Farklı bir çağa girmek üzereyiz gibi duruyor. Bu çağ çok iyi de olabilir çok kötü de. Güçler birbiriyle çarpışıyor. Zaten her zaman illa bir güç çekişmesi olmamış mıdır? Bütün insanlık mı kazanan olacak yoksa sadece 3-5 kimse mi bilinmez… Önemi de yok! Zaten geçici gelmedik mi? Dünya kime yaradı ki zaten? ‘Var biraz da sen oyalan’ demiş ya…
İnsanın korkunç kötülüklere muktedir olmasını sağlayan şey ile medeniyetleri kurduran ve insanoğlunu dünya üzerindeki dominant tür yapan şey aynıdır! Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş, Hacı Bayram, Nasreddin Hoca gibileri de tıpkı günümüzde pekçok coğrafyada gördüklerimize benzer sıkıntıların zamanında ortaya çıkan kimselerdi… ‘İyi günde bilim ve sanat, zor zamanda ise felsefe yükselir’ diye bir söz duymuştum. Milenyal Kuşak dünyanın pek çok coğrafyasında tarihe anne babalarından daha az kazanan ilk kuşak olarak tarihe geçti; hem de daha eğitimli olmalarına rağmen…
Batı medeniyetinin çökmekte olduğunu söyleyen Oswald Spengler gibi niceleri var. Belki de bir sonraki medeniyetin temelleri geleceğe dair umudunu tümden yitirmiş ve duygusal anlamda dibe vurmuş ve sırf vakit öldürmek için komplo teorileri ve genel olarak da herşeye karşı öfkeyle dolu podcastlerin, videoların, belgesellerin ve benzerlerinin tüketicisi olan kimselerin zihinlerinde atılacak! Bir köle ayaklanması da sonuçta saraylarda planlanmıyor… Gelecekte belki 21. Yüzyılı Hindistan’ın Yüzyılı, belki de tıpkı 17. Yüzyıl gibi Krizin Yüzyılı olarak adlandıracağız; ki 17. Yüzyılda da dünyadaki en büyük ekonomi Hindistan idi!
Doğumlar sancılı olur! Sesli videolar ve podcastler artık bilgiye erişimi o kadar kolaylaştırdı ki… Okuma-Yazması olmayan bir kimse bile artık internet ve cihaz ile bir bilgine dönüşebilir. Ciddi bir kitabı okumak zahmet ister ama ciddi bir sesli metini dinlemek ne kadar zahmetli olabilir ki? Vincalarda kil tabletler vardı, Talas Savaşı ile kağıt teknolojisi elde edildi, Gutenberg matbaayı getirdi, ve şimdi nerelerdeyiz? Neden sizce normalde itaatkar olarak bilinen bir toplum olan Çinliler tarihte başka hiçbir millette ve medeniyette görülmemiş sayılarda başarıya ulaşabilmiş köylü isyanı çıkarabilmişlerdir?
Dünya kimseye kalmadı. Öylece fırlatılıp kendimizi bulduğumuz bu dünyada doğru olandan daha iyi bir yapacak şeyimiz var mı? Gerçi doğru olan; zaman, mekan ve kişi gibisinden değişkenlerdeki çok ufak bir değişiklikte dahi, tıpkı kelebek etkisindeki gibi muazzam değişimler gösterebilir… Thatcher’larla Reagan’larla başlayan süreç ile geldiğimiz yer bu; daha öncekinde ise; 1929 Krizi ve ardından da 2. Dünya Savaşı olmuştu… Tarih döngüseldir; bir yandan birbirinin aynı, diğer yandan ise hiç benzemeyen döngüler… Yani bir spiral! Vebayı da gördü insanoğlu, güneşin hiç doğmadığı 535-536 hava olayları gibisini de… Firavunlardan geriye piramitler kaldı. Bizden ne geriye kalacak acaba? Çok da önemli değil aslında! Sanayi Devrimi olunca çok uzun bir süre her ne kadar İngiliz ekonomisi hızla büyümüşse de sıradan insanlar aksine korkunç bir sefalete sürüklenmişti.
İnsanlar günümüzde de tarih boyunca da birbirlerine bir köpeğe, bir eşeğe dahi davranıldığında ‘Merhamet et’ diye haykıracağımız şekillerde davranmaktan hiç çekinmedi!
Öngörülemeyen sonuçlar; en korkunç ve ihtişamlı şeyleri dahi mahvedebilme potansiyeline sahiptir! En kritik savaşlar dahi bazı zamanlarda tamamen şans eseri zaferle bitmiştir ve bu zaferlerin de tarihin akışını değiştirmesi görülmemiş duyulmamış birşey kesinlikle değildir!
İnsanoğlu yeniden bir yol ayrımında! Zaten ne zaman değildi ki?
Doğru olan ne ise onu yapın!