. Bunlara bir de kaybolmuş ancak arkeolojik kazılar ve o tarihin kayıtları ile öğrenebildiklerimiz de eklenebilir. Hepsini öğrenmek en iyisidir ancak böyle yapmak çok yorucu olması nedeniyle oldukça zorlayıcıdır. Gene de ne kadarı bilinirse o kadar iyi. Bu işlerle ilgilenenler bulguları birbirleriyle de paylaşmalı ve tartışmalıdır. Kurtuluş için illaki sayısız fikirler ortaya çıkacaktır. Her ne kadar hakikat tek olsa da kelimelere ve sembollere verdiğimiz anlamların birbirinden çok farklı olması ciddi bir fark yaratabilir. Körlerin fil tarifi hikayesini de unutmamak lazım. Ayrıca hakikat çok büyüktür, değişkenlerde yapılacak ufak değişikliklerin hakikati ciddi şekilde değiştirmesi muhtemeldir. İnsanın aklı ve gücü sınırsız değil sınırlıdır. Sahte mürşidlerin doğruya yanlış, gerçeğe de yalan kattığı ve katacağı da kesinlikle unutulmamalıdır. Her insanın mizacı birbirinden çok farklıdır. Bundan dolayı da zatların kendisine en uygun olan yollar birbirlerinden çok farklı olabilir. Kitaplara gömülmek, zikirler, meditasyonlar, talimler, telkinler… Hangilerinin daha uygun olduğu insandan insana çok farklılık gösterebilir. Ama sahte mürşidler bilgelik dağıtmaz, zaten kendisinde de yoktur. Amacı da zaten kontrol etmek, hükmetmek ve faydalanmaktır.

Bilgelere ve bilgeliğe ulaşmak mümkündür. Aslında tek gereken şey samimi istektir. Bir kere samimiyetle istedikten sonra hiçbirşey yapma imkanınız olmasa bile bilinçaltınız sizin yerinize gerekeni yapacaktır. Plantasyonlardaki kölelerin bile bu imkanı aslında vardır. Dediğim gibi önemli olan sadece istemektir. Samimiyetle isteyen insan, gerekenleri illa yapar. Ama bugünden yarına olamaz bu. Çok uzun zaman isteyen çok acılı bir süreçtir. Doğruları ve gerçekleri bilirsiniz ama düzeltme imkanınız yoktur; eliniz kolunuz bağlıdır ve bu çileden çıkaracak birşeydir. Denir ya ‘Cahillik mutluluktur’ diye; gerçekten de öyledir. Bilmenin yükü çok ağırdır, çünkü herşeyi çıplak gözle görürsünüz ama hiçbirşey yapamazsınız. Bütün dünyanın yükü sizin üzerinizde olur.

Bitmeyecek çilelerin dünyasında yaşıyoruz. Düğümler ve düğümler… Her bir düğümü de çözmek zorundayız. Bu çok zor. Bruce Lee birşeyler diyor; Bob Marley başka şeyler diyor; birçok farklı fikir etrafta uçuşuyor… Sakin olmaya bakın. Belki de en doğrusu önümüzdeki sorunu çözmek yerine enerjimizi sakin olmaya harcamaktır. Taoizm’deki Wu Wei doktrinine göre bunu başardığınızda sorun çok kolay bir şekilde çözülebilecektir. Jain felsefesine göre de ruh herşeyi bilir ancak karmik parçacıklar sinyalleri bozar. Ben bunu kendi hayatımda gözlemleyebiliyorum; birşey benim sinirlerimi bozuyorsa ya fazla iyimser ya fazla kötümser oluyorum; ama rahatladığım zaman çok kısa sürede ve rahatça %100 doğru olan sonuca ulaşabiliyorum. Ayrıca Sokrat ‘ruh herşeyi bilir ama hatırlamalıdır’ der. Bu durumda mantık önermeleri silsileleriyle istisnasız herşeye ulaşabiliriz. Fakat çok fazla önerme gerekir ve bu çok yorucu olacaktır. Ama yeteri kadar sakinleşirsek bilinçaltımız bizim yerimize bu silsileyi ışık hızıyla yapacaktır.

Bu dünyada Yaşlılık, Hastalık ve Ölüm vardır. Çok çalışmalıyız ama ne için? O doğru şey nedir? Dünyadaki süremiz kısıtlıdır. Oyalanırsak veya yanlış birşeyle geçirirsek hayatımızı ziyan etmiş olmaz mıyız? Halbuki dediğim gibi zaman çok değerli ve zaten kısa! Biriktirme ve saklama imkanımız da yok. Düşünmek önemli. Okumak yetmez. Zerdüştlükte ve İslam’da manastır yok ama İslamda mesela Ashabı Suffe, Tekkeler ve Ramazanda Camilere kapanmak gibi şeyler var. Gerçi modernite ve kapitalizm dünyanın her yerinde bu tarz şeyleri yoketmek için ciddi çaba sarfediyor. Ancak şu da var ki istisnasız bütün gelenekler kökleştikçe ve kabul edildikçe, ama az ama çok bozulur. Köklü manastırlar da aslında hiç bir zaman İsa’nın veya Buddha’nın manastırları değildi. Ama tek yol bu değildir. Kurtuluşa ermek için pek çok yol vardır. Talebe, mizacına en uygun yolu seçmelidir. Talebe bazı durumlarda da kendine uygun bir mürşid bulamaz; o takdirde yoluna kendi başına devam etmelidir.

Dünyada zeka seviyeleri azalırken otizm hızla artıyor. Dünyada tarım alanlarının giderek verimsizleşiyor oluşu ve global doğum oranlarının Afrika haricinde şimdiden tehlikeli seviyelere indiğini de hesaba katarsak yakında dünya çapında değişimler olması uzak gözükmüyor. Yeni bir medeniyet mi doğuyor? Ama bir distopya da doğuyor olabilir. Kapitalizm, ‘tüketmekten ve harcamaktan başka mutluluk yolu yoktur’ tezini bütün dünyaya dayatıyor ve alternatiflerini de yok etmek için elinden geleni yapıyor. ‘Hayırlısı’ demek en doğrusu olacaktır.

Seçmesi ve karar vermesi gereken yalnızca sizsiniz.

Baha Tuna mail adresi : xyztu12345@gmail.com

 

Yazarın Diğer Yazıları
08.09.2022 15:15
30.03.2023 15:03
02.01.2023 17:49
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.