yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,4951
EURO
36,4206
ALTIN
2.957,31
BIST
9.298,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Parçalı Bulutlu
20°C
Yalova
20°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Az Bulutlu
11°C

ASPİRİN HAKKINDA

07.08.2023 15:51
0
A+
A-

Aspirin’in kanı sulandırdığını, bu nedenle de, kalp krizi ya da felç riski taşıyan insanların her gün 1 tane aspirin almalarının çok yararlı olduğunu yaklaşık 40 yıldır duyarım. Kalp krizi ve felç riskini azaltmasının yanında kolon kanseri ve bunama riskini de azalttığı iddia ediliyordu. Bu nedenlerle benim de geçmişte günde bir tane aspirin aldığım dönemler oldu. Konu hakkında bilim dünyası hemen hemen bütünüyle ittifak halindeydi. Çatlak ses çıkmıyordu. Aspirinin yan etkilerinin ise yok denecek kadar az olduğu söyleniyordu. üstelik oldukça ucuz ve kolay ulaşılabilen (bakkallarda bile satılan) bir üründü. Zaten özellikle 40 yaşını geçmiş insanların neredeyse yarıdan fazlası, şu veya bu nedenle, özellikle kalp krizi taşıyorlardı. Yani aspirin hakkında kesin doğru niteliğinde sunulan bu bilgi, ürünün dünya çapında çok geniş bir pazara hitap etmesini sağlıyordu…
*****
Bugün de aspirin, ‘kanı sulandırmak için günde 1 tane alınmalı’ şeklindeki imajını, hem halk arasında kısmen sürdürüyor, hem de doktorlar tarafından (eskisi kadar hararetle olmasa da) zaman zaman tavsiye edilmeye devam ediyor. Devam ediyor ama itibarı 10 yıl önceki seviyenin çok altında bugün. Ne olduysa, yaklaşık 10 yıldır aspirin hakkında olumsuz haberler yükselmeye başladı.
New Scientist dergisi, Melbourne’dekiMonash Üniversitesinin yaptığı araştırmayı yayınlayarak, aspirinin daha önce inme sorunu yaşamamış kişilerde bir koruma sağlamadığını, üstelik de beyin kanaması riskini artırabildiğini ortaya koydu…
ABD’de Georgia Üniversitesi de, daha önce felç ya da kalp krizi geçirmediyseniz, aspirinin faydadan çok zarar getirdiğini beyan etti.
Yine ABD’de bulunan Preventive Services Task Force adlı kurum, 60 yaş üstündekilerin aspirini düzenli kullanmalarının iç kanama riskini oldukça artırdığını vurguladı…
Avrupa Kardiyoloji Topluluğu ise aspirinin; obezite, tansiyon ve diyabet sorunu olanlarda kalp hastalığı riskini azaltmak bir tarafa, %26 artırdığını belirledi…
Çin’deki bir araştırmada da, düzenli aspirin kullanımının kanser riskini %19 artırdığı belirlendi. Yine Çin’de aspirin karaciğer sağlığı için bir tehdit olarak belirlendi…
*****
Prof. Ahmet Rasim Küçükusta, ‘düşük doz aspirinin hem doktor tavsiyesi, hem de vatandaşların kendi kararlarıyla yaygın olarak kullanıldığına dair müşahedelerim var, inşallah, kalp krizi ve felç geçirmemiş insanlara aspirin tedavisi bizde de artık son bulur’ diyor.
Küçükusta’dan bir başka aspirin yorumu da şöyle: ‘New EnglandJournal of Medicine isimli dergide yayınlanan araştırmada her gün alınan düşük doz aspirinin sağlıklı yaşlılara bir faydası olmadığı gibi ciddi zararlara yol açabileceği ortaya çıktı. Çalışmanın başlangıcında kalp hastalığı, bunama ve fiziksel engelleri olmayan katılımcıların bir grubuna günde 100 mg aspirin ve bir grubuna da plasebo (boş ilaç) verildi. 5 sene sonunda yapılan değerlendirmede her iki grup arasında “mâluliyetsizsağkalım” (disability-freesurvival) bakımından bir fark olmadığı gibi aspirin alanlarda kanama oranı yüksek bulundu. Her gün aspirin alanlarda tüm sebeplere bağlı ölüm oranı da yüksek çıktı ve bu ölümlerin çoğu kanserle alâkalıydı…”
*****
İngiltere’de yayınlanan The Daily Telegraph gazetesinin birinci sayfasına taşıdığı habere göre, her gün bir aspirin almak yılda 3 binden fazla kişinin ölümüne yol açıyor. Gazete, İngiltere’deki yaşlıların yüzde 40’ının kalp krizi ve felç riskini azaltmak için her gün bir aspirin kullandığını, her gün bir aspirin alan kişilerin ise ölümcül kanamalarla karşılaşma ihtimalinin yükseldiğini yazdı. Oxford Üniversitesi’nden bilim insanlarının araştırmasına göre 75 yaşından büyük insanlarda bu ihtimal 10 katına kadar yükseliyor…
*****
Reye Sendromu, özellikle çocuklarda ve gençlerde görülen, ölüm ihtimali yüksek olan bir hastalık. Hastalığın kesin nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, grip, soğuk algınlığı ya da suçiçeği gibi viralenfeksiyonlar nedeniyle aspirin kullanan çocuklarda ve gençlerde Reye riski çok yüksek. Bir araştırmada Reye Sendromu olan çocukların %90’ının aspirin almış oldukları belirlenmiş.
*****

Aspirin, Bayer firması ile neredeyse özdeşleşmiş bir ilaç. Bu nedenle aspirinden bahsederken, Bayer’den de birkaç cümle ile bahsetmek gerekir düşüncesindeyim. Bayer 1863 yılında kurulmuş olan bir Alman şirketi. Yaklaşık yüzbin çalışanı var. Zaman zaman kamuoyunda farklı nedenlerle de gündeme geliyor. Bayer 2016 yılında bir kimya devi olan Monsanto firmasını satın alıyor. Birkaç yıl sonra, Monsanto’nun ürettiği zirai ilaçların kansere yol açması nedeniyle çok büyük tazminatlar ödemek zorunda kalıyor…
Bayer aynı zamanda Nazi Rejimini destekleyen büyük Alman firmaları arasındaydı…

Üstüne düşmüş olan ciddi gölgelere rağmen Bayer, sağlık sektöründeki bir firma olması nedeniyle belli bir ciddiyet ve sorumlulukla üretimini sürdürüyor, çünkü aksi halde isminin güvenilirliğini kaybeder. Ciddiyetinin arkasında bir Alman firması olmasının da katkısı var tabii. Ancak bütün bunlar, onun da tamamen kar amaçlı bir büyük şirket olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Tüm şirketler gibi, ürünlerinin olumlu yanlarını fazlasıyla vurgularken, olumsuz yanları ise gözlerden uzak tutmaya çalışıyor, doğal olarak. Sağlık sorunlarımızda sağlık sektöründen destek alırken, unutmamamız gereken de işte tam bu nokta. Bu nedenle sağlık sorunlarımızda, özellikle de önemli sorunlarda, adımlar atarken fazlasıyla sorgulayıcı olmak ve çok farklı kesimlerden görüşler almak bence çok önemli…
*****
Yazımı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın aspirin hakkındaki şu sözleriyle bitirmek istiyorum: ‘Sağlıklı insanların hastalıklardan korunmaları için ilaca, aşıya ve tıbba ihtiyaçları olmadığı, aksine tıbba bulaştıkça hastalık ve ölüm riskinin arttığı bir kere daha gösterilmiş oluyor. Hap ve tıp meraklılarına önemle duyurulur. Bilim dünyası, kalp-damar hastalıklarını önlemenin en doğru, en emniyetli ve tek yolunun “adam gibi yaşama” yani adam gibi beslenme, yeteri kadar hareket olduğunu ne zaman öğrenecek? Adam gibi beslenme: İşlenmiş un, şeker ve trans yağ bulunan paketlenmiş hazır gıdaların zerresi bile yenmeyecek. Parayla saadet, ilaçla sağlık olmaz!’…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.