GİTTİ.. GÖRDÜ.. DÖNDÜ..
Memleket Partisi Genel Merkezi’ndeki İnce-Kılıçdaroğlu görüşmesinin özeti..
‘AYAĞINIZA SAĞLIK.. HOŞ GELDİNİZ.. GÜLE GÜLE!’
Haber – Yorum /İbrahim Yurdagül
Yaklaşık 1 saat süren görüşme sonrası iki lider, parti genel merkezi önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, ağırlıklı olarak deprem bölgesinde yaşananları ve depreme ilişkin sorunları ele aldıklarını ifade ederken, bir taraftan da Halil İbrahim sofrasını genişletmeye çalıştıklarına vurgu yaparak Muharrem İnce’yi 14 Mayıs seçimleri öncesi birlikte hareket etmeye davet etti.
Cumhurbaşkanı Adayı ve Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce’nin Kılıçdaroğlu’nu yolcu ederken kullandığı, “Ayağınıza sağlık. Hoş geldiniz. Güle güle” şeklindeki son sözleri de oldukça manidar karşılandı.
-HABERCİ’NİN YORUMU-
-90’lı yılların sonlarında HABERCİ’de köşe yazıları yazdı; ‘ÇALAKALEM’ adlı köşesinde her hafta okurlarıyla buluştu…
Kalemi çok iyiydi, dolayısıyla konuşma dilinde Türkçe’yi nasıl kullanacağını, ağzından çıkan tek bir sözün bile nereye gideceğini çok iyi bilir…
Muharrem İnce…
Etrafında kimselerin olmadığı zamanlarda, tören alanına partisinin çelengini il başkanı olarak tek başına taşıyan isim Muharrem İnce, bugün ülke gündeminin ilk sırasında…
Öyle bir süreç yaşıyor ki…
Eline öyle bir fırsat geçti ki…
Bundan sonrası için atacağı her adım, gireceği her yol O’nu daha bir konuşulur-tartışılır hale getirecek…
Eski partilileri üstüne gidiyor…
İktidarı ile muhalefeti ile hemen her siyasetçi, yorumcu, medya mensubu, PİAR’cı kurgusunu O’nun üzerine yapıyor…
İşin tuhaf tarafı…
Yurt dışı yayınlar yapan FETÖ’cü isimlerin de kuşatması altında…
Yalnızlık hep kaderiydi…
Partisinin il başkanı olduğu dönem tören alanına çelenk götürürken de yalnızdı; bir tek kendisi vardı…
Dershanesine müfettiş baskını olduğunda ve Bakanlığın hışmına uğradığında da yalnızdı; yanında sadece TEK BİR DOSTU vardı…
Bugün pek de yalnız sayılmaz…
Adına ister ‘Z kuşağı’ deyin, ister 25-30 yaş altı genç kesim deyin; ne derseniz deyin…
Hatırı sayılır bir topluluğun desteğine sahip…
Ve bir şey daha…
Süre daraldıkça; meydanlarda, kürsülerde neler söyleyebileceklerini az-çok tahmin ediyoruz…
Öyle yerlerden girecek, öyle yerlerden vuracak ki…
Her iki yöne gitmekte direten…
Her iki uçta rahatsızlık hisseden; kuşkuları, ‘acaba’ları olan kesim üzerinde…
Müthiş bir baskı kuracak…
İş o noktaya geldikten sonra da…
‘ABBAS YOLCUDUR BAĞLASAN DURMAZ’ misali…
14 Mayıs seçimleri sonrası Türkiye O’nu konuşacak…
Ha…
Nasıl anacak, nasıl konuşacak?
Orasını biz de bilemeyiz…
Eminiz tam olarak kendisi de bilmiyordur…