Haber / Zeynep TAŞTAN
Ülkemizden Gebze Teknik Üniversitesi’nin Japonya’dan ise Kagawa Üniversitesi’nin yürütücülüğünü üstlendiği, Japonya’nın Uluslararası İş Birliği Ajansı (JICA) tarafından finanse edilen ve bilimsel destek sağlanan proje ile, Yalova’daki tüm alt ve üst yapılar için deprem etki değerlendirmesi ve olası büyük afetler için tahliye modellemesi çalışmaları yapılacak. Yalova Belediye Başkanı Mehmet Gürel’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Gebze Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bülent Akbaş, Prof. Dr. Selçuk Toprak, Dr. Ceren Özer Sözdinler, Dr. Ahmet Anıl Dindar, JICA’dan (Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı) Sho Amemiya, Hyogo Üniversitesi’nden Prof. Dr. Masahiro SAWADA, Kagawa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yoshiyuki Kaneda ve Prof. Dr. Chikako Isouchi’nin katıldığı toplantıda çalışmaya altlık oluşturacak teknik veriler değerlendirildi. Olası yaşanılacak olan bir depremin değerlendirilmelerinin yapıldığı toplantı sonunda projenin 4 iş paketi kapsamında ilerleyeceği belirtilerek bazı açıklamalarda bulunuldu.
YENİ BİR MERKEZ KURULACAK..
Deprem mühendisliği teknolojisinin yaygınlaştırılması ve eğitim ortamının oluşturulması SATREPS-MARTEST projesi kapsamında afetlerin (deprem, sel, tsunami, yangın, vb.) yapılar üzerindeki etkilerini araştırmak, incelemek, bilgi toplamak ve hasar azaltıcı önlemler konusunda yeni teknolojileri test etmek ve geliştirme amacı güdülüyor. MARTEST projesinin diğer önemli amacı da ülkemizin ve dünyanın ihtiyaçları göz önünde tutularak afetler konusunda çalışan tüm araştırmacılar ve öğrencilere geliştirdikleri teknolojileri test edecek bir merkez kurulması. Gebze Teknik Üniversite kampüsüne kurulacak olan bu merkez, tüm afet çalışmaları için kapılarını tüm paydaşlarına açık tutacak.
DEPREM VE TSUNAMİ ETKİ DEĞERLENDİRMESİ YAPILACAK..
Marmara Denizi, geçmişte büyük depremler yaşayan ve gelecekte de 7.0’dan büyük depremler yaşama olasılığı olan Kuzey Anadolu Fay Zonunun (KAF) bir parçası olarak sismik olarak çok aktif. Bu depremlerden bazıları özellikle deniz tabanı heyelanlarını tetikleyerek büyük tsunamilere neden oldu. Özellikle “küçük kıyamet” olarak bilinen 1509 İstanbul depreminin surları aştığını ve İstanbul kıyılarında çok etkili tsunamiye sebep olduğunu gösteren çok sayıda tarihsel kaynak bulunuyor. Avrupa ve Asya kıtaları arasındaki geçiş yolu olarak tarih boyunca en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Marmara Bölgesi, yoğun nüfusu ve büyük endüstriyel tesisler, limanlar ve havaalanları ile Türkiye’de ekonominin kalbi konumundadır ve çok yoğun nüfusa sahiptir. Bu nedenle Marmara kıyılarını yıkıcı şekilde etkileyebilecek tsunamiye karşı dirençli olmak amacıyla kapsamlı tsunami tehlike ve risk analizlerinin yapılması, elde edilen sonuçların hızlı ve etkili şekilde karar ve tahliye amacıyla uygulamaya koyulması gerekiyor. MARTEST Projesi İş Paketi-2, tam da bu amaca hizmet etmek üzere kapsayıcı ve kanıta dayalı bir karar destek platformu oluşturulmasını hedefleniyor. Bu amaçla deprem ve deniz tabanı heyelanı nedeniyle oluşabilecek tsunami kaynaklarının kapsamlı şekilde tespiti, tsunami tehlike analizlerinden deterministik ve olasılıksal yaklaşımların kullanımı, pilot bölge olarak belirlenen Yalova’da, ayrıntılı bina ve topografya verisi kullanılarak tsunami baskını veri tabanı hazırlanması ve deprem hasarı peşi sıra tsunami meydana gelmesi durumunda oluşabilecek çifte afet durumunun modellenmesi hedefleniyor.
TAHLİYE MODELLEMESİ YAPILACAK..
Türkiye’den başta Gebze Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve AFAD olmak üzere araştırmacıların yer alacağı çalışmada, Japon meslektaşlarımızla iş birliği içinde MARTEST projesinde son teknolojik uygulamaların da yer alması planlandı. Artırılmış Gerçeklik (AR) teknolojisi kullanılarak tsunami tahliye haritalarının mevcut olmadığı kıyılarda bölge halkının cep telefonları ile güvenli bölgelere tahliye olabilmesini sağlayacak sistemler geliştirilecek. Bu amaçla pilot bölgelerde yapısal hasar analizleri ve tsunami modellemeleri ile birlikte tahliye modellemeleri de uygulanacak. Kahramanmaraş depremlerinden çıkarılan dersler ışığında MARTEST projesi çıktılarının yakın gelecekte beklenen İstanbul depremine karşı dirençli olabilmek için yerel otoriteler tarafından uygulamaya konulabilmesi, bu projenin en önemli motivasyonu olduğu belirtildi.
YALOVA’DA KENTSEL AFET RİSKİNİN AZALTILMASI VE AFET BİLİNCİ GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI YÜRÜTÜLECEK..
Projenin nihai hedefi, kentsel afet riskini azaltarak hem yapısal hem de toplumsal düzeyde kayıpların minimize edilmesi. Bu yaklaşım, ülkemizde meydana gelen afetlerin ardından yaşanılan kayıpların artık kaderimiz olmaktan çıkarak, kontrol altına alınabilir bir faktör haline gelmesini amaçlıyor. Projenin kapsamında yer alan bazı aşamalar şunlar şekilde özetlenebilir: “Sismik hasar veri tabanını geliştirmek amacıyla geçmiş çalışmaları sentezlemek ve tekrarlamalardan kaçınmak; mevcut test imkanlarını etkili bir şekilde kullanarak eksik altyapılara yatırım yaparak ülke genelinde deney kapasitesini artırmak. Kentlerin afetlere karşı zarar görme olasılığını azaltmak için veri analizine dayalı bir model geliştirmek; deprem simülasyonlarıyla çeşitli hasar durumlarını değerlendirmek; mevcut modelleri değerlendirmek ve Türk-Japon ortakları arasında deneyim paylaşımı yapmak; kamu ve özel sektörde afet farkındalığı ve sürdürülebilirliği artırmak. Toplumun afetlere dayanıklılığını artırmak amacıyla taslak kılavuzlar, standartlar ve prosedürler geliştirmek; 1999 ve 2023 depremlerinden çıkarılan dersleri değerlendirmek; sanayi bölgelerindeki şirketlerin dayanıklılığını artırmak ve Organize Sanayi Bölgeleri gibi pilot bölgelerde uygulamalar yapmak; iş sürekliliği planları oluşturmak; yerel yönetimlerle işbirliği yaparak mahalli süreklilik planları hazırlamak. Diğer çalışma gruplarının ürettiği deprem ve tsunami senaryolarına dayalı olarak afet eğitimleri ve farkındalık artırma içerikleri ve materyalleri geliştirmek; sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojileri kullanmak; tahliye davranışlarını belirlemek ve iyileştirmek. Afet bilincini artırmak amacıyla ilgili devlet yetkilileri, medya ve yerel topluluklar için eğitimler, seminerler ve çalıştaylar düzenlemek.” Toplantı sonunda Prof. Dr. Yoshiyuki Kaneda, Belediye Başkanı Mehmet Gürel’e hediyelerini takdim ederek böyle bir önemli konuda paydaş oldukları ve misafirperverlikleri için teşekkür etti.
‘KENTİMİZ İÇİN, MARMARA BÖLGESİ İÇİN HATTA ÜLKEMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR PROJENİN PAYDAŞI OLMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ’..
Yalova Belediye Başkanı Mehmet Gürel MARTEST projesine yönelik, “Deprem gibi kentsel afetler ülkemizin coğrafi özelliklerinde çokça yaşadığımız, can kayıpları verdiğimiz, önemli risklerdir. Bu afetleri engelleyebilmemiz mümkün değil ancak afetlerde yaşanabilecek riskleri biliyoruz. Riskleri azaltarak hem yapısal hem de toplumsal düzeyde kayıpların minimize edilmesi bizim görevimiz. Bu yaklaşım, ülkemizde meydana gelen afetlerin ardından yaşadığımız kayıpların artık kaderimiz olmaktan çıkması demek. Kontrolümüz altına alınabilir bir faktör haline gelmesini amaçlıyoruz. Bu amaç doğrultusunda, çeşitli fazlardan oluşan değerlendirmeler yapılacak. Bu fazlar, basitten zora doğru ilerleyen bir süreç içinde azimle takip edildiğinde başarıya ulaşacak” ifadelerini kullandı.
KUZEY ANADOLU FAY HAREKETLERİNİN SİSMOLOJİK VE JEODEZİK GÖZLEMLERLE İZLENECEK..
Aktif tektonik fay hatlarının bulunduğu ülkemizde yer hareketlerinin izlenmesi amacıyla kuvvetli ve zayıf yer hareketi kayıt ile uydu tabanlı konum belirleme istasyonlarından oluşan kapsamlı sismolojik ve jeodezik ağlar bulunuyor. Noktasal ölçüm yapan bu istasyonlar dünya standartlarında yer alıyor. Gelişen teknolojiye bağlı olarak, yüksek hızda veri iletimi için tasarlanan zemine gömülü Fiber Optik (FO) kablolarından geçen sinyalleri Dağıtılmış Akustik Algılama (DAA) yaklaşımıyla, sınır güvenliği için kullanımı ülkemizde de uygulanıyor. Yer bilimleri araştırmacılarının, uygun koşullarla sabitlenmiş FO kablolarından DAA ile yüzey hareketlerinin hesap etmeleriyle yeni bir izleme sistemi üretildi. Mevcut izleme sistemlerinden farklı olarak, noktasal ölçüm yerine, FO hattı boyunca 4-10 m aralıklarla yer hareketi verisinin alınması tektonik fay hattı benzeri yer yapılarının izlenmesine imkan veriyor. Özellikle karasal istasyonlardan farklı olarak deniz tabanından geçen fay hatlarının izlenmesi için deniz tabanı sismometrelerinin (DTS) kullanılması gerekiyor. Bu sistemler hem yüksek maliyetli olup hem de verileri anlık olarak alınamıyor. Sürekli veri aktaran deniz tabanı istasyonlarının kurulmasında ise maliyetler çok daha artıyor. Japon araştırmacılar, ülkelerindeki deprem tehlikesinin Pasifik okyanusunda bulunan tektonik plakalardan gelmesi sebebiyle FO altyapısı ve DAA yaklaşımlarının geliştirilip iyileştirilmesi için geniş ölçekli çalışmalar yapıyor. MARTEST projesi kapsamında Japon araştırmacılar, veri alma için gerekli ölçüm sistemi ve veri analiz bilgilerini Türk araştırmacılar aktarmak üzere 2023-2028 yılları arasında İzmit körfezi girişinde kuzey-güney doğrultusunda yerleştirilmiş olan Türk Telekom’a ait iki adet FO kablo üzerinden alınan verilerle ortak çalışmalar yapacak. Denizden alınan FO sinyallerin daha iyi anlaşılması için deniz tabanına yerleştirilecek sismometreler ve Doğu Marmara’da kurulu AFAD, KOERI ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne ait sismolojik ve jeodezik izleme istasyon verileri ve uydu görüntüleri kullanılacak. MARTEST projesinin başarıyla tamamlanması halinde, ülkemizde afete dayanıklı kentler ve yaşamlar kurulması yönünde Türk araştırmacılar önemli kazanımlar elde edecek.