Balık mezatından müsilaja.. Fabrikaların atık sularından tersanelere.. Kanal İstanbul projesinden Yalovaspor’a..
HABERCİ sordu, Yalova’da balıkçılığın efsane ismi ERDİNÇ ERKORKMAZ yanıtladı..
“Gemilerin geçişi falan; onu devlet bilir, bir şey diyemem. Ben, balıkçılık için faydası olacağını iyi biliyorum, denize büyük faydası olacağını biliyorum” diyen Erkorkmaz’dan iddialı sözler:
‘KANAL İSTANBUL, DENİZİ VE BALIKÇILIĞI KURTARIR!’
..”Şehrimize mezat yerinin kurulması şart oldu artık. Bu mezat kurulursa Yalova’da bacasız fabrika kurulmuş olur!”
..”Marmara Denizi’nin etrafında 30 milyon nüfus yaşıyor. Binlerce fabrikaya izin verdiler. Bilhassa Çorlu’da. Kirli su devamlı denize akıtılıyor. Bu suların büyük zararı var.”
..”Müsilaj, derelerden gelen pis sular yüzünden oluyor. O zehirli sular derelerden denize aktığı zaman yosunlar ölüyor. Yosunlar ekosistemi sağlayan, denizin dibinde bulunan ağaçlardır.”
..”Fabrikalar çoğaldı. Yosunlar ölmeye başladı. Fabrikaların zehirli sularını keseceğiz, arıtılmadan da denize su verilmeyecek. Müsilaj sorunu bu şekilde çözülebilir.”
..”Denize en büyük zarar; fabrikaların sularıdır. Fabrikaları iyi denetleyecekler. Fabrikalar denize kirli suyu vermezse, 2 yıl içinde müsilaj da biter.”
..”Tersanelerin denize hiçbir zararı olmaz. Aksine, faydası var. Orada balıkçı gemileri yapılıyor ve Norveç’e ihraç ediliyor. Norveç’te bir balıkçı gemisi yaptığınız zaman 500 milyon Euro’ya mal edersiniz. Yalova’da yapıldığı zaman bu rakam 200-300 milyon Euro’ya kadar düşüyor. Norveçli balıkçılar bile gemilerini burada yaptırıyorlar.”
..”Kanal İstanbul Projesi.. O kanalın Marmara Denizi’ne çok faydası olacak. Marmara’da oksijen artacak. Medcezir olayı yaşanacak. Medcezir olayı ile Marmara’da su yükselecek ve boğazdan fazla su Karadeniz’e atılacak. Bu olduğu zaman denizdeki oksijen de artacak. Gemilerin geçişi falan; onu devlet bilir, bir şey diyemem. Ben, balıkçılık için faydası olacağını iyi biliyorum, denize büyük faydası olacağını biliyorum.”
..”1990 yılından beri vatandaşa trol avcılığın zararlarını anlatmaya çalışıyorum. Bunlar arşivde var. HABERCİ gazetesine bu konuyla ilgili çok beyanat vermişimdir. Rahmetli Hikmet Yurdagül’e o dönemlerde, ‘bu denize bakmazsak ileride balığı eczaneden alacak duruma geleceğiz’ demiştim. Ve nitekim de geldik.”
..”Sertifikası olmayanların midye satışı yapmaması gerekiyor. Marmara Denizi’ndeki midyeler civalı çıktı. Yenmesi yasak. Satışı da yasak. Sağda-solda midye satışı yapılıyor. Yemeyin; hepsi zehirli.”
..”Yalovaspor tarih yazmış bir takımdır. Yıllardır şampiyon olamamasının tek bir sebebi var; o da centilmen olamayışımızdır. Hakeme, takıma, gelen takıma küfür. Her şeye küfür olmaz. Federasyon, Yalovaspor’u bunun için şampiyon yapmadı.”
..”21’inde (yarın) seçim var. Birkaç aday arkadaş bulunuyor. Ama ben başkanlığa aday değilim. 75 yaşındayım. Bu yaştan sonra hangi maça gideceğim? Ama seçilecek, başkan olacak insana elbette her türlü yardımcı olurum.”
– Geçtiğimiz günlerde Vali Muammer Erol’un katılımı ile Balık Hali Projesi için bir toplantı gerçekleştirildi. Balık Hali’nin Yalova’da kurulmasını en çok isteyen isimlerden birisiniz. Yapılan toplantının projeyle ilgili bir adım olduğunu düşünüyor musunuz? Balık Hali Projesi Yalova’ya ne gibi katkı sağlar?
– 1994 yılında Avrupa Birliği’nden gelen 7 kişilik heyet, Marmara Bölgesi’nde 5 yer tespit etti; balık mezatı kurulması için. O tespit edilen 5 yerin içinde Yalova da var. İstanbul balık mezatını kurdu, fakat diğer iller kuramadı. O zamandan beri yazıyorum-çiziyorum, her platformda anlatıyorum. Bir arpa boyu yol alınamadı. Marmara’da balıkçılık yapan bütün esnaf, Yalova’da balık mezatı kurulmasını çok istiyor. Çünkü Yalova’da tuttuğu balığı çok rahat bir şekilde diğer illere götürebilecek, satabilecek. Buraya mezat yerinin kurulması şart oldu artık. Bu mezat kurulursa Yalova’da bacasız fabrika kurulmuş olur. Orada 150-200 kişilik istihdam sağlanması anlamına gelir. Geçtiğimiz hafta balık mezatı ile ilgili Vali Erol’un da katılımı ile bir toplantı yapıldı. Çok güzel kararlar çıkmasını bekliyoruz. Kurulursa çevre illerden buraya balık almaya gelen çok olacak. Şehrin ekonomisine de büyük katkı sağlanmış olacak. En büyük katkı da, Yalovalı taze balığı yerinde yemiş olacak. Tekne iskeleye yanaşacak. El değmeden balıklar banda yüklenecek ve kapalı kasada buzlanmış şekilde kamyona girecek. Bu, çok güzel bir şey. El değmeden mikropsuz balık ile tanışacak insanlar. Ben buna çok seviniyorum.
– Geçtiğimiz yıl Marmara Denizi’nde korkunç boyutta müsilaj sorunu yaşandı. Yıllarınızı denize adamış biri olarak soruyoruz; müsilaj neden bu boyutlara ulaştı; sebebi nedir?
– Marmara Denizi’nin etrafında 30 milyon nüfus yaşıyor. Binlerce fabrikaya izin verdiler. Bilhassa Çorlu’da. Kirli su devamlı denize akıtılıyor. Bu suların büyük zararı var. Şimdi yeni bir kanun çıktı. Derelere dahi arıtma tesisi kurulacak. Fabrikaların yol açtığı zehirli sular ve arıtma tesisi olmayan ilçeler; köyler var. AB, 1999 Marmara Depremi’nden sonra Yalova’ya 50 milyon TL değerinde yatırım yaptı. Böyle bir tesis yapıldı. Ama bütün il ve ilçelerde arıtma tesisinin olması lazım. Müsilaj, derelerden gelen pis sular yüzünden oluyor. O zehirli sular derelerden denize aktığı zaman yosunlar ölüyor. Yosunlar ekosistemi sağlayan, denizin dibinde bulunan ağaçlardır. Balıklar, yosunlardan geçinirler. En basiti ile, balık, tehlike anında kendini saklayacak yer bulur. Zehirli sular yosunları öldürünce o yosunlar suyun üzerine çıkıyor. Denizanaları sarılıyor ve ölmüş yosunları yemeğe kalkıyor. Bir de denizanası bu şekilde ölüyor. Yosunlar ile denizanası bir araya geldiği zaman müsilaj oluşuyor. Ben, bunu her yerde, her platformda anlatırım. Müsilaj, kıyıya vurduğu zaman, güneş gördüğü zaman ölür. Müsilaj kuruduğunda gübre dahi yapılabilir. Ağaçların altına atıldığında o ağaca gübreleme işlemi görebilir.
– Müsilaj sorunu nasıl çözülebilir?
– Müsilajın gemiyle toplatılmasında fayda var ama eskiden Marmara’nın etrafı komple kum ve plajdı. Sahillerimizin sahil olduğu zamanlarda, hava fırtına yaptığı zaman müsilaj kıyıya vurur ve dağılırdı. Müsilaj eskiden beri var. Eskiden kuma vurup ölüyordu. İstanbul’un sahilleri olduğu gibi doldu. Yalova’nın da sahilleri doldu. Her tarafa taş doldurulunca müsilaj, boşluk bulup kıyıya vuramadı. Fabrikalar çoğaldı. Yosunlar ölmeye başladı. Fabrikaların zehirli sularını keseceğiz, arıtılmadan da denize su verilmeyecek. Müsilaj sorunu bu şekilde çözülebilir.
– Tersanelerin müsilaja bir etkisi var mı?
– Tersanelerin denize hiçbir zararı olmaz. Tersanelerin aksine, faydası var. Orada balıkçı gemileri yapılıyor ve Norveç’e ihraç ediliyor. Norveç’te bir balıkçı gemisi yaptığınız zaman 500 milyon Euro’ya mal edersiniz. Yalova’da yapıldığı zaman bu rakam 200-300 milyon Euro’ya kadar düşüyor. Norveçli balıkçılar bile gemilerini burada yaptırıyorlar. Büyük gelir var. Denize en büyük zarar; fabrikaların sularıdır. Fabrikaları iyi denetleyecekler. Fabrikalar denize kirli suyu vermezse, 2 yıl içinde müsilaj da biter.
– Bu yıl müsilaj sorunu ile karşılaşacak mıyız?
– Bu yıl yine havalar çok sıcak giderse Marmara’da müsilaj olabilir. Geçen yıl olan sıcaklar olursa olabilir; ama fazla uzun sürmez. Geçen yıl 50 yılda görülmemiş sıcaklıklar oldu. Havalar birden ısındı. Ekosistem de şaştı. Müsilaj sıcak havalarda daha çok etki ediyor.
– Kanal İstanbul Projesi’nin Marmara Denizi’ne etkisi olabilir mi?
– Marmara Bölgesi’nde nüfus çoğaldı. Denizde oksijen yavaş yavaş bitiyor. 30-40 metreden sonra diplerde oksijen kalmadı. Nüfus çoğaldı ve atıklar denize atılmaya başlandı. Deniz artık pes etti. İstanbul’a ikinci bir kanal yapmak istiyorlar. Kanal İstanbul Projesi. O kanalın Marmara Denizi’ne çok faydası olacak. Marmara’da oksijen artacak. Medcezir olayı yaşanacak. Medcezir olayı ile Marmara’da su yükselecek ve boğazdan fazla su Karadeniz’e atılacak. Bu olduğu zaman denizdeki oksijen de artacak. Bazen çok sert poyrazlar eser ve denizin seviyesi bir metre aşağı düşer. O zaman Karadeniz’deki sular Marmara’ya gelir. Marmara’da oksijen kendi kendine artmış olacak. Bu ikinci kanal çok büyük katkı sunacak. Faydası çok olacak. Gemilerin geçişi falan; onu devlet bilir, ben ona bir şey diyemem. Ben, balıkçılık için faydası olacağını iyi biliyorum, denize büyük faydası olacağını biliyorum.
– Marmara Denizi’nde balıkçılık ne durumda? Denetimler sizce yeterli mi?
– En büyük hata, çıkarılan kanunların denetlemesinin yapılmamasıdır. Marmara Denizi’ni şu anda sadece 2 tane bot denetliyor. Bu sayı çok az. Her ilde bir tane bot olacak. Trol avcılık yapıyorlar. Boğazın içinde trol çekiyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? İstanbul’da 150 kilometre sahil var. Bir tane bot hangisine baksın. Her ile 2-3 tane bot tahsis edilmesi lazım. Yalova’ya bir tane verildi. 120 kilometre sahil bulunuyor. Bir tane gelip trol avcılık yapan bulamazsınız. Cezaları kesilmiş balıkçı tekneleri Dereağzı’nda duruyor. Marmara’da bütün illerde olması lazım. Denizlere en büyük zararı veren şey trol avcılıktır. 1990 yılından beri vatandaşa trol avcılığın zararlarını anlatmaya çalışıyorum. Bunlar arşivde var. HABERCİ gazetesine bu konuyla ilgili çok beyanat vermişimdir. Rahmetli Hikmet Yurdagül’e o dönemlerde, ‘bu denize bakmazsak ileride balığı eczaneden alacak duruma geleceğiz’ demiştim. Ve nitekim de geldik. Eczanelerde kapsüller satılır oldu. Balık en pahalı şey oldu. Biz Japonya’ya orkinos satıyorduk. Şimdi bulamıyoruz. Arapların petrolü varsa, Türkiye’nin de balıkçılığı var. Ama biz buna bakamadık. Balık boylarına da çok dikkat etmek gerekir. Balıkları trol yöntemi ile tutuyorlar; boylarına bakmadan. Bu yıl tutulan lüfer balığı 100 gramsa; seneye o balık yarım kilo olacak. Standardından düşük balık tutulursa denizlerde balık kalmaz. Yasak koyulacak ve daha önemlisi; iyi denetlenecek. Denetlemeler çok kısıtlı.
– Marmara Denizi’nde, özellikle Armutlu ve Teşvikiye bölgesinde kurulan midye çiftlikleri ile alakalı neler söylemek istersiniz? Bir yararı olacak mı?
– Yalova’da çok güzel çiftlik kurdular. Midye kendi kendini temizliyor. Midye çiftlikleri denize yarar sağlar. Hijyenik olarak her aşaması denetlenirse çok yararlı olur. Sertifikası olmayanların midye satışı yapmaması gerekiyor. Marmara Denizi’ndeki midyeler civalı çıktı. Yenmesi yasak. Satışı da yasak. Midyelerin müsilaja da çok yararı var. Midye çift kabukludur. Müsilajı yiyebilme özelliği vardır. Sağda-solda midye satışı yapılıyor. Yemeyin; hepsi zehirli.
– Son olarak, uzun yıllar Yalovaspor’da başkanlık görevini yürüttünüz. 21 Mayıs’ta Yalovaspor seçime gidecek. Neler söylemek istersiniz?
– 21 Mayıs’ta Yalovaspor’un seçimleri var. Yalovaspor tarih yazmış bir takımdır. Yalovaspor’un yıllardır şampiyon olamamasının tek bir sebebi var; o da centilmen olamayışımızdır. Yalovaspor’un en büyük sıkıntılarından biri de o 50 kişilik küfürbaz grup. Yalovaspor’u o küfürbaz grup mahvetmiştir. Hakeme, takıma, gelen takıma küfür. Her şeye küfür olmaz. Federasyon, Yalovaspor’u bunun için şampiyon yapmadı. Centilmen ve efendi olacaksın. Dönelim kongreye.. 21’inde (yarın) seçim var. Birkaç aday arkadaş bulunuyor. Ama ben başkanlığa aday değilim. Olmak istemiyorum. 75 yaşındayım. Bu yaştan sonra hangi maça gideceğim? Ama seçilecek, başkan olacak insana elbette her türlü yardımcı olurum. (Röportaj esnasında kendisi ile sohbete gelen eski başkana seslenerek) Bakın yanımda kim var? Nusret Karaalioğlu da Yalovaspor’u güzel yerlere taşımış bir isimdir. Ama çok bedeller ödedik. Şimdi Yalovaspor’da yönetimi alacak insanlar var. Sürpriz isimler var. Hiçbir maçta kavga-gürültü olmasını istemiyoruz. Para da istemiyoruz. Biz takımımızı üst liglere çıkaralım. Takımımızın başarılı olmasını diliyoruz. Yalovaspor’u iyi bir yere getireceğiz; buna yürekten inanıyorum.