Haber \ Büşra GÜNDÜZ
Radyo Televizyon Alanı Öğretmeni Duygu Saral ve Usta Öğretici Sezgin Altınel’in, Z kuşağını anlamaya yönelik başlattıkları ve Z kuşağını temsilen öğrencilerden oluşturdukları teknik ekip ile alanında uzman kişilerle gerçekleştirmeye devam ettikleri röportaj serisinin dokuzuncu bölümünün konuğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yalova Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Erhan Dede oldu. Müdür Dede, Yalova TOBB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Radyo Televizyon Alanı öğrencilerinin, kendisine yönelttiği soruları cevapladı.
İş başvuruları artık online olduğu için online ortam ile reel ortam arasında ki bağı bize aktarabilir misiniz?
İletişim teknolojileri tüm sistemlere dahil olması zaman ve mekan kavramının biraz sınırlılık ortamını kaldırdı. Artık zaman ve mekan da bir sınır kavramı yok. Pandemi ile beraber bu ezberlerimiz bozuldu. 2020 yıllarında pandemi başladıktan sonra, bizim kurumsal olarak iş ve işlemlerimiz online olarak yapılıyordu. Pandeminin başlamasıyla beraber tüm dünya özellikle çalışma hayatındaki insanlar mekan sınırlamasına maruz kaldı. Evlere çekildi. Sonuçta bunların devam eden bir yaşamları vardı. Ve bu insanlara özlük haklarının verilmesi gerekiyordu. Tabi İŞKUR’un bu pasif programlarından faydalanma yoluna gidildi, ama mevcut düzen gibi değil. Bu insanların online başvurularını düşünün. Yalova’da 30-35 bin insanın tüm Türkiye genelinde 4 milyon insanın zaman ve mekan sınırlaması olmadan başvuruları alındı, ödemeleri yapıldı. Bu insanların yaşam idamesi için özlük hakları verildi. Zaman, mekan kısıtlaması olmadan bütün kurumlar bunu yaptı. Hatta zoom üzerinden binlerce, milyonlarca öğrenci öğretmenleriyle buluştu, veli toplantıları yapıldı. Bizler üst yönetimlerimizle toplantılarımızı internet ortamında yaptık. Dolayısıyla o dönem bizim bütün ezberlerimizi bozdu. Artık gerçekten tüm kurullar iş ve işleyişleriyle beraber zaman ve mekan sınırının ortadan kalktığını gördük. İnsanlar çok rahatlıkla mesai saatleri dışında, konfor ortamında her türlü başvurusunu yapabilecek, her türlü hakkını kullanabilecek olmalı diye düşünüyorum. Bende bunu gerçekten o süreçlerden sonra özümsedim, çünkü dünya var oldukça, insanlar yaşadıkça doğal afetten bu tür kriz ortamları bitmeyecektir. Günümüzde zaten görüyoruz. Zaman ve mekan kavramını bir nevi iletişim çağı bitirmiş oldu.
Z kuşağının meslek tercihleri ve iş başvuruları yığılmaları hangi yöne doğru evirildi? Ve bunu arz talep karşılıyor mu?,
Biliyorsunuz artık bir otomasyon sistemi var. Makinelerin insanların yerini aldığı, iş gücünün artık emekten çok beyin ile bilgiye evirildiği bir döneme geçiyoruz. Tabi meslek tercihleri de artık bunlara göre evirildi. Gençler bütün küresel dünya ile ilintili onlarla görüşüyor, onlarla iletişim halinde. Dünyadaki trend meslekleri, ondan sonra yaşamını iyi idame ettirebilecek gelecek vadeden meslekleri çok iyi tanıyor ve bunlara yöneliyor. Düşünün, araştırmalara göre her yapılan bir makinenin her yapılan bir robotun yaklaşık 6,7 işçi maliyetini düşürdüğü görülüyor. 10 yıl önce veya 20 yıl önce bizim çocukluğumuza baktığımızda birçok mesleğin şu an olmadığını görüyoruz veya şu an ki mesleklerin 10 yıl önce hayal edilmediğini bile biliyoruz. Dolayısıyla gençlerimiz bunları iyi biliyor, iyi özümsemiş. Bunlara yöneliyor hatta hani şöyle güncel baktığımız zaman geçen yıl öğretmen, öğretici vs. arkadaşlarımızla görüştüğümüzde; doğa bilimlerine, mühendislik bilimlerine özellikle bilgi teknoloji bilimlerine yönelmenin daha fazla olduğunu yakinen ben görüyorum. Tabi kuruma bakıldığında hangi meslekler daha çok talep ediliyor, hangi mesleklerde istikrar daha fazla sorusuna da şöyle cevap verebilirim. İş gücü piyasası biraz farklıdır. Yani bölgelerin ve endüstrinin ildeki durumuna göre şekillenir. Mesela Yalova ilinde imalat sektörü, gemi inşaat sektörü, emek yoğunluğu bir sektör iş verirken çok talep ettiği meslekler grubu da bu. Ama aynı zamanda çok eğitimli bir eğitim seviyesi portföyü yüksek bir il. Buda beyaz yakanın fazla olduğunu gösteriyor. Aslında talep ve arzda bir uyumsuzluk var. Yani bu dünyanın her tarafında olacak. Bazen işveren istediği nitelikte elemanı bulamıyor, bazen çalışmak isteyen genç veya işte mavi yaka istediği işi bulamıyor anlamında bir uyumsuzluk olabilir. Ama genelde işte doğa bilimleri, mühendislik bilimleri biraz eğilim daha fazla diye düşünüyorum.
Yeni nesil mesleklerle alakalı İŞKUR ne tarz bir çalışma gerçekleştiriliyor?
Biz de geleceğin mesleklerine yönlendirme ve tanıtma ve hatta bu alanda eğitim alan gençlerimizin bu işi yapan işverenlerle buluşturma noktasında aktif programlar uyguluyoruz. Hatta çalışmalarımız 2012-2013’ten beri hızlı bir şekilde devam ediyor. Pilot illerimizde geleceğin meslekleri ile alakalı mesleki eğitim kursları, işbaşında eğitim kursları yapılıyor. Bir taraftan da girişimcilik kurslarımız devam ediyor. Buradan tüm gençlerimize söylüyorum girişimcilik kabiliyetlerinin, girişimcilik çabalarının artması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü her fikir önemlidir, her fikir değerlidir. Bu dönemdeki Z kuşağının tamamında biliyorsunuz hayaller ve hayallerden sonra hayali gerçeğe dönüştürme fikirleri var. Şöyle bir ilimize de baktığımızda, ülkemize de baktığımızda son dönemdeki çok büyük gelişmeler icatlar buna benzer ARGE çalışmaları tamamıyla bir girişimcilik öyküsü. KOBİ işletmelerimizin %85’i %90’ı girişimcilik hayallerinden çıkmış işler. Hayal edelim, bunun için gerçekten devletin destekleri var. Bütün kurumlar buna açık. Ben şuradan açıkça söyleyebilirim, KOBİ’ler için KOSGEB kredilere tamamen açık. ARGE çalışmaları için sanayi bakanlığımızın buna benzer kredileri var. İl ve bölgelerin marka ajansları var. Girişimcilerimiz bu imkanlardan çok rahatlıkla yararlanabiliyor. Bizden İŞKUR destekleri alınabiliyor, girişimcilik destekleri alınabiliyor.
Z kuşağının entelektüel seviyesi açısından ne düşünüyorsunuz?
Bu kuşak bizler gibi kütüphanelerde ödev konuları araştırmadı. Dünya klasiklerini, sınıf kitaplarından, okul kitaplarından okuyup araştırmadılar. Böyle bir refleksleri yok. Zaten ellerinde tüm dünyanın kütüphanelerini, tüm dünyanın eserlerini, araştırmalarını taşıyacak tabletleri, bilgisayarları, telefonları var. Bence bana göre entelektüeller. Çünkü ben muhatap olduğum kuşağın mensuplarıyla gerek baba olarak, gerek danışan olarak; her gencimiz aslında her şeyden haberdar, her şeye hakim. Tabi bu ilgi alanlarına göre değişebiliyor. Eğer bir edebi esere, edebiyata ilgisi varsa, erişim yetenekleri sayesinden bizden daha hızlı bilgiye ulaşabiliyorlar. Bizden daha çabuk o merak duygusunu giderebiliyorlar. Bilime meraklıysa, sizin belki yıllarca edinmeye uğraştığınız bilgi birikimine 5 dakikada 10 dakikada ulaşabiliyorlar, okuyabiliyorlar. Bence bu konuda entelektüeller. Ben gençlerimizi öyle görüyorum.