Amerikan Şirketler Derneği (AmCham Türkiye) Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, HABERCİ’ye konuştu:
‘HEDEFİMİZ BELLİ: ÜLKEMİZİ GLOBAL PAZARLARA TAŞIYAN BİR GÜÇ OLMAK!’
‘EKONOMİK GELİŞMELER SİYASİ İLİŞKİLERİ DE DESTEKLEYECEK!’
..”AmCham Türkiye, ABD’li yatırımcılar nezdinde ülkemizi tanıtıyor, ülkemizin yatırım elçisi olarak çalışıyor.”
..”Eylül ayında ABD’ye yaptığımız ziyaret çerçevesinde, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Türk Başkonsolosluğu ile iş birliğinde toplantılarımız oldu.”
..”15 Eylül’de Türkiye-ABD Stratejik Mekanizması Üçüncü Tur İstişareleri gerçekleştirildi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’ın başkanlığında gerçekleştirilen bu görüşmelerde, NATO müttefiki iki ülke arasındaki güçlü iş birliği teyit edildi.”
..”New York’ta, TAIK ev sahipliğinde ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen Türkiye Yatırım Konferansı’nda yer aldık. Üyemiz olan ABD şirketlerinin Global CEO’ları, Türkiye’deki yatırım olanaklarını bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan dinledi.”
..”2022 yılının ilk 11 aylık dönemdeki ikili ticaret hacmi; 14 milyar doları ABD’den ithalat, 16 milyar doları ise ABD’ye ihracat olmak üzere, bir önceki yılın aynı döneminde göre %20’lik bir artışla 30 milyar dolar olarak gerçekleşti.”
..”AmCham Türkiye olarak, iki ülke arasında mutabık kalınan 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine katkıda bulunmaya tüm hızıyla devam ediyoruz.”
..”İş dünyası olarak ekonomik alanda pozitif gelişen ilişkilerin siyasi alandaki ilişkileri destekleyici nitelikte olacağına inanıyoruz.”
..”Pandemi sonrası içerisinde bulunduğumuz dönemde tüm iş yapış şekilleri bir geçiş sürecinde. Bu süreç tamamlandığında ticaret de yeni normalini bulacak.”
..”Şu an bünyemizde 120 üyemiz bulunuyor ve bunların hepsi Türkiye’de faaliyet gösteren ABD merkezli şirketler. Üyelerimizin arasında çok büyük yatırımcılar var. Üyelerimizin ülkemizdeki toplam yatırımı ise 60 milyar dolardan fazla.”
İbrahim YURDAGÜL
…………………………….
HABERCİ- Türkiye’deki mevcut ABD yatırımları ve ticaretini korumak, yeni yatırım ve ticaret olanakları için aktif destek sağlamak, Türkiye’nin bölgesel merkez olması doğrultusunda adımlar atmak. Bunlar dernek olarak öncelikli çalışmalarınız. Biraz açar mısınız? Özellikle ülkemizin bölgesel merkez olmasına ilişkin stratejik konumumuzu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hangi aşamadayız? Kısa, orta ve uzun vadede nasıl bir ilerleme öngörüyorsunuz?
Sayın Başkan; derneğiniz Türkiye ve ABD arasındaki ikili ticaretin, yatırımların ve ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla köprü görevi görüyor. Siz de biliyorsunuz ki; ikili ticaret sağlıklı bir iletişimin, yatırım da güven ve barış ortamının sağlanması ile mümkündür. İlişkiler dediğiniz ise geniş bir anlam ifade eder, ‘her alanda’ ilişkilerin sağlam ve kuvvetli olması önemlidir. Bu noktada, üstlendiğiniz köprü görevini biraz açar mısınız; çalışmalarınızı ana başlıklar altında özetler misiniz?
TURNAOĞLU- AmCham Türkiye/ABFT (Amerikan Şirketler Derneği), Türkiye’de 60 milyar dolardan fazla yatırımı bulunan ABD merkezli 120 şirketi temsil ediyor. Üyelerimiz ticari faaliyetleri çerçevesinde 100 bin kişilik istihdam sağlıyor. 2004 yılından bu yana faaliyet gösteren AmCham Türkiye, ABD’li yatırımcılar nezdinde ülkemizi tanıtıyor, ülkemizin yatırım elçisi olarak çalışıyor.
AmCham Türkiye olarak 2020 yılı başında kendimize temel bir hedef belirledik: “Ülkemizi global pazarlara taşıyan bir güç olmak”. Bu hedefimize ulaşmak içinse beş başlığı öncelikli kabul ediyoruz:
İki ülke arasında hayata geçirebileceğimiz çok daha güçlü bir potansiyel olduğunu görüyoruz.
Birinci önceliğimiz olan ülkemizdeki mevcut ABD yatırımları ve ticaretini korumak; yeni yatırım ve ticaret olanakları için aktif destek sağlamak amacıyla faaliyetlerimizi bu yılın (2022) ikinci yarısında ve son dönemde de yoğun biçimde sürdürdük. Bu kapsamda Eylül ayında ABD’ye yaptığımız ziyaret çerçevesinde çok sayıda kurumla temaslarımız oldu. Burada, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Türk Başkonsolosluğu ile iş birliğinde toplantılarımız oldu. Bu toplantılar hem mevcut hem potansiyel yatırımcılara yönelik toplantılardı. Bu görüşmelerin mevcut yatırımların korunması ve artırılması hedefimize katkı sağladığını ve sağlamaya devam edeceğini öngörüyoruz.
Türk heyeti ve ABD heyetinin ikili görüşmelerini de burada yakından takip ediyoruz. 15 Eylül’de Türkiye-ABD Stratejik Mekanizması Üçüncü Tur İstişareleri gerçekleştirildi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’ın başkanlığında gerçekleştirilen bu görüşmelerde, NATO müttefiki iki ülke arasındaki güçlü iş birliği teyit edildi. Washington’daki bahsedilen toplantıda, aynı zamanda, ekonomik iş birliğini her alanda daha da ilerletmek konusundaki kararlılıklar vurgulandı. Taraflar ayrıca, enerji konusunda, enerji arzı, erişimi, verimliliği ve bağımsızlığını güçlendirmek için de birlikte çalışacaklarının altını çizdiler.
AmCham Türkiye olarak Eylül ayındaki ziyaretimiz kapsamında New York’ta, TAIK ev sahipliğinde ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen Türkiye Yatırım Konferansı’nda yer aldık. Burada üyemiz olan ABD şirketlerinin Global CEO’ları, Türkiye’deki yatırım olanaklarını bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan dinledi ve yatırımlarına dair güncel konularını iletmiş oldular.
Söz konusu buluşmaların neredeyse tamamında her iki ülkeden katılımcıların talebi, karşılıklı ticaret ve iş birliklerinin sayısını ve hacmini artırmaya yönelik adımlar konusunda tempoyu hızlandırmaya yönelik oldu. Bu görüşmelerin mevcut yatırımların korunması ve artırılması hedefimize katkı sağlayacağını öngörüyoruz.
HABERCİ- Amerikan Şirketler Derneği (AmCham Türkiye) olarak ülkemizde toplam 50 milyar doların üzerinde yatırımı olan ve 100.000’e yakın istihdam yaratan, 110’u aşkın Amerikan şirketini temsil ediyorsunuz. Bir açıklamanızda yatırım hedefinizin 100 milyar dolar olduğunu ifade etmiştiniz. Bu hedefe ulaşma yolunda ne aşamadasınız? Ülke ve dünya ekonomisinin bugün içinde bulunduğu tabloyu dikkate aldığınızda hedeflerinizde bir güncellemeniz söz konusu olabilir mi? Üyelerinize ve stratejik partnerlerinize mesajınızı alabilir miyiz?
TURNAOĞLU- 2022 yılının ilk 11 aylık dönemdeki ikili ticaret hacmi, 14 milyar doları ABD’den ithalat, 16 milyar doları ise ABD’ye ihracat olmak üzere, bir önceki yılın aynı döneminde göre %20’lik bir artışla 30 milyar dolar olarak gerçekleşti. AmCham Türkiye olarak, ABD şirketlerinin Türkiye’deki ticari faaliyetlerini geliştirmeye odaklanarak iki ülke arasında mutabık kalınan 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine katkıda bulunmaya tüm hızıyla devam ediyoruz.
Sadece son 10-12 yıl içerisinde dahi ikili ticari ilişkilerimiz dikkate değer ölçüde gelişmiş durumda. Türkiye’nin Amerika’ya olan ihracatı 2010 yılında yıllık yaklaşık 4 milyar dolardı. Her iki tarafın karşılıklı çabaları sonucu ticaretin hacmi 3 kattan daha yüksek oranda artış gösterdi. Yıllık 14 milyar dolar seviyesini aştı.
2021’de en çok ihraç edilen ürünler: 1,3 milyar dolar ile altın ve mücevher, 1,3 milyar dolar ile elektriksiz makineler, 1,2 milyar dolar ile halı, 1,1 milyar dolar ile otomotiv, 1 milyar dolar ile demir-çelik, 642 milyon dolar ile savunma araçları oldu. Son 20 yılda motorlu kara taşıt ve parçaları ihracatı 32 kat, halı ihracatı 48 kat, alüminyum ihracatı neredeyse 100 kat, elektrikli makine ihracatı 10 kat arttı. Yakın dönemde IKMIB ile gıda-kozmetik-tıbbi cihaz sektörüne yönelik zorunlu olan FDA sertifikasyon programına dair bilgilendirme seminerinde yer aldık, bu sektörler de ABD pazarında potansiyel sahibi.
2021 yılında ülkemize gelen doğrudan yatırım miktarı 14 milyar doları aşarken ABD merkezli şirketlerin bu yatırım oranı içindeki payı sürekli olarak artmaya devam etti. 2002-2020 arasındaki dönemde toplam doğrudan yabancı sermaye yatırımı içinde ABD’nin payı %8 düzeyindeydi. Bu oran 2021’de %16’ya çıktı. Doğrudan yabancı yatırım performansı açısından, 2021 yılında ABD 2. sıradaydı.
Geride bıraktığımız 2022 yılının değerleri de son derece olumu ve umut verici:
Yılın ilk 11 aylık döneminde (Ocak – Kasım) toplam ihracat %17’nin de üzerinde bir artışla yaklaşık 16 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Türkiye’nin ABD’ye yaptığı ihracat kalemlerinin başlıcaları arasında mücevherat, taşıt ve taşıt parçaları ile makineler yer alıyor. Tek bir ihracat kaleminin, toplam payın %10’undan fazlasını oluşturmamasına ise geniş bir yelpazede çeşitlendirilmiş ihracatın göstergesi durumunda. Çeşitli sektörlerden birçok Türk şirketi ABD’de başarıya ulaşıyor. ABD’nin LNG ihracatı yaklaşık %130 düzeyinde yükselirken, ikili ticaretteki söz konusu artış aynı şekilde demir-çelik (%24), makine ve cihaz (%+19), inci/değerli taşlar (%73) ve pamuk / dokuma kumaşlar (+%98) ticaretinde de önemli düzeyde gerçekleşti.
ABD, e-ihracat açısından da çok büyük bir potansiyele sahip. E-ihracat son üç yılda %100’e yakın büyüdü ve bu büyümede ABD çok büyük bir paya sahip. E-ihracat sayesinde ihracatın tabana yayılması için çaba gösteriyoruz. Bunun son örneklerinden biri TOBB ile gerçekleştirdiğimiz e-ticaret mentorluk programı. Bu program kapsamında yer alan Türk KOBİ’lerinin de odaklı bir pazar stratejisi ile ilerlemesini öneriyoruz.
HABERCİ- Yatırım için sıraladığınız nedenler arasında ‘stratejik konum’ başlığı yer alıyor ve bu, aynı zamanda Türkiye’nin ‘güvenli bir liman’ olarak değerlendirildiği anlamına geliyor. Dernek olarak, ABD şirketlerinin yatırım yaptığı ülke olan Türkiye’ye yönelik ABD hükümetinin sınırlarımızdaki zorlamaları, örneğin; Suriye ve Kuzey Irak’ta terör örgütlerini destekler tutumu, Ege’de ve Batı Trakya’da (Dedeağaç vilayeti) silahlanmayı teşvik ve askeri üs kurma gibi faaliyetleri karşısında tavrınız ve duruşunuz nedir? Bu noktada, ülkemizdeki ABD yatırımlarının da güvenliği ve sürdürülebilirliği düşünüldüğünde, ABD yönetimine (Başkan ve parlamento üyeleri bazında) telkin ve tavsiyeleriniz olacak mı?
Üyeniz olan Amerikan şirketlerinin tamamına yakını çok uluslu şirket. Küresel strateji çerçevesinde davranmayı göz ardı etmemek zorunda olan bu çok uluslu Amerikan şirketlerinin, ana şirketin bulunduğu ülke ve ev sahibi ülkelerin yerel ve uluslararası kaynaklı tehdit ve fırsatlarını birlikte değerlendirmelerinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevede; Türk-Amerikan ilişkilerinin sadece ekonomi ile sınırlı kalmaması, aynı zamanda Türkiye’ye yönelik yine ABD kaynaklı tehdit riskinin ortadan kaldırılması yönünde bir çabanız olması gerekmez mi? Bu noktadaki duruşunuz, tavrınız ve görüşünüz nedir?
Uluslararası alanda tahmin edilmesi ve kontrolü güç olan siyasi ve ekonomik istikrar -ya da daha doğru bir deyimle istikrarsızlık- çok uluslu şirketleri zorlayan en önemli faktörlerden biri. Açık sosyal, siyasi ve ekonomik sistemler olarak çok uluslu şirketler çevreleriyle sürekli bir karşılıklı etkileşim içinde. Çok uluslu Amerikan şirketlerinin ülkemizdeki geleceklerini göz önüne aldığımızda bu konuya ilişkin neler söylemek istersiniz? Dernek yönetimi olarak ülkemizin ekonomik gelişimine yönelik çalışmalarınızı biliyoruz. ABD ile siyasi ilişkilerin geliştirilmesi, huzur, güven ve barış ortamının her alanda tesis edilmesi noktasında stratejinizi öğrenebilir miyiz?
TURNAOĞLU- ABD ile Türkiye arasındaki İki ülke arasındaki ilişkilerin temelinde yapıcı diyalog mekanizması bulunuyor. İki ülke arasındaki ilişkileri koruyan bu mekanizmayı en doğru şekilde iş dünyasının koruyup geliştireceğine inanıyoruz. Öyle ki, geçmişi neredeyse 200 öncesine kadar uzanan ABD-Türkiye ilişkilerinin günümüze kadar her türlü stres testinden geçtiğini biliyoruz. İlk ticaret anlaşması 1830 yılında imzalanmış, David Porter maslahatgüzar olarak 1831’de atanmış. Bu dönemin üzerinden iki dünya savaşı atlatılmış. İki ayrı dünya savaşına karşın iki ülke arasındaki ilişkiler sürekli gelişmiş. Bu gelişmenin temelinde ticarette ilerleyen ilişkiler olduğunu düşünüyoruz.
İş dünyası olarak ekonomik alanda pozitif gelişen ilişkilerin siyasi alandaki ilişkileri destekleyici nitelikte olacağına inanıyoruz. Ülkelerin ticareti yönetme şekli, serbest ticaret ve sermaye yönetimi Amerikan şirketlerinin küresel iş modellerini uygulayarak Türkiye’deki vatandaşlara en iyi değerde ürün ve hizmetleri verebilmesi açısından öncelikli. Bu kapsamda, ABD şirketleri, Türkiye’de ticari faaliyetlerini sürdürmeye ve iki ülke arasında karşılıklı olarak mutabık kalınan 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine katkıda bulunmaya devam edecek. İşte bu perspektif doğrultusunda, geçtiğimiz Eylül ayında yaptığımız temaslarda da olayları daha geniş bir zaman dilimi içinde değerlendiren bir sağduyunun hâkim olduğunu burada bizzat gözlemleme fırsatı bulduk.
Pandemi sonrası içerisinde bulunduğumuz dönemde tüm iş yapış şekilleri bir geçiş sürecinde. Tarihe bakıldığında her geçiş sürecinin kendine has birtakım dinamikleri oluyor. Bu süreç nedeniyle ülkeler de kendilerince birtakım tedbirler alıyorlar. Bu süreç tamamlandığında ticaret de yeni normalini bulacak. Biz de bu süreçte AmCham Türkiye olarak, ikili ticareti ve ekonomik iş birliğini destekleyecek her türlü çalışmaya odaklanmayı sürdüreceğiz.
HABERCİ- Çok uluslu şirketlerin uluslararası pazara girme kararını verirken seçebilecekleri yöntemlerden en az risklisi ihracat, en karmaşığı lisans anlaşmaları ve en karlısı doğrudan yatırımlardır. Bu gerçekten hareketle; ülkemizde faaliyet gösteren çok uluslu Amerikan şirketleri riskli ve karmaşık yatırımlar yerine kar oranı yüksek doğrudan yatırımlara ya da yatırım ortaklıklarına yöneliyorlar diyebilir miyiz? Üyeniz olan şirketlerin bu noktadaki konumlarını kısaca değerlendirir misiniz?
Sektörlerinde öncü olan çok uluslu Amerikan şirketleri, dünya ekonomisinin her geçen gün biraz daha küreselleşmesi sonucu daha da büyümekte ve küresel pazardaki paylarını artırmakta… Çok uluslu şirketlerin yatırım yaptıkları ülkelerdeki şirketlerle işbirliği neticesinde oluşturdukları ortak girişimleri de de işin içine kattığımızda (örneğin Yalova’da kurulu olan DowAksa) ortaya devleşen şirketlerin çıktığını görüyoruz. Ulusal imkanların yetersiz olması, teknik bilgi, organizasyon ve sermayeye sahip olan ABD başta olmak üzere batılı şirketlerle ortaklıklar kurmaya yönelmemiz ülkemiz için gelecekte bir sıkıntı yaratır mı? Uzun vadede bu konuda oluşabilecek riskler konusunda görüşünüz nedir?
TURNAOĞLU- Burada her şeyden önce iki ülkenin, geçmişi 200 öncesine kadar uzanan ve ilk günden bu yana sürekli gelişmeye devam eden iki taraflı bir ilişkisinin söz konusu olduğunu vurgulamak isterim. Bu ilişkilerin, başlangıcından bu yana karşılıklı fayda sağlamak amacıyla ve bu amaca hizmet edecek bir kurguyla tesis edildiği de bilinen bir gerçek. Sıklıkla dile getirdiğimiz ve 2020 yılı başında temel hedefimiz olduğunu deklare ettiğimiz gibi, AmCham Türkiye olarak hedefimiz; ‘ülkemizi global pazarlara taşıyan bir güç olmak’.
Son olarak…
ABD’li şirketlerin ülkemize yatırım yapmaya devam ettiğini vurgulamak istiyorum.
Belirttiğim gibi şu an bünyemizde 120 üyemiz bulunuyor ve bunların hepsi Türkiye’de faaliyet gösteren ABD merkezli şirketler. Üyelerimizin arasında çok büyük yatırımcılar var. Üyelerimizin ülkemizdeki toplam yatırımı ise 60 milyar dolardan fazla. AmCham Türkiye olarak bu miktarı daha da yukarıya çekmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İkili iş birliğimizin her geçen gün geliştiğine ilişkin olumlu sonuçları görmeye devam ediyoruz.