Dünya hayatı zor ve acılıdır. Bizim için de böyle, hayvanlar ve bitkiler için de böyle. Herşey için böyle. Çünkü dünya böyle yaratılmıştır. Bu şartlar altında, bu gerçekler karşısında dünyadan göçüp gitmeden önce yapmamız gereken o doğru şey nedir?
Niye yaşıyoruz bu dünyada? Son 300 yıldır Aklı, Mantığı çok fazla kutsadık ve Ruhu reddettik. Hayata neden geldik? Ölüm, inkar edilemeyecek bir gerçektir. Ama şu zaman, ama bu zaman her şeyi terk edeceğiz. Hayvan belgesellerini izleyin: Hayvanlar karnını doyurmakla ve çiftleşmekle uğraşır, amaçsızca ve birçok zaman etiğe aykırı bir biçimde olur bu. Bunun için mi bu dünyadayız? Sürünmüyorum diyebilen bir tek kişi bulamazsınız. Dert tasa bu dünyada hiçbir zaman eksik olmadı olmayacak. İnsanlara bir bakın, tamamına yakını hayvanlardan ayrı ve farklı mı yaşıyor? Kapitalizm bize sürekli, ‘Mutlu olmak için para harcamak zorundasın’ görüşünü pompalıyor ve böylece bizleri köleleştiriyor. Halbuki haz için tek yol mudur para harcamak? Başka bir yol yok mudur? Aslında bu dünyada tek bir şey istisna olmak kaydıyla hiçbir şeyin değeri yoktur, istisna olan o şey de bilgeliktir. Sezgileriniz ile birçok şeyi elde edebilirsiniz ama bunların hepsi bu dünyada kalacaktır. Yalnızca bilgelik mühimdir. Bilgelik ile doğruyu yanlıştan ayırabilirsiniz. Bilgili insan çıkarına göre hareket eder ancak Bilge doğru olan ne ise onu yapar. Belki aç susuz olabilirsiniz fakat kendinizi iyi hissediyorsanız neden olmasın? Bu yüzden Gandhi sadece siyasi nedenle değil aynı zamanda nefis terbiyesi olarak da günlerce yemek yemeden durdu. Mutlu hissedebilmek için kendini. Neden olmasın?
Çalışmak çabalamak… Ama ne için? Dünyada bize verilen süre çok değerlidir. Bu değeri pekçokları algılayamaz. Bu süreyi olabilen en iyi şekilde değerlendirmek zorundayız. Ölüm, herkes için gerçektir. Bu dünyada herşeyin bir sonu vardır. Bu son gelene kadar doğru şeylerle uğraşmalıyız. Çok çalışmalıyız ama doğru şeye. Doğru olmayan birşeye çok çalışırsak, çok değerli ve asla geri kazanılamayacak olan dünyadaki süremizi ziyan etmiş oluruz. Sadece okumak yetmez; düşünmek de çok önemlidir. Bugüne kadar dünyada pekçok kere kütüphaneler yakıldı ve eşi olmayan sayısız kitap ve bilgi yokoldu. Ve ayrıca hiç kaleme alınmamış olan şeyler de var. Bunları ancak düşünerek elde edebiliriz. Bilgeliğe giden pekçok yol vardır. Kişi, mizacına en uygun yolu seçmelidir. Bazen talebe, mizacına uygun bir mürşid bulamaz; o durumda yoluna tek başına devam etmelidir. Ama sahte gurulara dikkat edin! Onlar size birşey vermeyecek ve sadece sizi sömürecekler. Onlar her zaman vardı ve her zaman da olacaklar. Çok dikkat! Aceleye gerek yok. Sakin olmaya çalışın. Gerçi bazı zamanlar sakin olabilmek büyük maharet ister.
Teknolojik tekillik, bilgi patlaması ve kıtlık sonrası ekonomi… Gelir yada gelmez. İyi olur veya kötü olur. Ama şu var ki bu dünyada herşeyin bir sonu vardır. George Orwell, 1984 romanını özellikle kötü sonla bitirmişti ama büyük biraderin dahi bir gün sonu illa gelir. Sıkı çalışmak; ama doğru şeye… Mutluluk ve huzur insanın içinden gelmeli. Dışarıdan gelen mutluluk ve huzurun illa birgün sonu gelir. ‘Ölüm’ dediğimiz gerçek de var. Kefenin cebi yok derler. ‘Hayatta başıma hiçbir felaket gelmedi’ diyebilecek kim var bu dünyada? 1963’te Vietnamlı bir keşiş, bir sebepten ötürü üzerine benzin döküp kendini ateşe verdi. Kömürleşene kadar gıkı bile çıkmadı. Aslında bu keramet değil. İnsan beyni ile ilgili bilmediğimiz hala pekçok şey var. Ne olursa olsun bu, sıkı çalışmanın sonucunda elde edilmiş bir şey. ‘Ne yapmalı’ sorusu çok önemlidir; ama pek kimse önemsemez. Hayal bile edemeyeceğiniz bir dünya var aslında. Sadece ortodoks bilimin sınırlarında kalırsanız binlerce yıllık bir mirası çöpe atmak zorundasınız. Neden binlerce yıllık bir mirası çöpe atasınız? Neden üniversiteler, doğaüstü güçlerle ilgili özellikle halk arasında yaygın olan iddialara şans tanımaz? Eğer adam üçkağıtçıysa zaten testler sonucu ortaya çıkar. Yok sahici ise, o zaman da bambaşka bir dünyanın kapısı aralanmış olur. Paranormal reddediliyor ortodoks bilim tarafından. Dün katolik engizisyonu, bugün başka engizisyon… Ve kapitalist propaganda bize yapmamamız gereken şeyleri pompalıyor. Duyduğumuz ve benimsediğimiz pekçok değerin ve görüşün karşısındaki argümanlara erişmek nedense neredeyse imkansız. Neden? Adalet, iki tarafı da dinlemek değil midir? Belki karşı taraf daha haklıdır. Belki bizim görmediğimiz veya göremediğimiz birşey vardır. Ama istenmez.
Karar sizin seçim sizin. Sakin olmaya çalışın. Acele işe şeytan karışır!
Sevgi ve selametle!
mail adresi: xyztu12345@gmail.com