
Merhaba sevgili dostlarım..
İki hafta yokluğumdan sonra yeniden döndüm. Bu iki haftada kendime biraz dönüş yaşadım. Bol bol düşündüm. Kendimde, şehrimde hatta evrende yanlış giden şeyleri düşündüm. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan elektrik kesintisi ile birlikte bozulan eşyalarıma bakınca hayatımızın nasılda kolayca ele geçirilebilir olduğunu korkuyla izledim. Bir düğmeye basıp tüm şehri karanlığa gömmek nasılda kolay ama korkunç değil mi? Sonra barajlardaki durum, gece gündüz saatlerinde kısalmalar, yangınlardan sonra heyelan ve sellerde artışlar ve kendi mezarımızı kazdığımız felaketimize doğru koşturmamızı düşündüm. Her felaketten sonra kesilen iletişimimizin ürkütücülüğü ve tekrar elektrik kesintilerini düşündüm galiba umutsuzluğa kapıldım.
Geçen hafta akran zorbalığı hakkında yazacaktım. Gittikçe artan ve dalga dalga yayılan korkunç bir tablo ile karşı karşıyayız. Suç oranları hiç bu kadar artmamışken yaş oranı da gittikçe düşüyor maalesef…
Servis edilen videoları izlerken acımasızlıkları bu yaşımda bile beni dehşete düşürüyor. Kız çocuklarının yaşıt kızlara yaptığı işkenceleri kayıt altına almalarını, erkek çocuklarının bisikletli bir çocuğun frenini kesip yokuş aşağı ittiği ve planlı vahşi bir cinayete neden oluşlarını dehşetle izledim.
Cinayet ve şiddetlerde yaş oranı düşerken yeşil reçete ile sakinleştirici kullanan çocuk sayımızda giderek artıyor maalesef ve baskılandığını sandığımız duygular bir süre sonra yüzeye daha şiddetli çıkıyor. Korkmakta, ürkmekte ve dehşete düşmekte haklıyım.
Ne yapmalı, nasıl yapmalıyız diye düşünmekten nefes alamıyorum. Umutsuzluğa kapılıyorum. Umutsuzluk beni yazmaktan, konuşmaktan ve gülmekten uzaklaştırıyor.
Son dönemlerde bu konulara kafa yorarken sık sık evren, titreşim, manyetik akım ve küresel değişim ile ilgili makaleler ve araştırmalar okuyorum. Cebimizde ve masamızın üstünde tuttuğumuz cihazlar ile yayılan titreşimlerin ruh halimizi hatta kişiliğimizi değiştirmesi sizce de mümkün mü?
Bence mümkün. Aynı anda dünyanın farklı yerlerinde ki insanları etkileri altına alabilecekleri ile ilgili yapılan hipotezler bana nedense mantıklı geliyor.
Son yıllarda dünyada yaşanan olayların çoğunda küresel etkilerin oluşmasının da bu titreşim ve manyetik akışın etkisi olduğunu düşünen milyarlarca insandan biriyim. Şimdilerde son günlerde yani 30 Ekim günü sabah saatlerinde bu tarz bir manyetik dalga yayılımı ile dünya nüfusunun büyük kısmının etkileneceği konuşuluyor. Bu felaket senaryolarına inanıyor olmam belki size garip gelebilir ama covid ile zaman atlanması yaşandığına inanan milyarlarca insandan biri olmamda beni şaşırtmıyor.
Zaman atlanması sonrasında doğanın ana renklerinin solduğu ve insanların tek düze pastel ve gri tonlara bürünmesi akımlarının da bu tarz çalışmaların etkisi olduğunu düşünüyorum. Daha önce astral seyahat gibi insanlara ütopik gelen düşünceler hakkında da yazmıştım. Bu tarz konularda yazınca ya da düşüncelerimi açıklayınca ateist düşünceler olduğu hakkında eleştiriler alıyorum ve alacağım ama ben bu konular hakkında araştırmaya, düşünmeye devam edeceğim.
Fiziğe, bilime ve şeytani düşüncelerin asla vazgeçmediklerine hatta sürekli denediklerine inanıyorum. Hatta Amerikan filmlerinde sık sık gizli sığınakların varlıkları, tablet yemeklerin hazırlandığı kıyamet senaryolarının hali hazırda yapıldığının farkındayız. Dünyanın zengin ailelerinin de bu projelerden yer ayırttığının ve hazırlık yaptıklarını gizlemediklerini reels videosu dışında telefonunu kullanan herkes biliyor.
Küresel ve teknolojik savaşların kurbanı olan bizlerin teknolojik hipnoz altında olmaları, şiddeti tetikleyen mekanizmaların aktive edildiği dönemlerden geçiyoruz. Ve bu mekanizmanın telefon gibi cihazlar ile çocuklarımızın ve internet bağımlısı olan herkesin yazılımlar sayesinde etkisi altına alındığını düşünürken işte bütün bunların beni korkutması normal değil mi? Bir düğme ile elektrik ve iletişimi durdurabiliyorsan bu tarz saldırılarında yapılabileceğini düşünmüyor musunuz?
Delirdiğimi düşünen herkesi saygı ile selamlıyorum. Araştırmaya, okumaya ve düşünmeye devam edeceğim. Ha birde 30 Ekim’de teknolojik cihazlarımı kapatacak teknolojik frekans saldırısından korunmaya çalışacağım.
Haftaya görüşmek üzere çıldıran insanların arasında çıldırmamak için çabalayan güzel insanlar…
Kitap okuyun, vakitlinizi sevgiye, güzelliğe ve umuda ayırın…
Sevgiyle kalın…


