Kentimiz hareketli bir sürece girdi.
Gündem ısınacak, daha hareketli günler yaşayacağız.
Oda seçimleri tamamlandı. Değişerek bu günlere geldik. Sırada YTSO var. Kıran kırana bir seçim süreci yaşanağına inanıyorum. Çünkü oda seçimlerinde finale geldik.
Sonra siyasi partilerin seçim sürecine gireceğiz. Asıl hareketlilik siyasi sürece girdiğimiz zaman başlayacak. Kırılmalar, transferler, parti değiştiremeler, listelerde yer bulamayıp ikili oyunlara girenler hayli renkli görüntüler oluşturacaktır.
Siyaset ortamında ikili ilişkiler şiddetli bir şekilde gerilimlere neden olacaktır. Herkes siyasi rakibinin açıklarını bulup sosyal medyada paylaşmaya başladığında kim algı oluşturabilirse o, bir adım öne geçecektir.
Butik bir kentin siyaset ortamı elbette farklı olacaktır.
Geçmişten gelen hesaplaşmalar ön plana çıkacak, İbrahim Uzun dönemi hariç, sonrasındaki yerel siyaset yaşantımızın adeta dökümantasyonu çıkarılacaktır. Yirmi beş yıllık siyasi geçmişi bimeyenler ise kararlarında ve yorumlarında asla isabetli söylemler kullanamayacaktır. Bu isabetsizlik siyasete giren için de siyaset haberi yapan için de geçerlidir. Sonrasında pardon diyecelerdir. Fakat şu iyi bilinmelidir ki siyaset “pardon” kelimesini sırtında taşıyamaz.
Bir hakikate daha değinmek isterim. O da şudur ki; siyasettte heyecan ve gerilimi şu an aktif siyasetin içinde olanlar değil, kenarda büyük bir dikkatle siyasi gelişmeleri takip edenler ön plana çıkaracaktır.
Yatırımlar… Tartışma konusu olacak, yapılan ve geciken yatırımlar siyasete malzeme olacaktır. Yalova gibi küçük yerleşimlerde yerel siyasetçilerin başına bela olan en önemli konu ise kamuya ait gayrimenkullerin satışıdır. Nasıl satarsanız satın, ne kadar çok kazandırırsanız kazandırın kamuoyunu asla ikna edemezsiniz. Aslına bakarsanız seçim üstü akıllı bir siyasetçi kamuya ait gayrimenkul satışlarını gündeme taşımaz. Siyasette en tehlikeli hamle budur. Biri çıkıp ucuz satıldı diye bağırsa herkes buna inanır. Bu yüzden siyasetin yumuşak karnı, kamuya ait gayrimenkul satışlarıdır.
Bir de Yalova’nın kırmızı çizgileri…
Bu konuda siyasetçileri, kırmızı çizgileri bilmeyen bürokratlar sıkıntıya sokmaktadır. Bürokratlar, kurallara ve yönetmeliklere bakar. Kentin yerel dinamiklerini bilmez. Ne derseniz deyin sizi anlamaz. Mesela tam seçim üstü çıkar “şuraya okul yapacağım” der. Geçmişte bunları gördük. Dedikleri okulu yapamadılar ama siyasetin içine yapmayı başarıp kentten gittiler.
Siyasetin sırtındaki en büyük kamburlardan biri de sosyal çevresi olmayan, arkasına beş kişiyi takma gücü bulunmayan ama siyasi partilerin yönetiminde konuşlanmış kişilerdir. Aktif siyaset döneminde bu tarz siyaset yöneticeleri siyasi aktörler tarafından hoş karşılanır. Fakat, siyaset hareketlendiğinde onlar ayaklara dolaşmaya başlayınca sıkıntılar da artar.
Siyasetçinin en büyük baş ağrısı ticari ve ekonomik işlere bulaşmaktan ortaya çıkar. Ticari işlerinde ne kadar dürüst olursa olsun, seçim dönemlerinde karşısına ilk çıkacak olumsuz sorgu budur. Siyasetçi, süreci keyifli geçirmek istiyorsa esnaf-tüccar işlerinden uzak duracaktır. Tabi ki “Benim işim bir dönemlikti, artık aday olmam” diyorsa o da ayrı bir konudur.
Yatırımlar, siyaset, STK’lar derken…
Ekonomik kriz de siyasetin kilidi haline dönüşecek. Şu anda ülkemizde ekonomik kriz var mı? Var. İnsanlar sıkıntıda mı? Evet sıkıntıda. O zaman siyasi süreç, ekonomik kriz üzerinden de devam edecektir.
Siyasetin en zayıf, kişiye ve ekibe kaybettirici hamlesi kişisel hesaplaşmalardır. Aynı partide birbirini sevmeyenlerin karşılıklı kavgaları tüm ekibi yarış dışına iter. Yani bir bakıma ekibin tamamı siyaset dışı kalır. Geçmişte bunun örneğini sıkça yaşadık. Başarı benim değil, ekibimin olsun diyenler her zaman siyasette karlı çıkanlardır.
Kent insanlarının beklentisine cevap verememek de siyasetçinin yumuşak karnıdır. Siyasetçi çok çalışkan olabilir. Etkilidir. Fakat kent insanlarının belki basit belki de söylenmesine bile gerek görülmediği meselelerdeki beklentilerine cevap veremeyen siyasetçiler de şiddetli eleştirilere maruz kalabilir.
Bizim kentimiz Yalova… Zümrüt Yalova… Farklı etnik yapı zenginliğinde ülkenin önemli kentlerinden biriyiz. Bu nedenle kentimiz farklı kültürel yapıların oluşturduğu kalabalıklara sahiptir. Yaz turizmiyle birlikte başka illerin insanları kentimize akın etmekte ve hatta yazlıkçılar artık ikametgâhını kentimize aldırıp bizimle birlikte yaşamaktadırlar. Eğer siyasi rolü Yalova-Merkez’de oturarak, sosyal medya paylaşımları yapıp iki de basın demeci vererek oynarım diyenler varsa, onlar şimdiden seçimleri kaybetmiş demektir. Yalova merkezdeki oy oranının aynı miktarının taşrasında olduğunu bütün siyasetçilerimiz çok iyi bilmek zorundadır.
Sağlıcakla kalınız.
