yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,4787
EURO
36,4051
ALTIN
2.952,29
BIST
9.305,83
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Yağmurlu
22°C
Yalova
22°C
Yağmurlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
20°C
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
10°C
Pazar Az Bulutlu
10°C

YALOVA KÜTÜPHANESİNİN EN ÇOK OKUNAN KİTABI

12.09.2022 14:38
0
A+
A-

 

Yalova’da günlük yayınlanan iki gazete mevcut. Bu iki gazetenin en köklü olanı şu an elinizde tuttuğunuz ya da internet sitesinde olduğunuz gazetesi HABERCİ. Hem köşe yazarı hem abonesi olduğum gazeteye bir gün göz atarken Zeynep TAŞTAN imzalı bir haber gözüme çarptı. 2021 yılında Yalova Kütüphanesi’nde en çok okunan kitaplar listesinde ilk sırada “Hayvan Çiftliği” isimli George Orwell’in kitabı bulunuyormuş. Bir anda çok şaşırdım. Sonra üzüldüm. Sonra bu konu ile ilgili bir köşe yazısı yazmam gerektiğini belirten bir tweet ile okurlara bir söz verdim. İngiltere kraliçesi de toprağın altına girince yazmak zamanı da gelmiş oldu.

“Hayvan Çiftliği” kitabı yazarı tarafından mecazi bir dille yazılmış, fabl (hayvanları konuşturan) tarzdaki siyasi bir hiciv romanı. İlk olarak 1945’te İngiltere’de yayımlandı. Stalinizmin bir eleştirisi olarak değerlendiriliyor. 112 sayfalık ince bir kitap. Özetini bir kısmını http://roman-ozetleri.blogspot.com/2007/12/hayvan-iftlii.html adlı internet sitesinden alarak anlatayım.

“Olaylar İngiltere’de bir çiftlikte cereyan eder. Hayvanlar, çiftlik sahibi zalim Bay Jones’un boyunduruğu altında köle gibi yaşamaktadırlar. Yaşlı domuz Koca Reis, buna karşı çıkmak için bir devrim planlar ve hayvanları gizli bir toplantıya çağırır. Toplantıda tüm hayvanlara artık köle gibi yaşamalarının sonunun gelmesi gerektiğinden ve gördüğü bir rüyadan bahseder. Üç gün sonra da öldürülür. Kendisinden geriye konuşma esnasında söylediği İngiltere Hayvanları adlı şiiri kalmıştır. Fakat konuşması da çoktan diğer hayvanlarda ufuklar açmaya başlamıştır.

Sahipleri Bay Jones’un yem saatlerini unuttuğu bir günde önceden planlanmış olmamasına karşın aniden ,isyan patlak verir ve bu devrim umduklarından da kısa bir süre içerisinde tamamlanır. Çiftliğin sahibi Bay Jones çiftlikten uzaklaştırılır. Artık en zeki olarak tanımlanan domuzlar diğerlerine önderlik yapmaya başlarlar. İlk iş çiftliğin adını değiştirmektir. İsim kolayca bulunur. Bu sahibi sadece kendileri olan çiftliğin adı bundan sonra “HAYVAN ÇİFTLİĞİ”’dir.

Süreç içerisinde iki domuz öne çıkar: Nopolyon ve Snowball. Napolyon iri yarı, iyi konuşamayan ancak otorite sahibi; Snowball ise etkili konuşan, parlak zekaya sahip biridir. İkisi birlikte koca Reis’in fikirlerinden yola çıkarak “animalizm” adında bir öğreti ortaya koyarlar. Ardından da kamçıları, gemleri, burun halkalarını, zincirleri yok ederler ve aynı gün “yedi Emir”i yazıp ahırın kapısına asarlar. Yedi Emir şöyledir:

  1. İki ayak üzerinde yürüyen herkesi düşmanın bileceksin;
  2. Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dostun bileceksin;
  3. Hiç bir hayvan giysi giymeyecek;
  4. Yatakta yatmayacak;
  5. İçki içmeyecek;
  6. Hiç bir hayvan bir diğerini öldürmeyecek;
  7. Bütün hayvanlar eşittir.

Bütün bu kuralar tüm hayvanlar tarafından benimsenmiş ve beklenen devrim gerçekleşmiştir. Ancak zamanla Napoleon ve Snowball birbirini çekememeye başlayıp, ikisi de yeni düzenin tek adamı olmak istememektedir. Snowball çiftlikte elektrik üretimi için bir yeldeğirmeni yapılması gerektiğini söylediğinde Napolyon’un köpekleri tarafından çiftlikten sürülür. Ama buna rağmen yeldeğirmeni çalışmalarına başlanır. Burada Napeleon başta savunmadığı bu düşünceyi sonraları ne yapıp edip kendisinin de bunu savunduğu ancak Snowball’u çiftlikten göndermek için böyle söylediğine inandırır. Devrimin amaçlarından da hızla uzaklaşılmaktadır; başlarda vaad edilen çalışma saatlerinin azalacağı yiyeceklerin artacağı yönündeki sözler gitmiş aksine çalışma saatleri artmış, verilen yiyecekler azalmıştır. Bu arada domuzlar da hızla şişmanlamaktadırlar. Hatta yatakta yatmakta, içki içmektedirler. Hayvanların eşitliği ilkesine uymayan bu davranışlar zamanla duvardan değiştirilerek domuzlar tarafından kendilerine uygun hale getirilir. Örneğin domuzların yatakta yatmaları ve içki içmeleri konusunda “Hiçbir hayvan yatakta yatmayacaktır” ilkesini hatırlayıp hayrete kapılıyorlar. Hep beraber duvarın yanına gidiyorlar, ancak duvarda: “Hiçbir hayvan çarşaflı yatakta yatmayacaktır” yazısını görüyorlar, hepsi, bu ilkeyi yanlış hatırladıklarını düşünüyor, bu ilkenin sonradan değiştirilmiş olduğunu anlayamıyorlar bile. Tüm hayvanların eşitliği ilkesi Koca Reis’le birlikte toprağa gömülmüştür kısacası.

Kış aylarında çiftlikte kıtlık baş gösteriyor. Buğday azalıyor, patatesler soğuktan donuyor ve yenilemeyecek hale geliyor. Açlıktan dolayı ölümler baş gösteriyor. Büyük domuz, bu haberlerin çiftlik dışında yayılmasını önlemek için önlemler alıyor, çiftliğe gelen ziyaretçilere, erzak depolarının dolu olduğunu söylüyor ve onlara, üzerini buğday ve yiyecekle örttürdüğü kum yığınlarını erzak diye gösteriyor…

Büyük domuz, aldığı bir kararla, tavukların yumurtalarının çiftlik dışında satılacağını, tavukların kuluçkaya yatmalarını yasakladığını ilan ediyor, buna karşı çıkan tavukları, yetiştirdiği köpeklere öldürtüyor. Bunun üzerine hayvanlar; “hiçbir hayvan diğer bir hayvanı öldürmeyecektir” ilkesini hatırlıyorlar. Hemen bu ilkelerin yazılı bulunduğu duvarın yanına gidiyorlar. Ancak duvarda: “Hiç bir hayvan diğer bir hayvanı bir sebep olmadan öldürmeyecektir” yazıldığını görüyorlar, bu ilkeyi de yanlış ezberlemiş olduklarını düşünüyorlar.

Büyük domuz, çiftlik içerisindeki hayvanlar arasında: “liderimiz”, “Hayvanlar babası” , “Koyunlar hâmisi” , “Yavru hayvanların dostu” gibi üstün sıfatlarla anılıyor ve her türlü güzellikler ona atfedilmeye başlanıyor; mesela: genellikle tavuklar, “liderimiz sayesinde altı günde beş yumurta yumurtladım” , havuzdan su içen inekler: “liderimiz sayesinde bu suyun tadı ne kadar güzelmiş” diyorlar…

Bir gün çiftliğe dışarıdan saldırılar oluyor. Yabancı hayvanlar çiftliğe giriyor, iki sene gibi uzun bir zaman içerisinde bütün hayvanların büyük gayretleri sonucu yaptıkları ve büyük domuzun adının verildiği Yel Değirmenini yıkıp harap ediyorlar. Çiftlikteki bütün hayvanlar yaralanıyor, bazıları ölüyor. Bir müddet sonra bir tüfek sesi duyuluyor. Ağır yaralı bir hayvan yanındaki bir domuza: “Neden tüfek atılıyor” diye soruyor. Domuz: “Zaferimizi kutlamak için” cevabını veriyor. Yaralı hayvan; “Hangi zafer” diye hayret ediyor. Domuz; “Ne demek hangi zafer, düşmanı topraklarımızdan kovmadık mı” diyor. “Ama iki yıl uğraştığımız değirmeni yok ettiler” karşılığını veriyor. Domuz: “Ne önemi var, bir değirmen daha yaparız, istersek daha fazla yaparız, yapmış olduğumuz muazzam işleri takdir etmiyorsun, şimdi şu bastığın topraklar düşman işgalindeydi, ama liderimiz sayesinde her karışını geri aldık” diyor. Biraz sonra Büyük Domuz, kendisine taktığı birkaç madalya ve nişanla çıkıp bütün hayvanları, elde ettikleri zaferden dolayı kutluyor, tebrik ediyor. Hayvanların hepsi büyük zafer kazandıklarına böylece inanmış oluyorlar. Bir gece çiftlikte bir gürültü oluyor, hayvanlar ahırdan fırlayıp koşuyorlar. Çiftlik ilkelerinin yazılı olduğu duvarın dibinde kırılıp parçalanmış bir merdiven görüyorlar, domuzlardan birinin orada sersem sersem dolaştığını, yanında bir fener, bir boya kutusu ve bir de fırça olduğunu fark ediyorlar. Hayvanlar duvara baktıklarında, duvardaki ilkelerden birinin daha kendi ezberledikleri gibi olmadığını fark ediyorlar.

Büyük Domuz, aldığı son kararla; arpaların bundan sonra sadece domuzlara tahsis edileceğini ve gazdan tasarruf etmek için ahırlardaki fenerlerin kaldırılacağını, hiçbir domuzun çiftlikteki işlerle uğraşmayıp, sadece yönetimle ilgileneceğini, domuzlardan başka, hiçbir hayvanın yönetim işlerine karışamayacağını, domuzların dışındaki bütün hayvanların Ağustos ayında pazar günleri dahi çalışacağını, çalışmayanın yiyeceğinin yarıya ineceğini ilan ediyor.

Hayvanlar, “Bütün hayvanlar eşittir” ilkesini hatırlayıp, “bu nasıl eşitlik” diye kendi kendilerine söylenmeye başlıyorlar. Hemen, ilkelerin yazılı olduğu duvarın yanına gidiyorlar, duvardaki yazıların değiştirilmiş olduğunu, ilk defa, fark ediyorlar, duvardaki bütün yazılar silinmiş, sadece şöyle yazıyor:

“Bütün hayvanlar eşittir FAKAT Bazı hayvanlar ötekilerden daha fazla eşittir.”

Kitap okunası bir kitap. Özetle de böyle. Lakin bir yıl içinde bir ilin kütüphanesinde en fazla okunan kitap bu olunca insan kendisine sormadan edemiyor.

Domuzlar mı çoğaldı? Levha mı değişti? Çiftlik mi uyandı? Kıtlık mı geldi? Adalet mi unutuldu? Her ne oldu ise oldu. Bu kitap okunuyor. Var bir sebebi.

Vesselam.

Yazarın Diğer Yazıları
17.02.2022 15:40
01.02.2022 17:04
06.07.2022 16:49
30.04.2024 17:06
02.01.2023 17:52
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.