yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Hafif Yağmurlu
10°C
Yalova
10°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
10°C
Pazartesi Az Bulutlu
11°C
Salı Az Bulutlu
12°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
14°C

ÖRFE DOKUNMAK

06.09.2024 15:51
0
A+
A-

P

İNSAN HAKLARI VE EVRENSEL İSLAM BEYENNAMESİ.(2.BÖLÜM)

Sevgili dostum. Kim olursa olsun hiç kimseye,  zarar görsem bile, o kişiye, yüreğimde kin ve  düşmanlık beslemedim. Kızdım ama kırgınlık  olmasın diye, kendime hep nasihat ettim. Derdim Müslüman’ın hatasını yaymak değil örtmek oldu. İnsan kaybetmek istemem, hele hele Müslüman’ı kaybetmek mi asla. O’na yardım etmeyi kendime yardım etmek bilirim. Kimin iman edip, kimin iman etmeyeceğini, kimin insan kalıp, kiminde insanlıktan çıkacağını bilemem. Bu yüzden, herkes kötü, herkes iyi olabilir prensibiyle kendime hayat kurdum. Buda beni her daim mutlu kıldı. Gönlüm herkesin sıratı müstakime ulaşmasıdır. Niyetim İyiliği tavsiye eder, kötülükten uzak durmasını isterken, bunu yürekten arzu ettiğimi, o kişiye hissettirmektir. Gayem ise, gereksiz tartışmak yerine, fikir sahibi olmasını, tercih ettirmektir. Beraber oturup dertlerimize adam gibi, kavgasız çare üretmeyi yeşertmektir. Ben bu hayatı özledim. Büyüklerin bildiği, küçüklerin öğrenmek için dinlediği, örfümüzü özledim. Yalnız ben değil belki de hepimiz özlemişizdir.

. Neden böyle davrandığımın da farkındayım. Üç yüz yıldır geri gittiğimiz bir toplumun ferdi olduğumu, biliyorum. Ne babalarımızı, ne dedelerimizi, nede onların babalarını suçlamıyorum. Belki de düşman birleşti, daha güçlüydü ve yenildik. Kaderde buda varmış diyip, yeniden ayağa kalkmak yerine, geçmişini yargılamak bize sadece zaman kaybettirir. Bu fitneyi bizde özellikle üretiyor olamaz mı bizi yenen, bizim düşmanımız ya da bizi kendine rakip görenler. Bu fitne sayesinde, her şeyimizin değiştiğini, inançlarımızın ayarıyla oynandığını, hiç kaybetmememiz gereken, örfümüzü, ananemizi, adetlerimizi bir bir kaybettiğimizi sadece bilmiyor, istemeye istemeye ben de  yaşıyorum. Hiçbir fert bana çıkıp da, ben etkilenmedim ben değişmedim diyemez. Bir toplumun her şeyini değiştir, cahil bırak sonra geri kaldık de. Babalarımız, annelerimiz okuma yazma bilmiyorlardı ama örflerinden taviz vermemiş, sanki bin kitap okumuş gibi bir hayata sahiptiler. On üç yıl cephede kalan dedem, Osmanlıca okuyup yazarken, babam, annem maalesef kendi adını bile yazamadan, okuyamadan, ama örflerinden taviz vermeden, adam gibi bu Dünyadan göçtüler.  Bize gelince maalesef örfümüze de dokundular. Nereye gideceğimize şaşırdık, ortada kaldık. Asyalı mı olacağız Avrupalı mı, hala bilmiyoruz. Aklımızı başımıza alır, bunun içini akıl nimetiyle doldurur, İslam nimetiyle harmanlar, örfümüzü yeniden eğitim sistemimize yerleştirdiğimizde, inanın kavga bitecek yeni bir hayat kurulacaktır. Bir yere gitmeyecek tamda ortada yerimizde duracak, Dünya’ya huzur sunacağız. Yeter ki biz bizim kim olduğumuzu yeniden hatırlayalım ve  sadece işimizi yapalım, daha çok faydalı olacağız. Biz bize düşeni yapalım gerisini Allah bilir. Bu yüzden insanımızın ne kaybettiğini iyi biliyor, hem üzülüyor hem de saygı duyuyorum. Kaybetmek değil yeniden birbirimizi kazanmak istiyorum. Kaza geçiren herkese yardım etmek, teşekkür beklememek gibi. Herkes beni dost kabul edecek diye, bir derdimde yoktur. Benim derdim, ister kabul görsün ister görmesin,  içimizdeki kavganın sebebini, kendi aklıma göre yazmaktır. Kim olursa olsun, zerre miktarı art niyet taşımayan birine, saygı göstermek, biliyorsan öğretmek, bilmiyorsan dinlemek, bir değer bir kıymet olsa gerek, bunu fark ettirmek gibi.

Aklı başında olan her fert, Müslüman gayri Müslim, hiç fark etmez. Canını, (vatanını) aklını, (hürriyetini) dinini, (inancını) malını (kazancını) neslini (çocuklarını) korumak kollamak, buna göre bir hayat kurmak, devlet kurmak, bunun için gayret göstermek, hatta ölmek ister. Çünkü insan fıtratında yani yaradılışında bu vardır. İyilik ve kötülük yaratıldığına göre, iyiler ve kötülerde var olacaktır. Önemli olan ise, nerede olduğunu bilmen, iyiliğe mi, kötülüğe mi hizmet ettiğini fark etmendir. Unutma neye hizmet ettiysen o büyümüştür. Gençlerde sıkıntı görüyorsan, senin eserindir, örfünü ananeni, kaybettin onlara dokundu isen, kimseyi suçlama suç senindir. Üzülme suçunu kabul edip, geri dönmek ise  en büyük erdemliktir.

Bu ruh bu düşünce, inanan inanmayan tüm insanlığın, ortak derdi olmadıkça, bir birinin örfüne, adetine saygı duymadıkça, doğruların önünü açıp, yanlışların önünü kapamadıkça, ne içimizdeki savaş, nede dışımızdaki savaş bitmeyecektir.

Dünya’daki Müslümanların esaretinden sonra, Dünya’da savaş bitmemiş, daha da artmıştır. Suçlu ise insanlığın kurtuluşunu sağlayacak olan İslam ilan edilerek, Müslümanların esaretinin devamı sağlanmıştır. Bizse cezaevine düşmüş mahkumlar gibi, başkalarını suçlayıp, kendimize pay çıkarıyoruz. Halbuki bu pay, bizi mahkumluktan kurtarmıyor, hatta huzursuz ediyor. Önemli olan gerçekten pişman olmaktır. Pişman olduğun gün, herkesi haklı, kendini suçlu görecek, hürriyetin tadını çıkaracaksın. Senin için artık, zindan ve saray aynı olacaktır. İşte o zaman insan olanlar seni haklı bulacak, onlarda kurtulacaktır. Müslüman olarak sana, sızlanmak değil vakarlı olmak yakışır. Halbuki İslam, dünya ve ahret saadeti verecek olan, tek ve son din, son fikir, son kurtuluş reçetesidir. İnsanın korunması için, beş temel kavramı, insanı eğiterek sağlamış, buna göre de hayat kurmuş, yine kuracaktır. Kararı ise senin iradene bırakmış, ama insanlığı korumak için, beş temel kavramı, korumak için, sistem kurmuş ve birini diğerinden ayrı tutmamıştır.

Can, akıl, din, mal ve nesil. Bu beş kavramı, birbirinden ayırır, ayrı tutar, birini korur, diğerinden vazgeçerseniz, İslam’ı anlamamış, bir Müslüman olarak hayat sürer, insanlığa da faydası  dokunmamış, biri olarak yaşar gidersiniz. Bu beş kavramı fert olarak kabul etmedikten, kendine ve ailene, uygulamadıktan, toplum üzerinde, insanlığı korumak için, bir sistem kuramadıkça, ne fert, ne aile nede toplum olarak korunamayız.

İslam akla hitap eder. Eğitime alır, eğitene kadarda sorumlu tutmaz. Bu eğitim doğumdan ölene kadar devam eder. Eğitimin başı sağlıklı bir imandır. Bu eğitim, iman eden her ferdi, oku emriyle  görevlendirir. Bu görevin içinde, önce kendini bilmeyi, insana hizmet etmeyi, bir kaide kural olarak, önümüze kor. Sadece kendini değil, dünyada beraber yaşadığın tüm insanlığa, evrensel bir fikir sunar. Bu fikir sadece İslam’da vardır. İnsanlığa huzur ve saadet verecek olan, İslam’dan başka bir din ve Müslüman’dan başka biride yoktur. Esaret zincirini kırmadan, buna asla ulaşamayacak, ya da cesaret edemeyeceksin. Önce esarette olduğunu fark et ve kurtul. İslam gerçeklerin doğruların yeniden hayat bulması için, senden bir işaret bir gayret beklemekte, sen varsan O vardır, sen yoksan O seni bekleyecektir. Unutma.

Yazarın Diğer Yazıları
07.06.2024 17:17
21.07.2023 16:49
27.03.2022 16:28
13.02.2022 15:29
21.11.2022 17:51
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.