yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
32,7301
EURO
35,1229
ALTIN
2.449,14
BIST
10.647,91
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Parçalı Bulutlu
29°C
Yalova
29°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Açık
30°C
Pazar Az Bulutlu
30°C
Pazartesi Açık
30°C
Salı Az Bulutlu
32°C

1.ABDÜLHAMİD HAN

1.ABDÜLHAMİD HAN
25.06.2024 18:08
0
A+
A-

Araştırmacı-Yazar Muhsin Sevencan:

‘BU KİTAPTA TÜRK’ÜN VARLIK MÜCADELESİNİ ANLATMAYA ÇALIŞTIM’

  • Araştırmacı-Yazar Muhsin Sevencan, sekiz yıllık titiz bir çalışmanın ürünü olan yeni kitabını okuyucularıyla buluşturuyor. Sevencan, 6 Temmuz’da Engelsiz Kafe’de gerçekleştirilecek imza günü etkinliğinde okuyucularıyla bir araya gelecek.

Kitabının hazırlık süreci hakkında açıklamalarda bulunan Muhsin Sevencan, eserin ortaya çıkış hikayesini ve içeriğini anlattı. Sevencan, kitabı yazarken en büyük çabasının maddi kusurları en aza indirmek olduğunu belirterek, “Kelime veya harf hatası olmaması için büyük uğraşlar verdim. Okuyanların gözüne inşallah kusur ilişmeyecek” dedi.

Kapak tasarımının da tamamen kendisine ait olduğunu ve kapakta kullanılan fotoğrafın gerçek bir fotoğraf olduğunu vurgulayan yazar, kitabın yazım sürecinin 8 yıl sürdüğünü, ancak ham çalışmasını 6 ay içinde tamamladığını belirtti. Sevencan, “Kitabı yazarken bölümleri gözümde canlandırdım ve eksiklikleri tespit ederek düzelttim. 8 yıl boyunca bu kitabı yazarken aslında yaşadım” diye ekledi.

Haber / Zeynep TAŞTAN

Araştırmacı-Yazar Muhsin Sevencan, 8 yıllık titiz bir çalışmanın ürünü olan yeni kitabını okuyucularıyla buluşturuyor. Sevencan, 6 Temmuz’da Engelsiz Kafe’de gerçekleştirilecek imza günü etkinliğinde okuyucularıyla bir araya gelecek. Sevencan, kitapla ilgili HABERCİ’ye yaptığı açıklamada, “Bu kitapta Türk’ün varlık mücadelesini anlatmaya çalıştım” dedi.

‘8 YIL BOYUNCA BU KİTABI YAŞADIM’..

Kitapta kurgu olmadığını, olayların yaşanmış gerçek hikayeler olduğunu söyleyen Sevencan, “Bu kitabı 8 yılda yazdım. Eğer isteseydim daha önce de bitirebilirdim. Mesela kitabı yazarken bir bölümü bitiriyorum daha sonra o bölümü gözümde canlandırıyorum. Ben burada neyi eksik yapmışım ya da nereyi değiştirmem gerekiyor, onun hayalini kurdum. 8 yıl boyunca bu kitabı yazarken aslında yaşadım. Bu kitapta kurgu yok. Hepsi yaşanmış gerçek olaylar. Kitapta adı geçen Tahir Paşa aslında adı farklı olarak Yalova’da Şenköy’de yaşamış biridir. Bir kitabı 6 ay içerisinde de yazabilirsiniz, 8-10 yıl içerisinde de. Ben 6 ay içerisinde zaten kitabın ham çalışmasını tamamladım. Değerli büyüğüm Ahmet Akyol’a okuması için gönderdim. Bu kitabın ilk önce gerçek olaylarını bölüm bölüm Osmanlı arşivlerindekilere bağlı olarak yazdım. Sonra olayları birbirleriyle ilişkilendirdim. O arada Padişah Abdülhamid’in başına gelenleri de işlemeye başladım. Padişah’a yapılan suikast türlerinden örnekler de verdim. Dünyada en fazla suikasta uğrayan lider Abdülhamid’dir. Bu kurguları birleştirdim. Bazen okuyucu gibi tekrardan okudum. Ben okuyucu olsam neresi beni sıkar diye düşündüm; o kısımları ekledim ya da çıkardım. Bu kitabı 6 yılda yazdım; 2 yılda düzeltmelerini yaptım” dedi.

‘ALGI OPERAYONU YAPIYORLAR’..

Kitapta Beşinci Kol Faaliyetleri’nden de bahseden Sevencan, “Beşinci Kol Faaliyeti aslında basın yayın yoluyla bir kişiyi algı politikasına oturtmaktır. Avrupa’da masonların en başarılı faaliyeti budur. Basın-yayın yoluyla bir lideri halkın gözünde farklı göstermektir. Mesela Abdülhamid’i kötü gösterdiler. Halbuki Abdülhamid kötü bir insan değil. Okudukça karşınıza çıkacak. Ben bu konuda uzman kişilerin o dönem yazdığı Osmanlıca eserleri okudum. 200’ün üzerindedir. En az 4-5 bin sayfa da Osmanlıca belgenin çevirilerini yaptım. Kitapta son bölüm var; yıldız bombalaması. Sırf o bölüm için 1.500 sayfa belge çevirdim. Bu Yıldız bombalaması bölümünü profesörler bile yanlış yazmışlar. Yanlış yazmalarının sebebi ise ana raporudur. Ana rapor en başta yanlış yazılmış. Ben o dönemin savcılık soruşturmalarını çıkardım. Osmanlı arşivinde bu belgelerin hepsi duruyor. Çevirisi zor. Çünkü elle yazılmış Osmanlıca arşivler. Burada suikastçıların biyografilerini bile çıkardım. İstanbul’a nasıl geldiklerini, nasıl çalışma yaptıklarını çıkardım. 4 yıl boyunca İstanbul’da örgütlenmişler. Çok methedilen Abdülhamid’in hafiyeleri bunları tespit edememiş. Niye tespit edilemediği ise kitapta yazıyor. Dünyada ilk bombalı araba suikastı 1905 yılında Abdülhamid’e kullanılmak istenmiş” diye konuştu.

‘BU KİTAP CUMHURİYET İLE BARIŞIK BİR KİTAPTIR’..

Muhsin Sevencan, kitabının Cumhuriyet ile barışık bir eser olduğunu ve okuyucularının Abdülhamid’i yeniden değerlendirmelerine vesile olduğunu söyledi. Kitapta yer alan olayların ve kişilerin büyük ölçüde gerçek olduğunu, sadece roman üslubuyla anlatıldığını belirten Sevencan, “Bu eser hayal ürünü değil, yaşanmış olayların bir derlemesidir” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kitap Cumhuriyet ile barışık bir kitaptır. Kim okuduysa, ‘Biz Abdülhamid’i yanlış tanımışız’ diyorlar. Ben bu eseri yazarken böyle bir başlık düşünmemiştim. Fakat Abdülhamid’e yapılan saldırıları gördükçe bunun planlı bir algı operasyonu olduğuna kanaat getirdim. Fransa’daki bir yazar Abdülhamid aleyhinde birçok yayınlar yapıyor. Sonra bazı Türk aydınlar o Fransız yazarın yayınlarını paylaşıyor. Sonra Fransız’ı araştırıyorum, İstanbul’da Ermeni Lisesi’nde öğretmenlik günlerinde bölücülük propagandası yapıyor. Bölücülük propagandası yaptığı için de sınır dışı ediliyor. Ülkesine gidiyor ve kızmış. Sınır dışı edilmesini içine sindirememiş ve Türklerin aleyhinde, Abdülhamid’in aleyhinde akıl almaz yazılar yazıyor. Bunu da bazı Türk aydınlar kendi sayfalarında kullanıyorlar. Yani; algı yerine oturuyor.”

‘YALOVA’YI YAZARKEN ORTAYA ÇIKTI’..

Yalova’yı yazarken bu eserin ortaya çıktığını söyleyen Sevencan, “Yalova meselesini araştırırken bu kitap ortaya çıktı. Altınova tarafında İsvahan Çiftliği var. O çiftliğin ilk sahipleri Ermeni. Ermeni teröristler bunu İstanbul Beyoğlu’nda öldürüyorlar. Ermeni teröristler bu adamdan haraç istiyorlar. Haraç isteyince vermiyor ve ‘Devlet bana liyakat nişanı verdi; ben bu devlet sayesinde para kazandım’ diyor. Bu adamı Beyoğlu’nda suikast ile öldürüyorlar. Ben aslında bu Yalova olayını araştırıyordum. Bu olaydan bir girdim; karşıma korkunç şeyler çıktı. Yalova’da Hınçak ve Taşlak örgütlenmesinin yapısı çıktı. Bu yapı ortaya çıkınca mecburen İstanbul ile bağlantılar da ortaya çıktı. Olayın çok daha büyük boyutlar içerdiğini fark ettim. Bunu fark edince konunun içine dalmış oldum. Aslında Yalova meselesinden başlamıştık ama boyutunun çok farklı olması bizleri farklı noktalara taşıdı. Aslında benim ilk niyetim Abdülhamid Han’ın yaşadığı olayları yazmak değildi. İster istemez olayların içinde Abdülhamid karşıma çıktı. Olaylar İstanbul’da yaşanıyor, suçlular Yalova’ya kaçıyor. Suçlular Yalova’ya kaçınca haliyle güvenlik güçleri de Yalova’ya geliyor. Mecburen olayların içine Yalova giriyor. Burası bir saklanma noktası oluyor. Aslında hala da öyledir. Suçluların saklanma noktasıdır. O zaman da öyleymiş” ifadelerine yer verdi.

‘ABDÜLHAMİD FİLİSTİN İÇİN DİRENDİ’..

Kitapta Abdülhamid’in Filistin için direndiğini ifade eden Sevencan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyonist teşkilatlarını kuran devlet İngiltere’dir. Bu, bütün dünyada kabul edilen bir şeydir. İngiltere’nin beslemesi ile ortaya çıkmışlar. Örgütlenmişler. Siyonistler, algı operasyonları ile dünyada bir baskı oluşturmuşlar. Hükümet değiştirmişler; ayaklanma çıkartmışlar. Hala da yapıyorlar. Bir başka ülkede bu algı faaliyetleri ile ihtilal bile yapıyorlar. Hükümetlerini düşüyorlar. Filistin’e direk saldırıyorlar. Bu kitabın ana meselelerinden biri de Abdülhamid’in Filistin için direnmesidir. ‘Yahudiler girmesinler oraya’ diyor. ‘Yahudiler oraya girerse orada çiftçilik yapamayacaklar’ diyor. Bunu Abdülhamid söylüyor. ‘Bunlar orayı kan gölüne çevirecekler’ diyor. ‘Yahudiler eski devletlerini kurma hayallerinin peşindeler’ diyor. Abdülhamid, o günlerdeyken aslında bugünleri görmüş ve söylemiş. Bu kitapta Filistin için bir direniş de var. Günümüz Filistin meselesinde bu kitabın aydınlatıcı tarafı var. Bu eser hayal değil. Olay doğru; yer ve mekanlar doğru, olayın içindeki insanların birkaçı hariç isimleri de doğru, zaman da doğru. Sadece ben bunları bir roman üslubuna çevirdim.”

‘TÜRKİYE GÜÇLENDİKÇE ONLARIN HAREKET ALANI KISALIYOR’..

“Abdülhamid, döneminde azınlıklara çok hak veriyor. Fakat her hak verişinde onlar daha fazlasını istiyor” diyen Sevencan, “Milliyetçiler, ümmetçiler kızıyor; ‘Neden azınlıklara bu kadar hak veriyorsunuz?’ diye. Yani parlamentoya belli bir sayıda Ermeni, Rum, Yahudi sokuyor. Azınlıklara bazı özel haklar veriyor. Bu sefer hak verdikçe karşı taraftaki insanlar kızmaya başlıyor; tepki gösteriyor. Diğer taraftan azınlıkların da talepleri bitmiyor. Ne verirsen bir fazlasını istiyorlar. Sözün özü; dünyayı sömürmek için Osmanlı Devleti’ni yıkmak istiyorlar. Avrupalıların hedefi bu. Başardılar da. Aynı şey şimdi de geçerli; Türkiye güçlendikçe onların hareket alanı kısalıyor. Bundan da rahatsız oluyorlar. O gün Osmanlı Devleti’ydi; bugün de Türkiye. Güçlü bir Türkiye asla istemiyorlar. Oyun aynı, sadece kullandıkları araçlar farklı. O zaman gazeteler, dergiler ve mecmualar vardı. Şimdi de sosyal medya var. Bu, daha da tehlikeli. İşin özeti; bu kitapta Türk’ün varlık mücadelesini anlatmaya çalıştım” ifadelerine yer verdi.

TEŞEKKÜR..

Sevencan, kitapta emeği geçenlere teşekkür etti ve sözlerini şöyle tamamladı: “Eserin hazırlanma aşamasında eleştiri ve önerilerle katkıda bulunan Ahmet Akyol’a, bütüncül fikre katkıda bulunan Mehmet Şenduran’a, redaksiyon çalışması yapan ve önerilerde bulunan Selda Altan’a, kurgu incelemesi yapan güven Sevencan’a ve eserin basımında destek veren Asri Karaarslan Uzun’a teşekkürlerimi sunarım.”

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.