Haber / Yorum – İbrahim Yurdagül
17 Ağustos 1999 deprem felaketinin üzerinden, dile kolay, 25 koca yıl geçti; ancak o büyük felaketin izleri hala daha tam olarak silinebilmiş değil. ‘UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ’ sloganı havada kaldı ve o acı günler gerçekten unutuldu.
Yaşanan büyük felaketin ardından binlerce canını kaybeden Yalova, deprem sonrası ilk günlerdeki duyarlılığını kaybetti. Zaten eski olan binaların, 25 yıl önce üstüne bir de büyük depremi yaşadıktan sonra yıkılması ve yerlerine deprem yönetmeliğine uygun yeni ve sağlam binalar yapılması gerekirken, zamanımızı boşa geçirdik. Kat sınırlaması ile sorunun çözüleceği düşünüldü, ancak olmadı. Ada ve parsel bazlı onlarca sağlıksız ve çürük bina yıkılamadı; geç kalındı.
Yalova ile benzer büyük riski taşıyan bölgelerde ciddi mesafeler kat edilirken, özellikle İstanbul ilinin Anadolu yakasında yıkılan binaların yerine ‘kat sayıları artırılarak’ deprem yönetmeliğine uygun yeni ve sağlam yapılar hayat bulurken, Yalova, 25 koca yılını ‘ZEMİN+3 KAT’ kandırmacası ile boşa harcadı.
Yalova Belediyesi, yerel seçimler öncesi şehir merkezinde eski binaların yerine aynı kat sayısı korunarak kentsel dönüşüme gidileceği yönünde karar aldı ancak uygulamada ciddi bir mesafe kat edilemedi. HABERCİ olarak yerel yönetimleri ve ilgili kurumları defalarca uyardık, “Şehrin birinci ve öncelikli gündem maddesi olarak kentsel dönüşümü önemseyin” dedik; olmadı.
Şimdi sayılı günler sonra yine deprem anıtına gidilecek, yine dualar okunacak. Yine protokolün süslü cümleleri ile bir yığın zırvalıklara, -cek, -caklarla dolu cümlelere tanıklık edeceğiz. 25 yıldır olduğu gibi yine ağızlardan dokunaklı, duygusal ifadeler dökülecek ancak sonuç anlamında bir yere varamayacağız; maalesef görünen bu.