BIST 100
10.918,51 -1,07%
DOLAR
42,5340 0,16%
EURO
49,6172 0,18%
GRAM ALTIN
5.781,28 0,49%
FAİZ
37,98 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
79,75 2,17%
BITCOIN
92.153,00 -0,02%
GBP/TRY
56,8005 0,10%
EUR/USD
1,1659 0,13%
BRENT
63,18 -0,13%
ÇEYREK ALTIN
9.452,39 0,49%

BABALAR GÜNÜ AMA KARAMSARLIK İÇERİR

ayla koca

Sevgili okuyucum; ilk zamanlar köşe yazısı yazma fikrine sıcak bakarken en büyük korkum ben her hafta ne yazacağım olmuştu. Sonra dedim ki; popüler kültür her güne bir mana yüklemişken canım yurdum kültürün ırmağı, denizi olmuşken yazarsın sen. Hiç korkma.

Öyle de oldu her hafta bir şeyi kutladık, her hafta bir olay yaşadık ve önemsedik derken ben sadece kendi bakış açım ile size yorumladım. Velhasıl kelam bu hafta babalar günümüz olunca, canım babalarımız hakkında yazmak istedim.

Babalar, babalarımız…

Ben ve benim kuşağım maalesef iki neslin arasında sıkışıp kaldık ve iki neslin baskısı altında yaşamak zorunda kaldık. Baskı altında büyüdük derken şimdi de yeni neslin ezici varlığı ve zorbalığı arasında şaşkınız. Şimdi bunun ne anlama geldiğini tam idrak edemezseniz de çok değil bir 10 sene içinde aradaki farkı anlayacaksınız. Ben şahsen mesleğim gereği yeni nesli ile sohbet etme ve onları gözlemleme şansını yakaladığım için çok ürküyorum.

Kendi çocukluğunda baskı gören ebeveynlerin özgür ve bağımsız z kuşağı diye adlandırdığı nesilden bahsediyorum. Baba figürünün rolü hiç yok denecek kadar az olan bir sarmal içindeyiz. Anne, elleriyle bir şey kavramaya ya da göz kontağı kurmaya başlayan bebeğinin eline telefon ya da tableti veriyor. Kendi dünyasında mutluluk oyunu oynuyor. Baba işe gidip gelip hayat müşterek deyip yemeğe ve ev düzenine yardım ediyor. Evde ki tek önemli olan aslında çocuk sessiz olsun, çocuk uyumlu olsun. Kırmızı balık gölde kıvrıla kıvrıla yüzerken çocuk saatlerce mavi ışık ve radyasyon alsa da aile ağlamadı ki derdinde oluyor. Evet hayat şartları zor, evet herkes çalışıyor ama çocuk büyütmek evde çiçek yetiştirmeye benzemiyor ki. Farkında mısınız bilmiyorum ama yeni nesil konuşmuyor, sizinle göz teması kurmuyor ve etrafta ki hareketlere duyarsız. Yeni nesil dediğim 1 yaş ile 17 yaş çocukların hemşiresi olduğum için biliyorum çok geniş bir yaş aralığında hatta öğrencilerimizi gözlemleyince aynı sıkıntıyı görebiliyorum. Odaya giriyorsun anne köşede kendi telefonunda çocuk küçükse tableti büyümüşse telefonu var oyun oynuyor ya da video izliyor. Oynadığı oyunlar savaş ve ölüm oyunları izlediği videolar tiktok ahlaksızlığı derken bilinç altı balçık halini alıyor. Ama merak etmeyin çocuk ağlamıyor.

Çocukların çoğunda otizm belirtileri var. Göz kontağı yok, geç konuşma ve tekrarlayan el hareketleri var yani tablet çocukları… bakın çok ama çok korkunç bir tablo çok yakında madde bağımlılığı kadar ürkütücü bir bağımlılıkla savaşıyor olacağız. Anne ve babanın kontrolünde değilse izlenen şeyler; cinsiyet kavramını silmeye çalışan siyonizim çocuklarımıza çizgi filmlerle ve o komik dediğiniz küçük videolarla ince ince işlediğini de fark etmiyordur.

Geçen hafta servisimizde yatan küçük bir çocuğun annesi çocuğun elinde telefon var ben hemen gidip geleceğim deyince odaya girdim. Çocuğun yanına oturdum ama çocuk başka bir evrende benim varlığımı fark etmedi bile neyse eğilip ne izlediğine baktım. İzlediği çizgi filim reklama girmiş o küçük çocuk aynı cins iki erkeğin öpüşmesini izliyor. 47 yaşındayım ben böyle iğrençliklere asla bakmam ve açmam derken küçük bir çocuk onu dikkatlice izliyor. Anlamıyor ki diyeceksiniz ama şunu unutmayın ki anlamaktan ötesi var çocuk bu olayı normalleştiriyor. Tıpkı kavgayı, dövüşü izleyip öfke nöbetini ve şiddeti normal görmesi gibi bilinç altı onları kodluyor.  6 yaş ve üzerinde gözlemlediğim şey ise çocuk ana okuluna başladıktan sonra anne ve babanın çocuğa yine kontrolsüz özgüven, hak ve özgürlükler vermesi yani asıl sorun ne biliyor musunuz? Kontrolsüz ebeveynlik! o yaş çocuklarımızda dikkatle izlerseniz ve dinlerseniz; özgüvenli değiller düpedüz şımarıklar. Özgür değil ebeveyni prangalamış bir nesille karşı karşıyayız. Öğretmenlerimize çok üzülüyorum. Kontrolden çıkmış çocuklarını evde değil öğretmenin düzeltmesini bekleyen ama çocuğuma kimse bir şey diyemez, yapamaz diyen ailelerle ve çocuklarla uğraşıyorlar. Velhasıl işte o çocuklar akran zorbalığını, büyüğe, kurumlara saygısızlığı normal gören ve artık topluma karışmış bir nesilden bahsediyorum. Akran zorbalığının boyutları zaten korkunç şiddetin artış ivmesi beni inanılmaz korkutuyor. Sokakta nedensiz öldürülme ihtimalimiz her geçen gün artıyor ve bence zombi filmlerinde anlatılan ve tasvir edilen şey aslında şiddeti özümseyen vahşi insanların aramızda dolaştığının işareti.

Gün boyu televizyonlarda da görmüyor muyuz? Cinsiyetini değiştirenlerin daha çok kazandığı, eğitimin önemsizleştirildiği bir bilinç altı aile kavramlarının önemsizliğini de fark edince bencil ve kendi haklarını ve istediği toplumu yaratma derdine düşüyor. Yani demem o ki; eskiden okumayan çocuk sanayiye giderken şimdi estetik cerraha gidiyor. Oturup telefonunuzda reels videolara bakın 100 videonun yarısı ünlülerin cinsiyet değiştiren çocuklarıyla ilgili diğer yarısı da kadın makyajı yapan erkeklerin videoları şimdi diyeceksiniz ki benim sayfamda hep yemek videoları var hep yemek izliyorum. Sevgili aileler ben sizin telefonlarınızdan değil çocuklarınızın telefonlarından bahsediyorum.

Velhasıl gümbür gümbür geliyor denilen kuşak, özgüvenli değil had bilmez, ata bilmez bir nesil…

Şimdi diyeceksiniz ki Babalar Günü’nü kutluyorduk mevzu buralara nereden geldi? Kendisi çocukluğunu yaşamadığını düşünüp çocuğuma her imkanı vereceğim diyen babaların yetiştirdiği o çocuklar ileride baba olacaklar ya mevzu oralardan geldi sevgili dostlarım.

Babalarımız korkmasın, iyi ebeveynlik her şeye izin vermek, sınırsız özgüven aşılamak ve yaptığı her şeyi normal görmek değildir. Baba olmak rol model olmaktır. Baba olmak doğruyu göstermektir. Eskisi gibi çocuklarımız büyümeyi, yaşamayı ve topluma karışmayı bizi izleyerek ve bizden görerek öğrensinler. Maddi zenginliği değil bir şeyler için savaşmayı, kazanmayı ve başarmayı öğrensinler lütfen. Yokluğu, yok denilmeyi öğrensinler bencil değil toplumcul olsunlar. Sussunlar diye ellerine verdiğiniz telefonlar yerine sizin elinizi tutsunlar, eve geldiğinizin farkına varsınlar, sohbet etmeyi öğrensinler, saygıyı öğrensinler sizi öğrensinler ve sizden öğrensinler…

Toplumun anne ve baba figürüne daha doğrusu gerçek ebeveynlik figürüne ihtiyacı var. Rol modelleri siz olun.

Velhasıl sevgili babalar, sizin göreviniz çok zor ve meşakkatli ama gelen nesil sizin yaşlılığınızın refahı için önemli. Gelelim son sözüme, hep karamsarlıktan bahsettim ama son bir dip not düşeceğim. Sevgi cümlesi duyarak büyüyen, sarılarak büyüyen ve üstü örtülürken öpülerek uyuyan melekleriniz çok şanslı onları öyle büyüsünler ki sevildiklerini bilsinler.

Sevgiyle büyürlerse onlar da severler.

Sevgi ve saygılarımla…

Bakalım haftaya ne günüymüş…

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?