BIST 100
10.918,51 -1,07%
DOLAR
42,5340 0,16%
EURO
49,6172 0,18%
GRAM ALTIN
5.781,28 0,49%
FAİZ
37,98 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
79,75 2,17%
BITCOIN
92.153,00 -0,02%
GBP/TRY
56,8005 0,10%
EUR/USD
1,1659 0,13%
BRENT
63,18 -0,13%
ÇEYREK ALTIN
9.452,39 0,49%

BİR YAZARIN ÇIĞLIKLARI VE ÇILGINLIKLARI

ayla koca

Sevgili dostlarım..

Bu hafta mini bir tatil yapıp döndüm. Zihnim daha berrak ve kafam daha dinlenmiş olarak geldim. Bu aralar kitabımın son editoryal, kapak ve dizayn işleri ile meşguldüm. İnanın kitap yazmak kadar meşakkatli ve stresli bir süreç oluyor.

Kitap yazma aşkım küçük yaşlarda başlasa da ilk kitabımı 38 yaşımdayken çıkarttım. O dönemlerde sanal kitap furyası vardı. Türk edebiyatı korsan kitapların yasaklandığı süreçte olduğu için eski korsanlar birer yayınevi kurup yazarları sözleşme ile kendilerine mahkum ettiği süreçlerdi. Yaşım ileri ama ruhum genç ve fırtınaydı. İlk kitabım astral seyahatler yapan bir kızın maceraları olunca ilk başta pek ilgi çekmemişti. Okur yaşı ergen olunca sanal kitap yazan gençlerin yazdığı her roman çılgınlar gibi okunup, imzalarında kuyruklar oluşurken benim sağlık ve emniyet camiasında dostlarımdan oluşan minnak bir kitlem vardı. Beni sevdikleri için kitabımı okuyup -ne mutlu ki övgüler dizince yaşım nedeniyle olgun durup tevazu göstersem de- evimde sevinç çığlıkları atıp gaza gelip ikinci kitabımı yazdım.

İkinci kitabım bittiğinde piyasa altüst olmuş yayınevleri hızla kapanma sürecine girmişti haliyle benim yayınevimde kapanmıştı. Yeni kitap ile yeni yayınevimin kapısını çaldığımda gerçekten de çekirdekten yetişmiş bir insanla karşılaşmış olmam benim için bir mucize olmuştu. İkinci kitap iyi bir yayınevinden çıkınca asıl yazarlık ve edebiyat dünyasıyla karşılamış oldum. Okuyucu sayım arttıkça sorumluluklarımda artmıştı. Her kitapta daha çok emek, daha çok kontrol, daha çok gözyaşı ile ilerlemeye başlamıştım. İmzalarda okuyucularla buluşmalarımda onların çılgın fikirleri, heyecanları ve yorumları ile daha da telaşlı yıllarım başladı. Öyle yorumlar geliyor ki bazen motivasyondan gece yarılarına kadar yazarken bazı yorumlardan sonra saatlerce ağladığımı biliyorum. İlk kitapta kendime yemin etmiştim, her tarzda yazabildiğimi kendime ispat edeceğim. Yazdıklarımı kimse okumazsa da ben kendimi kendime ispat edeceğim!

Yayınevleri kadar pek çok yazar arkadaşımda bu camiadan aniden çekildiler. Artık yazmıyorlar. Pek çok sebep nedeniyle vazgeçen arkadaşlarımın hepsini özlesem de Titanik misali batan her süreçte bir tahta parçasına tutunarak fırtınalarda çıkıp kıyıya çıktım. Madem onca arbededen çıktım yine içimden geldiği gibi yazacağım dedim. Dünyada örneği olsa da Türkiye’de başka örneği olmayan paranormal romanlarım sonrasında aşk ve siyasi macera romanımı da gurur duyduğum özgeçmişime eklemeyi başardım.

Yıllarca bir gün yazarım diye beklettiğim anıların beynimdeki çığlıkları, otururken ya da uyurken beni rahatlığımdan kaldırıp kalemimi elime aldıran ilham denilen deli ruhumu ve sürekli beni de yaz diyen kahramanlarımı canlandırdığım eserlerimin hepsini çok seviyor onlarla gurur duyuyorum.

Dünyaya gelen her insanın bir görevi olduğunu ve rolleri olduğunu düşünen bir insanım. Ben pek çok rolü üstüme giymeyi seviyorum ama beni yoran hızımı düşüren her şeyi kenara bırakacak kadarda kendimi dizginleyen bir insanım ama yazmayı asla dizginleyemiyorum. Dosyalar dolusu notlarım ve kahramanlarım var. Onlara sakin olun diyorum çünkü her şeyin zamanı olduğunu düşünüyorum.

Hayat basamaklarında ilerlerken hiçbir zaman koşmadım. Kızılderili ruhum eskiden duyduğum ve çok sevdiğim bir felsefeyi kulağıma küpe yaptım. Kızılderililer bazen bir ağaca yaslanıp otururlarmış ve ruhlarını beklerlermiş. Koşarak yani acele ile yapılan hiçbir şeyin ruhu olduğuna inanmıyorum. Sakince ve tadını çıkartılarak yapılan şeylerin müptelası ve hayranıyım.

O sebeple hayatın, okuyucularımın ve onlara emanet ettiğim yazılarımın tadını çıkartıyorum. Öylesine söylemiyorum, inanınki düşünerek ve doğru zamanı bekleyerek çıkarttığım romanlarım siz okuyucularıma emanet, baskıdan çıktıktan sonra değiştirmeyeceğimi bildiğim her harf sizin takdirinize muhtaç.

Sevgili okuyucum her hafta sizlere minik bir rica ile veda ediyorum. Bu hafta da serin ve gölge bir yer bulursanız elinize bir kitap alıp oturun. Emeğe saygı için ve kendinize saygı için. Hala okuyan azınlığın temsilcisi olarak kendinizi yazarın hayal dünyasına bırakın. Sizi alıp götürdüğü evlere ve hayatlara misafir olun. Size anlatmak istenilen sırlar ve maceralara kulak verin.

Sevgi ve saygılarımla…

Haftaya görüşmek umuduyla..

 

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?